Kağıdı cebime saklayıp kapıyı kapattım. İçeriden Tülin'i yanıma çağırdım. Yanıma gelir gelmez kağıdı tekrar çıkarıp ona gösterdim. Kağıdı alıp yazıyı okuduğunda benimle aynı tepkiyi gösterdi. Kimin bu sırrı bileceği hakkında düşünürken, Efsun çağırdı. Serkan ve Efsun'u daha fazla bekletmemek adına birlikte içeriye gittik. Bu sırrı üçüncü bir kişinin bilmesi bizim için hiç iyi olmamıştı.
Efsun önünde duran pastaya odaklanmışken, Serkan bize "Niye yüzünüz bu kadar asık ? Görende adam öldürdünüz sanacak." diyip güldü. Tülin yüksek sesle "Ne alaka ?" diye karşılık verdi. Bu cevap odada bulunan herkesin dikkatini çekmişti.
Gergin devam eden doğum günü partisi havasını kaybetti. Tülin hızlı adımlarla dış kapının yolunu tutarken partide kalmak yerine peşinden gittim. Efsun ve Serkan ise evde yalnız başlarına kalmışlardı.
Evin az ötesinde kırmızılarla döşenmiş kaldırımların üstüne oturmuş, kara kara düşünüyordu.
"Ne zaman bitecek bu karamsarlığın ?"
"Hiç bitmeyecek galiba. Göz göre katil olduk. Ve bunu bizden başka bilen bir kişi daha var. Bu kişiyi bulmamız gerek."
Yere diz çöküp Tülin'in yanına çömeldim. "Şüphelendiğin kişi var mı peki ?" Sorumun ardından aniden ayağa kalktı.
"Tabii ya, buldum! O kağıdı yollayan Serkan! Biz cesedi göle attıktan sonra ne tesadüfse oradan geçti. Kesinlikle bizi orada gördü. Eve gelen kağıdı, başka biri getirdi. - Serkan'ın anlaştığı biri -"
"Bize şantaj yapan Serkan mı diyorsun yani ?"
"Aynen öyle!"
Ardından Tülin koşarak evin önüne gitti. "Serkan, Serkan!" diye çığlık atmaya başladı. Birkaç saniye sonra Serkan kapının önünde belirdi.
"Ne bu sinir Tülin ?"
"Pis şantajcı ! Aklın sıra bizimle dalga geçiyorsun dimi ?"
"Ne şantajı ? Hiçbir şey anlamıyorum."
"Anlamamazlıktan geliyor bir de. Ben bunları yemem. Böyle bir konudan nasıl şantaj yaparsın ? Ben bilerek öldürmedim Hakan'ı !"
"Ne! Ne dedin sen ?"
"Bildiğini biliyorum."
"Sen Hakan'ı mı öldürdün ? Nasıl olur ? Katil misin sen ?"
Tülin, cebindeki kağıdı çıkarıp Serkan'a gösterdi. "Bunu sen göndermedin mi ?" Serkan tedirgin bir şekilde "Ne kağıdı ?" dedi.
Tülin dudağını ısırarak bana baktı. Yanlışlıkla sırrımıza bir ortak daha eklemişti. Tabii artık sır denebilirse!
Bağırışmaları duyan Efsun dışarıya çıktı. Serkan'a susması için gözümüzle hareketler yaptık. Tülin'in bu fevri hareketi başımıza bir dert daha açmıştı. Asıl bize şantaj yapan kimdi ?
Efsun bizden açıklama yapmamızı beklermişcesine duruyordu.Arkamdan gelen ayak sesleriyle kafamı çevirdim. Ali keskin bir bakışla bize doğru yaklaşıyordu. Neden geldiğini anlayamadan yanımıza varmıştı. Efsun'un yanına yaklaştı. "Bir tek senin haberin yok dimi ? Yazık olmuş sana. Bak hepsi seni dışlamış. Bunlar birer katil!"
Efsun derin derin yutkunurken "Nasıl ?" dedi. Ali cevaplamak için iyice yanına yaklaştı. "Anlamadın mı hâla ? Hakan öldü! Hemde bunlar yüzünden!"
Efsun bize bakarken, Tülin ile birlikte gözlerimizi hafiften kısmıştık. Sanki şu an olanlar tamamen hayaldi. Ali'nin bu sözleriyle gerçek santajcının kim olduğunuda bulmuştuk. Ali tam ortamıza geçip uzun konuşmaşına başladı. "Bu cinayeti ben cama bakarken yapmanız ilginçti. Tabii fırsat bu fırsat diyip kameraya çektim. Tüm görüntüler defalarca kopyalandı. Beni hemen bulacağınızı tahmin ediyordum. Sandığımdan daha aptal çıktınız. Serkan olayı da şantajımın tuzu biberi oldu. Böyle kolay bir şey beklemiyordum açıkçası. Haa bu arada beni şikayet etmişsiniz. Polisler bir şey bulamadı evimde maalesef. Neyse boşverelim bu küçük işleri. Sizin için yolun sonu gözüktü. Az sonra polisler burada olacak, adios amigos!"
Tülin'in elleri titremeye başlamıştı. Yanına gidip iyi olup olmadığını sordum. Donuk bir şekilde önüne bakıyordu.
Polis sirenlerinin duyulmasıyla yerimde durakalmıştım. Arabaların bize doğru yaklaşışını izlerken hapishanenin parmaklıklarını düşündüm. Arabanın içinden çıkan polisler adımızı söylediler. O sırada Ali, cinayetin görüntülerini polislere veriyordu. Arabaya binmeden son bir kez Serkan ve Efsun'a sarıldım. Ardından Tülin ile birlikte arabaya binip karakola doğru yol aldık.
Ellerimizde kelepçeler ile karakolun içine girdik. Delil olduğu için direkt olarak nezarethanelere gönderildik. Bir polis yanımıza gelip "Davanız yarın görülecek." dedi.
Tülin ile nezarethanenin içinde oturuyorduk. Bana baktı. "Bu sefer kurtulamayacağız." Bu kadar umutsuz olmak istemiyordum. "Merak etme, çıkacağız." dedim. Biz konuşurken bulunduğumuz yere Serkan ve Efsun geldi. Onları görünce birlikte ayaklandık. Efsun parmaklıkların arasından Tülin'in elini tuttu. "Avukatı aradık. Elinden geleni yapacak. Sakın üzülmeyin!" diyerek teselli etmeye çalıştı.
1 Gün Sonra (Mahkeme Anı)
Mahkeme salonunda sadece tanıdıklarım vardı. Tekrar bir arkaya bakınca Ali'yi gördüm. O an ne kadar sinir olsam da mahkemeyi etkileyebileceği için susmak zorunda kaldım. Hangi yüzsüzlükle buraya geldiğini anlayamamıştım.
Ali, elindeki kaydı alıp hakime uzattı. Kaydı başlatan savcı, bizimle birlikte olan biten her şeyi izliyordu. İlk önce Hakan'ın benim boğazımı sıktığı anın görüntüsü geldi. Avukatımız tam bu anda duraklatılmasını istedi. "Görüldüğü gibi müvekkilimin bir diğer müvekkilimi koruma amaçlı bu hamleyi yapmıştır. Bu olaya nefsi müdafaa diyebiliriz. Eğer ki o hamla yapılmamış olsaydı şu an hayatta olmayabilirdi. Ayrıca cesedi kaçırmalarının nedeni o an yaşadıkları stres ve panik oluşumundandır. Kısaca Ali Bey'in bu videosu sayesinde bizim haklılığımız görülüyor."
Avukatın bu konuşmasından sonra hakim bizim sözümüzü bile dinlemeyerek karar aşamasına geçti. "Bahsi geçen kişilerin nefsi müdafaa yoluyla ve kazara cinayet işledikleri görülüp, serbest kalmalarına karar verilmiştir."
Kendi kuyusunu kendi kazan Ali mahkeme salonunu hızlıca terk etti. Biz ise hep birlikte güle oynaya iradan ayrıldık. Avukatın bu ince detayları fazlasıyla işimize yaramıştı.
Gün boyu mahkeme ile uğraşmak hepimizi epey yormuştu. Evimize geçip dinlenmeyi tercih ettik. Serkan'a alt katta bir yatak hazırlayıp üst kattaki kendi odama çıktım. Yatağa yatar yatmaz derin bir uykuya daldım...
-
Ambulansın siren sesiyle aniden yatağımdan fırladım. Hızlıca aşağıya inip neler olup bittiğine bakmaya karar verdim. Tülin, Efsun ve Serkan'da bu büyük sesten uyanmışlardı. Birlikte dışarıya çıkıp tam karşımızda duran ambulans ve polis arabalarının yanına gittik.
Bir ceset, torba içine konulmuş götürülüyordu. Önümüzde bulunan komisere ne olduğunu sordum. "İntihar vakası! Muhtemelen gece intihar etmiş." dedi.
Ali'nin evinin önünde olduğumuzu tekrar hatırlayınca önümden geçen torbanın içinde Ali'nin olduğu gerçeğiyle karşılaştım.
Belki de dün yaşadığı yenilgiye dayanamayıp hayatına son vermişti. Arkama dönüp "Ali ölmüş!" diyince herkes ağzını açıp bana baktı.
Sonunda biz kazanmıştık. O kaybetmişti. Bu sefer gerçek bir kaybediş olmuştu...
Bölüm Sonu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korku Okulu 2
HorrorHer bitiş, yeni bir başlangıçtır. Bu sefer ki daha tehlikeli bir başlangıç! Korku Okulu serisinin ikinci kitabıdır.