Son birkaç gündür planımız kusursuz işliyordu. Ali'nin tüm dediklerini kayıt altına alıyorduk. Her şey çok iyi gidiyordu, o olaya kadar...
Sabah telefonumun çalmasıyla yataktan kalktım.
"Alo, Hakan!"
"Tülin sizde mi ?"
"Bilmiyorum, ben daha yeni kalktım. İstersen aşağı inip bakabilirim."
"Çok iyi olur." dedi ve telefonu kapatmadan aşağı indim.
Masada Ali ve Efsun birlikte yemek yiyorlardı. Tülin burada yoktu.
"Hayır, burada yok Hakan. Niye sordun ?"
"Kalktığımda evde yoktu. Yakınlardaki gidebileceği her yere baktım. Ne yazık ki hiçbir yerde yok. Telefonu kapalı, bir türlü ulaşamadım."
"Peki ben birkaç şey atıştırıp hemen geliyorum, görüşürüz." diyerek telefonu kapattım.
Masaya tekrar baktığımda Ali'nin orada olmasına çok şaşırdım. Efsun'un onca şeye rağmen onunla aynı masada yemek yemesi gerçekten ilginçti.
Sibel'i göremeyince Ali'ye ve Efsun'a nerede olduğunu sordum. İkiside bilmediklerini söyledi. Efsun'a, Ali ile birlikte yemek yediği için Tülin'in kaybolduğunu söylemek istemedim.
Üstüme kırmızı tişört, siyah pantolon giydim. Saçımı hafif düzleştirip aşağı indim. Masada kalan yemeklerden birkaç parça elime alıp çantama koydum ve Hakan'ın yanına gittim.
Evlerinin önünde çaresizce oturuyordu. Geldiğimi görünce ayaga kalkıp yanıma doğru geldi.
"Selin, nereye gitmiş olabilir Tülin ?"
"Hiç tahmin edemiyorum. Yani sürekli gittiğimiz kafeye gitmiş olamayacağına göre kesinlikle gitmediğimiz bir yere gitmiş."
"Polisi aradın mı ?"
"Evet, şu an etraftaki güvenlik kameralarını inceliyorlar."
"Çok iyi oldu bu. En azından biraz zaman kazanmış olduk."
O sırada polisler yanımıza doğru geldi. Ellerindeki bilgisayarı yanımızdaki masaya koydu.
"İşte gördüğünüz gibi gece saat 04:02'de maskeli biri, Tülin Hanım'ı baygın hâlde sürüklüyor ve araca sürüklüyor. Maalesef arabanın plakası belirgin değil ama modelinin 'mavi sedan' olduğu oldukça belirgin. Çevrede bu aracın modeli ile uyusan tüm araçlara bakacağız. Peki sizin şüphelendiğiniz biri var mı ?"
Hakan'da bende "Hayır." diyince polis aracına döndü. Araca binerken bir anda ayağını tuttu. Ayakkabısından altından bir şey çıkarıp tekrar yanımıza geldi.
"Araca binerken ayağıma takıldı. Bu kolyeyi daha önce gördünüz mü ?"
Hakan gergin bir şekilde "E-evet, bu Tülin'in." dedi.
"Buyrun sizde kalsın. Pek işimize yaramayacak gibi. Parmak izi kalsa suçlu kişi böyle bir detayı atlamayıp yerden alırdı."
Hakan kolyeyi teslim aldı ve benle birlikte eve girdi.
"Evet şimdi seninde gördüğün gibi araba evin sağ tarafından uzaklaşmış. Bizimde sağ taraftan yola çıkarak aramamız gerekecek." dedim.
Hakan ise sesini çıkarmadan beni dinledi.
Yanımızda bize yardım edecek bir kişi daha lazımdı. Bu sayede Tülin'i daha hızlı arayabilirdik. Telefonla Efsun'u aradım.
"Efsun çok önemli bir şey oldu. Acilen Tülin'in evine gel."
"Ne oldu ya ? Şu an Ali'yle konuşuyoruz."
"Şimdi senin hiç ikna edecek halim yok. Sibel orda mı peki ?"
"Hayır, sabahtan beri yok." diyerek telefonu kapattı.
Sibel'in de kaybolmuş olma ihtimali yavaş yavaş aklımda yer alıyordu. Aslında tamamen öyle düşünüyordum. Bir gecede iki kaybolma vakası. Neden Tülin ve Sibel ?
Hakan ile evden çıktık. Sağ tarafa doğru ilerlediğimizde yolun ikiye ayrıldığını gördük. Ağaçlarla kaplı olan tarafa Hakan, dümdüz yol olan tarafa ise ben gittim.
"Tülin!" diye bağırarak etrafa bakmaya başladım. Hakan henüz fazla uzaklaşmamış olacak ki bağırışlarını duyabiliyordum.
Biraz daha ilerlediğimizde ise tamamen yalnız kalmıştım. Ne Hakan'ın sesi geliyordu ne de yolsan bir ses. İleriye doğru baktığımda sonu görünmeyen ıssız bir yol gördüm.
Telefonumun çalmasıyla bağırmaya son verdim. Hakan'ın aradığını görünce aniden heyecanlandım.
"Alo Hakan!"
"Beykoz'da ki bir plajda özellikleri Tülin'le eşleşen bir ceset bulunmuş." dedi Ağlak bir sesle.
"Dur, bir sakin ol. Hemen geri dön ve beni arabayla al. Birlikte gidelim."
Az sonra Hakan araba ile yürüdüğüm yola geldi. Hızlıca arabaya binip plaja doğru gittik.
.
.
.
Plajın önüne vardığımızda Hakan'ın ellerinin titrediğini gördüm. En az bende onun kadar gergindim. Yavaş ve gergin bir şekilde plaja doğru giriş yaptık."Olay yeri girilmez" yazan sarı şeridini sıyırıp polislerin yanına gittik. Bizi gören polisler cesedin önünden yavaşça çekildi. Cesedin saç kısmının ucundan turuncu bir saç gözüküyordu. Üstü siyah bir bezle kapatılmış cesette o ayrıntıyı gören Hakan koşmaya başladı. Onu ben sakinleştirdim.
Birlikte cesedin yanına gittik.
"Hayır, Tülin bu kesinlikle." diye sayıklamaya başladı Hakan.
Cesedin üstündeki siyah bezi sıyırdığımızda derin bir sesle yutkundum.
"Sibel bu!"
Bölüm Sonu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korku Okulu 2
HorrorHer bitiş, yeni bir başlangıçtır. Bu sefer ki daha tehlikeli bir başlangıç! Korku Okulu serisinin ikinci kitabıdır.