kontrolünü kaybet // final

2.6K 231 199
                                    

Her zaman kontrolü kaybediyorum
bebeğim ben direnmeyi bıraktım
sadece serbest bırak tutkuyla birlikte
bunu istiyorsun, sabırsızca hamlelerimi yapıyorum
sana doğru kontrolümü kaybederken
elini sıkıca tutarak, sen başını kaldırıveriyorsun
aşktan sonraki düğmelerini fırlatıver
——

Kore Cephesi

Güney Kore halkına sorsanız en sevdikleri mevsimi yaz olarak söylerlerdi. Başta bunun sebebi tarımdaki artış olurdu ancak artık ikinci bir sebepleri vardı. Sarayda büyük bir düğün olmak üzereydi ve tüm ülke çiçeklerle süslenmiş gibiydi sanki. Düğünün başlamasına uzun saatler vardı ancak halk için şenlik sabahtan başlamış, yemekler dağıtılmaya ve insanlar sabırsızlanmaya başlamıştı. İki düğün olacaktı bununla birlikte. Güney Kore için yaz düğünü, Çin için ise kış düğünü.  

Junmyeon gecenin geç saatlerinden başlayıp sabahın erken saatlerine varana kadar geniş odasının terasında sandalyede oturuyor ve dışarıyı izliyordu. Güneşin batışını da, doğuşunu da buradan izlemişti. Öyle ya, korkuyordu uyumaktan.  Tüm bunların rüya olmasından korkuyordu. Bununla birlikte Çin geleneklerine göre evleneceği adamı düğüne kadar görmesi yasaktı, uğursuzluk getireceğine inanılır ve yapılması engellenirdi. Sırf bu yüzden kapısına muhafız dikmişlerdi, tüm hazırlıkları odasında sağlanacaktı. O'na sorarsanız bu tam bir saçmalıktı ancak Kralları ikna etmek imkansız olduğundan pes etmişti.

Yixing onun bu tepkisine gülmüş ve gizlice masanın altından elini kavramıştı. O andan sonra o kadar da sorun etmedi, ne de olsa her uzaklaştığında, geri döneceği yer hep Yixing'in yanı olacaktı.

"Hyung, sakın bana orada sabahladığını söyleme."

Baekhyun'un sesiyle düşüncelerinden silkelendi ve sandalyeden kalktı Junmyeon. Baekhyun'un üzerinde nakışlarla işlenmiş zengin bir gömlek vardı ve kumaş siyah dar pantolonun üzerinde çok güzel duruyordu. Düğün için katılımcıların özel tasarlanmış kıyafetler giyeceklerini biliyordu ancak kendisi ve saray halkı geleneksel hanbok giyecekti. Bu sebeple Kore düğününde Yixing hanbok, Çin düğününde ise Junmyeon Çin geleneksel kıyafetini giyecekti.

"Uyuyamıyorum Baekhyunie, kalbimde kocaman bir yangın var sanki. Sönmüyor."

Baekhyun yaramazca sırıttı. "Sönmesini istiyor musun ki?"

Junmyeon da  o gülünce gülümsedi. Kalbindeki yangını seviyordu, yangına sebep olan kişiyi de seviyordu. Yanmak daha önce hiç bu kadar cazip gelmemişti çünkü. Bir anka kuşunun yanmayı sevdiği kadar seviyordu o da. Öyle heyecanlıydı ki, hayatı boyunca yaşadığı tüm anları ikiye katlardı bu heyecan. İnanamıyordu bununla birlikte. Yixing'le buluşana kadar bu inanamama durumu devam edecek gibiydi.

"Asla, asla sönmesini istemiyorum."

Baekhyun yumuşak bir ifadeyle gülümsedi, içten içe bu cevabı alacağını biliyor gibiydi. Sadece dakikalar sonra kapı tekrar hizmetlilerin gelmesiyle açıldı. İlk girenler ellerinde kahvaltı tepsileriyle, ikinci gelenler ise düğünde giyeceği kıyafet ve görkemli büyük şapkayla gelmişti. Junmyeon onları gördükçe daha çok heyecanlanıyordu.

"Sadece saniyelik görüp, gelsem olmaz mı?" diye sordu kahvaltının ortasında. Şimdi odada Baekhyun, Minseok, Chanyeol ve Jongin vardı ve çekinilecek kimse de yoktu haliyle. Jongin masumca küçük bir çocuğa bakar gibi kafasını iki yana salladı. "Olmaz hyungie, uğursuzluk alacaksın başına sonra."

Diğerleri dıştan ne kadar seksi biri gibi görünse de sevimli olan çocuğun bu hareketine kıkırdadılar. Junmyeon sonrasında yine iç çekmişti. "Onu hanbok içinde görmeyi merak ediyorum ama!"

Lose ControlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin