Uzun bir geceye doğru gidiyorduk. Rahatsız edebilecek kadar uzun bir geceye. Carl ile aramızda uzun bir sessizlik oluşmuştu. Bu daha da rahatsız ediciydi.
Bir süre onu seyrettim. Alnına habersiz düşen dalgalı bir tutam, yüzüne yansıyan sokak lambasının ışığında denize çalan gözleriyle birlikte parlıyordu. Kıvrımlı dudaklarının kenarındaki gamzesi ortaya çıkarken, bana baktığını fark ettim.
Başımı yola doğru çevirirken gülümsedi. Elinin biri omuzlarımı sarıyordu. Öteki eli dağınıklaşmaya başlayan saçlarının arasında geziniyordu. Dalgalı ve güneşin rengine meydan okuyan bir saç rengi vardı. Bazen bu yüzden onu kıskanıyordum.
"Reklam arası girdi sanırım. Biliyorum yakışıklıyım. Çekinmeden izleyebilirsin."
Omzumdaki koluna vurunca kıkırdadı. Ardından ileride duran arabayı göstererek gözlerimi devirdim. Enseme yapışan saçlarım boynumu gıdıklıyordu. Ceketimin içinde birbirine giren saçlarımı çıkarıp geriye savurdum.
Bu dikkatini çekmiş olmalıydı ki bana doğru döndü. Elini saçlarından çekerek yüzümün ortasına düşen bir tutan dalgalı saçı, kulağımın arkasına sıkıştırdı.
"Senin saçların da fena değil hani, kestane rengi ama fazla uzunlar. Saçlarının uzun olmasını seviyorum. "
Boyu benden uzun olduğu için başımı yukarı kaldırmak zorunda kaldım. Ardından gülümsedim çünkü çokça kez saçlarımı kesmeye yeltenmiştim. Üzerimden kalkmasını istediğim yükün bir kısmını atabileceğim düşüncesiyle. Ama yine başarısız olup vazgeçmiştim. Bu yüzden gülümsemiştim.
"Lisedeyken çok sık keserdim. Bu yüzden bana çok kızardın. Biraz akıllandım sanırım koca çocuk."
Kıkırdadı ve benimle birlikte yürümeye devam etti. Bir taşa takılıp sendelerken kolumdan destek alarak beni de aşağıya çekti. Gözlerimi devirirken önden önden yürümeye devam ettim. Arabaya yaklaşınca kilidini anahtarla açtım. Carl peşimden gelirken arabanın kapısını açtım.
Telefonum hâlâ arabaydı ve mesajları okumaya cesaret edemiyordum. Olacaklara hazırlıklı olmam gerekiyordu. Carl yanımdayken mesajlara bakamazdım. Düşüncelerimi bir kenara bırakırken arabaya bindim. Aynı şekilde o da yavaş adımlarla arabaya binmişti.
"Carl? "
İsmini duyunca bana doğru döndü. Anlamadığını söyleyen bir bakış gönderdi.
"Saçmaladığımı düşüneceksin ama ben artık hiçbir şeye anlam veremiyorum. İçinden çıkamıyorum. Her şey üst üste geliyor ve ben hiçbir şey yapamıyorum. Son zamanlarda yanımda olmandan mutluyum. Ben... teşekkür ederim. "
Direksiyondaki elimin birini avuçlarının arasına aldı ve diğer eliyle yanağımı okşadı. Henüz yeni bir şeyler yaşamaya hazır değildim ve sadece ona kendimi yakın hissetmem beni tedirgin ediyordu.
"Rose her zaman yanındayım. Özellikle de kendini kötü hissettiğinde. Bu koca çocuk her zaman yanında. Tyler'ı sorun ediyorsan, etme. O seni hak etmiyordu."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Senfoni #Wattys2018
Mystery / ThrillerWATTYS 2018 UZUN LİSTE HİKAYESİ* "Cezalı bir oyun ve kurallarını sen belirledin. İnsanların hayatları senin ellerinde. Oyuna bir kere başladıysan... bırakamazsın. " Kapak Tasarımı: rei-nia Başlangıç 29.07.2017 Wattpad'de Kızıl Senfoni isimli ilk v...