&&&&&&&&&
Oktay'la camda kesişmişti gözlerimiz. O kadar güzel bir çift profiliydi ki... Oktay gülümsüyordu ama ben... Ben ise bir tepki bile vermiyordum. Ya da veremiyordum. Ben hala mimiksiz bir şekilde dururken Oktay kenetlediği ellerini açıp iki elimi de avuçlarının arasına yerleştirdi. Ben ne yapıyor diye bakarken o da ellerimi ellerine kenetledi. Bakışlarını tekrar cama çevirdi. Dişlerini gösterecek derecede gülümsedi. Nefsime teslim olmak istemiyordum ama Oktay her seferinde beni zorluyordu. Şimdi kendim ayrılsam bana darılacak diye endişeleniyordum. En iyisi dua etmek diye düşünerek içimden Rabb'ime dua ettim.
'Allah'ım kimse üzülmeden beni bu durumdan kurtar.'
Etrafı titreten zil sesiyle fark etmeden yumduğum gözlerimi açtım. Oktay telefonunun çalmasından pek hoşnut olmamıştı galiba. Oflayıp ilk önce ellerini çekti ellerimden. Sonra da başını çekti omzumdan. Oktay telefonunu kulağına götürdü. Ben de bu evde ne yapacağımızı düşündüm.
'İnşaAllah eve geri döneriz' diye geçirdim içimden. Oktay telefon konuşmasını sonlandırdıktan sonra bana döndü.
"Berat geliyor. Eve geri döneceğiz."
Allah'ıma şükrettim bir kere daha.
"İyi olur."
Oktay pişkince sırıtınca anladım saçmalayacağını.
"Çok üzüldün değil mi balayımızın yarıda kalmasına?"
Gözlerimi devirdim.
"Yaaa ne demezsin? Bugün gözüme uyku girmeyecek sırf bunun için."
Oktay gülünce ben de güldüm sessizce.
"Şimdi niye getirdi bizi buraya ve niye geri götürecek? Ben anlamadım."
"Iııı şöyle ki bizim bir işimiz var da o yüzden geri döneceğiz. Seni eve bırakıp oradan başka yere geçeceğiz biz."
Tabii ki de merakım susmadı.
"Ne işiymiş bu?"
"Hiç ya. Şirketle ilgili bir şey."
"Okan gitmemiş miydi zaten?"
Oktay birden yanağımdan makas alınca kaşlarım çatıldı sinirden.
"Gitmemi istemediğini bu kadar belli etme nurlu kız."
"Hareketlerine dikkat et Oktay. Saçmalamayı da kes."
Oktay ellerini ceplerine yerleştirip gülmeye devam etti. Sinirlenmemek için Euzü Besmele çektim içimden.
"Ne zaman gelir?"
Oktay sorumla kafasını bana çevirdi.
"Bilmem. Yarım saat demişti. Ama büyük ihtimal bir saatte anca gelir. Sen de ayakta beklemeyi düşünüyorsun galiba."
Yine gözlerimi devirdim. Fark ettim de bu göz devirmelerini sık sık yapıyordum artık. Sebebi de karşımda sırıtıyordu.
Evin kapısından biraz ilerlediğimizde salon çıkıyordu. Salonda iki kanepe iki koltuk vardı. Kanepeler lila renginde ve çok yumuşaklardı. Oktay'ın oturduğu kanepenin karşısındaki koltuğa oturdum. Yumuşak yastığı kucağıma alıp etrafı incelemeye başladım. Duvarlardaki tablolarda çoğunlukla çizimler yer alıyordu. İçlerinden bir tanesi hariç. Bir tablo vardı ki diğerlerinden farklıydı. Bu fotoğraftı. O kadar güzeldi ki... Tam da benim istediğim şey yer alıyordu bu fotoğrafta. Fotoğrafta gelin ve damat vardı. Camide damat ön safta gelin ise arka safta durmuş namaz kılıyordu. Yüzümde oluşan tebessümle birlikte istemsizce iç çektim birden. Oktay karşıdan yolladığı bakışlarla beni zaten çıldırtıyordu. İlla beni sinirlendirecek bir şey buluyordu. Ama bu sefer söylediği cümlede bulunan ses tonu ciddiydi ve ben buna çok sevinmiştim.
![](https://img.wattpad.com/cover/64453866-288-k276571.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMTİHANIMSIN•TAMAMLANDI•
Espiritual✨#imtihan~1✨ ✨#gerçeksevgi~1✨ ✨#helalim~1✨ ✨#helalaşk~2~✨ Kapının açılma sesini duymamla başımı eğdim. Bir küfür duyunca kaşlarım çatıldı istemsizce. Yok artık! Yoksa bu kişi o kişi mi? Yani küfreden şahıs benim kocam mı? Hayır,hayır. Lütfen böyle...