1. bölüm

6.8K 180 209
                                    


''doruk uyan çabuk!!''


sağ tarafımda yatan doruk kıpırdanarak yastığı kulaklarına bastırdı. bu adam beni cidden delirtecekti. kasıklarıma giren sancıyla şiddetli bir şekilde inleyerek kocaman olan karnımın el verdiği kadar bacağımı büktüm ve onu yataktan ittim. doruk yere sert bir şekilde düştükten sonra kan çanağı olmuş gözler ve kızgın bir suratla bana baktı.


''yine ne çekti canın bulut!! bir bırak da tatil günümde uyuyayım bari''


ona daha cevap veremeden karnıma saplanan yeni bir sancıyla nefesim kesildi. ağlamak üzereydim. doruk durumu anlamış olacak ki gözlerini kocaman açarak bir bana bir karnıma bakmaya başladı.


''y-y-y yoksa... yoksa''


artık ağlamaya başlamıştım. sancılarım o kadar şiddetliydi ki nefes almakta zorlanıyordum.


''bakma öyle hazırladığım çantayı al ve beni arabaya götür!''


doruk telaşla pantolonunu giyerken ben ıkınmamaya çalışıyordum. sancılarım son zamanda sıklaşmıştı ancak bu kadar ağrılı olmamıştı hiç. doruk yatağa gelip beni kaldırırken bitkin bir şekilde ona tutundum. tek adım atacak halim yoktu. ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. merdivenlerden zar zor inerken yatak odasının alt katta olmamasına lanet ettim. doruk beni yavaşça arabaya bindirip kendisi de şoför koltuğuna geçti. arabayı çalıştırıp hızla yola koyulurken bir yandan da beni kontrol ediyordu. ben ise acıdan bayılmamak için kendimi zorluyordum. son aylarda sancılarım için endişeliydim ancak bu kadar fazla olacağını tahmin edememiştim. araba yavaşlamaya başladığında doruk'a döndüm.

''ne yapıyorsun? neden yavaşladın!''

''arabanın yakıtı bitti sanırım!''

ona inanmaz gözlerle baktım. Doruk sanki birazdan kendisi doğuracakmış gibi korku ve acı içinde görünüyordu. ama tanrı aşkına! kim evde hamile bir karısı varken arabanın yakıtını kontrol etmezdi ki?

''bravo doruk! aaaaah ne yapacağız şimdi?''


sancılarım iyice artmıştı. artık acıdan ağlıyordum. doruk emniyet kemerini çözüp aşağıya indi ve otobanda durup arabaları durdurmaya çalıştı. kimsenin durmamasına mı yanayım, bu durumda bile çok tatlı göründüğünü düşündüğüm için kendime mi şaşırayım bilemedim. sonunda bir aracı durdurduğunda içeridekine bir şeyler anlattı. daha sonra araçtan kel,bıyıklı orta yaşlı bir adam indi ve ikisi de koşarak arabaya doğru geldiler. doruk kapıyı açarak beni arabadan indirdi ve ikisi de koluma girerek beni yürütmeye başladı. diğer arabaya bindiğimde ağrılarım dayanılmaz bir hal almıştı. derin derin nefes alarak kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. çocuğumu yolda doğurmak istemiyordum!


'' abla durumun nasıl? merak etme yetiştireceğim seni''

abla? evet kabul ediyorum takıldığım şeyler saçma ama gerçekten abla mı? önümdeki adam benden en az 20 yaş büyüktü yahu! doruk elimi sanki birazdan parmaklarımı kıracak gibi tutuyordu. evet gergindi ama acıma acı katmasının da bir anlamı yoktu. 


''hayatım elimi sanki birazdan kıracakmış gibi tutmazsan sevinirim. yeterince acı çekiyorum''

SADİST 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin