''Öğle arasını burada geçiremeyiz.'' dedi gülerek.
''Bişeyler yiyelim. Acıktım.''
Elimi tuttu ve yavaş yavaş yürümeye başladık. Koridora yaklaştıkça kalp atışlarım daha da hızlanıyordu. Herkes bize bakacak. Beni beyinlerinde onlarca kez öldürecekler. Donghae surat ifademdeki endişeyi fark etmiş olacak ki, birden durdu.
''Bir sorun mu var, Haru?''
Ona karşı dürüst olmalıyım.
''Korkuyorum.''
''Neden korkuyorsun?''
"Herkes seninle... yakın olmamıza aşırı tepki veriyor. Seni haketmediğimi düşünüyorum ve bunun seni kırmasından korkuyorum."
Dudaklarını büzdü -AH ÇOK ŞİRİN- ve derin bir nefes aldı.
"Haru, bu konuşmayı tekrar yapmayalım olur mu? Seni seviyorum, görünüşe bakılırsa senin de bununla ilgili bir problemin yok. O halde kimsenin ne dediğine takılmak zorunda değilsin. Çünkü ben yanındayım,"
Gülümsedi ve dudaklarını hafifçe yanağıma dokundurdu, "Ve her zaman burada olacağım."
Her zamanki gibi gözlerimden kalpler fışkırırken Donghae de beni yavaşça koridora doğru sürükledi. Girdiğimizde tahmin ettiğim her şey oldu. Zaten daha azını beklemiyordum.
Kantine geldiğimizde ne yiyeceğime karar vermeye çalışıyordum.
Donghae hafifçe koluma dokundu."Ben birazdan gelirim, olur mu?"
Gülümseyip kafamı salladım ve yemeğimi alıp Hana'nın yanına gittim. Tabağından başını kaldırdı ve şaşkınca bana baktı.
"Yalnız mısın? Nasıl oldu bu?"
"Bir yere gideceğini söyledi - hem ne var bunda yapışık ikiz miyiz biz?"
Omuz silkti ve tabağına geri döndü. En azından kısa bir süre için. Omzumun üzerinden arka masalardan birini gözetlediğini anlayınca hafifçe arkamı dönüp baktım.
"Şimdi de oturup Kyuhyun'u hiçbir şey olmamış gibi kesmeye devam mı ediyorsun?"
'Poker face' ifadesini takındı ve hiçbir şey duymamış gibi yemeğine devam etti.
************************************
[Donghae]
Koridorda gördüğüm Luhan'ı tişörtünün yakasına yapıştığım gibi herkes yemek yediği için boş olan bahçeye çıkardım.
"Amacın ne bilmiyorum ama Haru'ya zarar verir veya canımı sıkacak bir şey yaparsan-"
Ellerimi yakasından itti ve soğuk bir yüz ifadesiyle bana baktı.
"Haru'ya zarar vermek gibi bir amacım yok ve ondan çoktan af diledim. Ama bu beğenmeye başladığım kızı etkilemeye çalışmayacağım anlamına gelmiyor. Canını biraz sıkabilirim."
Sinirle yüzüne savurduğum yumruktan son anda sıyrıldı ve geriye çekilirken tökezledi. En az benim kadar öfkeli olduğunu gördüğümde sakinleşmeye çalıştım.
"Ondan uzak dur."
"Hayır."
Bu sefer karşıdan gelen hızlı yumruktan kaçma sırası bendeydi.
Onun yumruklarından kaçmaya çalışırken bir yandan da olabildiğince vurmaya çalışıyordum.Hala okulun bahçesindeydik, nöbetçi bir öğretmenin geçerken bizi görmesi işten bile değildi.
İkimiz de deli gibi nefes nefese kalmış halde birbirimize baktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haru
FanfictionSong Haru sıradan bir lise öğrencisidir. Tıpkı sıradan bir lise öğrencisi gibi hoşlandığı bir çocuk vardır. Ama her şey bu kadar sıradan devam etmez. Kendini bir anda bir aşk üçgeninin - daha doğrusu dörtgeninin- içinde bulur. Popüler prens...