Öncelikle tüm okuyucularıma teker teker teşekkür etmek istiyorum, çünkü 2K okunmayı geçtik!
"Haru..?"
Luhan'ın şaşkınlıkla içeriye bakışını ve Baekwan'ı fark edince gözlerinin donuklaştığını fark ettim.
Yanımda oturan Baekwan'ın gerilip benden biraz uzaklaştığını hissettim.
"Selam Luhan."
Gözleri iyice soğuk bir hal aldı.
"Onunla ne yapıyorsun burada?"
"Sadece konuşuyorduk..." dedim sakin bir sesle.
Gözlerini kırpıştırdı ve yavaşça kafasını yere doğru eğdi.
"Sizi rahatsız ediyor olmalıyım... Üzgünüm ama bunu yapmaya devam edeceğim."
"Kendi işine baksan iyi olur." Yanımdan yükselen gergin sesle ellerimi havaya kaldırdım.
"Birbirinizin kafasını koparacakmışsınız gibi bakışmasanız?!"
Luhan tek laf etmeden yan tarafta duran haritalardan birine uzandı ve sınıftan çıktı.
"Özür dilerim Haru."
Bakışlarımı Baekwan'a çevirdim. Gülümsedi ve eyeliner çekilmiş gözleri kısıldı.
"Beş dakikalık konuşma sözü istemiştim ve benimle konuştuğun için teşekkür ederim."
Ben ağzımı açamadan konuşmasını sürdürdü.
"Seni daha fazla tutmayayım, sınıfa kadar gelmemi ister misin?"
"Gerek yok." dedim sakin bir sesle ve devam ettim.
"Seninle konuşmak sandığım kadar kötü değilmiş."
Yüzüne şirin bir gülümseme yerleştirdi ve ayağa kalktı. Kapıyı yavaşça açtı ve geçmem için bekledi. Yavaşça ayağa kalkıp dışarı çıktım. Beni bir kaç adım geriden takip eden Baekwan'a göz ucuyla baktım. Oldukça mutlu görünüyordu.
"Haru! Ha-"Kafasını sınıfın kapısından çıkarmış olan Hana'yla gözgöze geldik. Bakışları bir an için Baekwan'a kaydı ve Luhan'a attığı bakışların bir benzerini ona da gönderdi.
Çekingen adımlarla Baekwan'dan ayrılıp sınıfa yürüdüm. Tıslayarak bana bakan Hana'ya kaşlarımı kaldırdım.
"O kim?"
"Baekwan."
"O kim diyorum."
Derin bir nefes aldım. Evet, korumacı bir erkek arkadaş görevi görebilecek bir yakın arkadaşım var.
"Baekwan. Arkadaş. Hani olur ya?""Donghae'yle hala konuşmadın değil mi?"
"Konuştum." dedim ve kaşlarımı çattım.
Tedirgin bir şekilde Baekwan'ı süzdü.
"Bunu onaylayacağını sanmıyorum."
"Ona soran olmadı zaten... "
Kafama yediğim hafif bir darbeyle kaşlarım tekrar çatıldı.
"Aish! Bu ne içindi?!"
"Ben sizin adınıza fan sayfası açmak üzereydim... Senin şu aptallıkların yüzünden sürekli kavga ediyorsunuz."
Gözlerimi devirdim.
"Bana aptal deyip durma! Hiç yardımcı olmuyorsun..."
Omzumda hissettiğim el ile arkamı döndüm.
"Biraz sakinleşmeye çalış. Ben sınıfa gidiyorum. Bana ihtiyacın olursa mesaj atabilirsin."
Kafamı salladım.
"Numaralarınızı ne zaman bir birinize verdiniz?!"''Sen Donghae ile bana fan sayfası açma hayalleri kurduğun zaman.'' dedim soğuk bir sesle ve sınıfa girdim.
Pencereden dışarı baktığımda tek tek düşmeye başlayan kar taneciklerini gördüm.
Sahi, Noel'e bir haftadan az kalmıştı. Sınavlar, ödevler, okul derken kocaman bir yıl geçmişti. Gözümün önüne düşen saç parçasına doğru üfleyerek görüş alanımdan çıkmasını sağladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haru
FanfictionSong Haru sıradan bir lise öğrencisidir. Tıpkı sıradan bir lise öğrencisi gibi hoşlandığı bir çocuk vardır. Ama her şey bu kadar sıradan devam etmez. Kendini bir anda bir aşk üçgeninin - daha doğrusu dörtgeninin- içinde bulur. Popüler prens...