~ Bölüm 8 ~

22 1 1
                                    

Oy anam ölüyom. Ağğğ kolumun orda ne var be? Sırtımı döndüğümde yatağın diğer tarafında yatan Hare'yi gördüm. Hayvan git kendi yatağına yatsana şunun şurasında bir metre fark var. Bi de kolumun üstüne yatmış. Zaten yoruldum şu savunma dersleri nerden aklıma geldi de listeye yazdıysam..

"Angut musun kızım git yatağına yat be üstüme ne yatıyon?" diye çemkirince kolumun üstünden kalktı. Kangren oluyomuşum az daha. Mosmor olmuş yavrucak. Gözlerini açmadan kendi yatağına varmayı başarınca ağzım açık kaldı valla. Ben gözlerimi kapatıp bi adım atsam kesin kafamla bacağım yer değiştirir.

Banyoya gidip saçlarımı topladım. Yüzümü yıkayınca biraz kendime geldim. Aynada kendime bakınca gördüğüm ilk şey boynumdaki morluk oldu. İzmiş de kimse bana dokunamazmış da bilmem ne. Resmen üstümde dün gece seviştim tabelası var gibi hissediyorum. Ve en kötü kısmı da öyle bişey olmamasına rağmen bu şekil bir görüntü oluşuyor. Saçlarımı hızlıca açıp morluğun üstüne de biraz makyaj yaptım ama daha da kötü olduğu için peçeteyle sildim. Ne olursa olsun Hare'nin dedesi fark etmemeliydi. Hare camışı hala uyurken salona gittim. Mutfağı yokladım. Salih Dede'nin odasını da kontrol edince sabah yürüyüşünü aksatmadığını fark ederek derin bir oh çektim. Mutfağa gidip bişeyler hazırlayınca Hare de geldi. Yediklerimizi kaldırıp giyindikten sonra bugün Boralara yürüyerek gitmeye karar verdik. Dün gece çok yorgun olduğum için Bora'nın takıldığı kızları hiç düşünememiştim. Yolda sessizce yürürken buna bol bol vaktim olmuştu. Kendi iç savaşıma nokta koyamayacağımı anlayınca hakemlik görevini Hare'ye bıraktım.

"Hare, şu dünkü konu var ya hani.. Bora ve Enes' in takıldığı kızlar. Yani bilmiyorum. Neden o tip kızlarla takılma ihtiyacı duysunlar ki?"

"Bebeğim öncelikle şöyle söyleyeyim geneleve falan gittikleri yok. Sen yine yanlış anladın. Yani orospu ruhlu kızlarla takılmışlar anlasana. Bulduğuyla yatan kalkan tipler. Bulduğu çocuğu sömüren tipler. Baksana bizi farklı görüyolar işte çünkü farklıyız."

"Peki ya şey olursa. Yani daha önce hiç düşünmemiştim ama onlar farklı biliyosun. Günün birinde şey isterlerse ne yapıcaz. Şey yani."

"Yatmak isterlerse mi?"

"Evet." dedim. Çok açık sözlüsün Hareciğim.

"Sana bağlı." dediğinde göz ucuyla bana bakarak gülümsedi.

"Ya sonra bizi de bırakırlarsa?" dediğimde yürümeyi kesip durdu ve bana baktı. Düşündü. Sonra yürümeye devam etti.

"Sanırım sen de bilmiyosun." dedim iç çekerek sonra devam ettim.

"Hare, biliyosun Enes de Bora da daha önce tanıştığımız insanlara benzemiyo. Tamam ben de güvenmek istiyorum ama kendimizi beş dakikada yatakta iki dakikada dışarda bulursak ne yapıcaz?"

"Öncelikle bana film alıntısı yapma kızım. Ayrıca ben Enes'e güveniyorum. Bence sen de Bora'ya güven. Yani bana sonra söylemiştim zırvası yapma ama ben güveniyorum ve o ihtimali de düşünmek istemiyorum açıkçası." dediğinde kapıya geldik. Zile bastıktan sonra kapı açılınca içeri girdik. 

Derin bir sessizliğin ardından Bora ve Enes bizi davet ettiğinde konuşmaya başladık. İkisinin de üstsüz olması konuşma olayını birazcık zor kılıyordu. Yani üstü giyinikken konuşsak dikkatim bu kadar dağılmazdı ve konuşma arasında o kadar ha? efendim? ne? demezdim.

Sonunda üstlerini giyindiklerinde arabaya binip gezmeye başladık. Hava bugün çok güzeldi. Esintili yaz havasına bayılıyorum.

Arabadan inip barımsı bi mekana girdiğimizde orayı geçip üstü açık ve havuz bulunan yerde koltuklara oturduk. Enes garson çocuğa eliyle işaret edince çocuk elinde tepsiyle geri döndü. Dört kokteyli masaya bırakıp uzaklaştı. Güneş gözlüklü ve mayolu biri masaya yaklaşıp Enes ve Bora'yla selamlaştıktan sonra Hare'yle benim aramıza oturup kollarını bize atarken şaşkınlıkla olayları izliyorduk. Bora elini yumruk yapmıştı.

HUDUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin