-11-

82 9 1
                                    

   Yatağımdan uykulu bir şekilde kalktım. Okula gitmek en son istediğim şeydi. Hızlıca aşağı indim ve kahvaltı yapmaya başladım. Ağzıma kocaman bir yumurta parçasını sıkıştırırken annem geldi:

"Addison, bugün okuldan biraz erken gelme şansın var mı? Andy saat üç'te gelecek.

Okuldan erken gelmek lafını duyduğum an beynimde mutluluk hormonu salgılanmaya başlamıştı bile:

"Tabi anne, sorun yok."

***

Okula gittiğimde yine her zamanki yerime, Harry'nin yanına oturdum:

"Günaydın." Dedi içten bir gülümsemeyle ama biraz üzgün gibiydi:

"Günaydın." Biraz duraksadım ve sordum:

"Harry solgun gibisin biraz, uykunu mu alamadın?"

"Hayır, sadece Margery ile kavga ettik biraz."

Bu dediği bir anda keyfimi yerine getirdi. Ne diyordum ben! Harry üzgündü ve ben bundan mutlu mu oluyordum?

"Ne konuda?"

"Ya işte, sık görüşemiyoruz falan diye mızmızlandı biraz. Ne yapabilirim ki Addison? Benim de burada bir hayatım var sürekli buluşamayız ki?"

İçimden 'nolur ayrılsınlar' diye dua ederken yine sordum:

"Haklısın Harry ama eminim senin onu ne kadar sevdiğini biliyordur ve eminim o da seni çok seviyordur. Senin gibi biri sevilmez mi!"

Son söylediğim sözün farklı anlamları kafama dank edince kendime binlerce kez küfür ettim. Zaten yeni aramız düzelmişti, yeniden bozulmasını istemiyordum:

"Teşekkür ederim Addy, haklısın galiba." Dedi ve gülümsedi

Aklıma öbür şiirime devam etmek geldi ve hemen kağıdı çıkardım. Kağıdı kollarımla güzelce sakladım çünkü Harry'nin bunu görmesi pek hoş olmazdı...

Baştan çıkarıcı, biliyorsun.

Özür dilemek asla bunu düzeltmeyecek.

Boşum, biliyorum.

Verdiğimiz sözler koptu tıpkı dikişler gibi...

Umarım görebilirsin, içinde bulunduğum durumu.

O senin tenine dokunurken.

Bu şey benim üzerimde, canavar gibi inliyor.

Ama sen çiçek ve ziyafetsin.

Ne yazdığım hakkında cidden bir fikrim yoktu. Baştan sona okudum ve fark ettim ki bu benim yaşımdaki bir kız için ağır kaçmıştı. Kendi kendime güldüm ve şiiri çantama koydum. Bu da bitmişti artık yenisine başlamalıydım...

***

Anneme söz verdiğim gibi tam saat üç'te eve geldim. Karşımda upuzun boylu, esmer bir adam duruyordu. Yakışıklı mıydı? Orta. Zaten Harry ile tanıştıktan sonra artık hiçbir erkek bana yakışıklı gelmiyordu:

"Selam, Aisha mıydı?"

"Addison."

Elini uzattı ben de karşılık verdim. Beni boydan boya süzdü. İçeri geçtik ve hemen Andy'e bir kahve yaptım. Kahveyi verdiğimde Andy anneme seslendi:

"Rachel iki kişi için eviniz biraz büyük değil mi?"

Annem beklemeden karşılık verdi:

"Artık üç olmadık mı?"

Adamın gelip bizde kalması çok normal değildi ama sesimi çıkarmamaya karar verdim.

***

"Seninle anlaşacağız gibi ... pardon ismin neydi?

"Addison." Andy bir şey diyecekken annem hemen konuştu:

"Andy eminim onu çok seveceksin."

O an Andy'e ilk kez detaylı bir şekilde baktığımda onun da gözlerinin anneminki gibi kızarık olduğunu fark ettim. Bunun sebebi o muydu acaba? Sahiden bu adamın işi neydi?

"Ne iş yapıyorsunuz Bay ..?"

"Soyadım Davies. İş olarak da ticaret."

"Ne ticareti Bay Davies?"

Bana döndü ve gözlerini kısarak konuştu:

"Bu seni neden ilgilendiriyor bilmiyorum küçük hanım ama eğer çok merak ettiysen ilaç ticareti diyelim."

Şüphe duygusu beni yavaşça sararken o an bu adamla nasıl aynı evde yaşayacağımı düşünüyordum...

***

Andy ve annemi yalnız bıraktım ve odama çıktım. Tam kapıdan girdiğimde Harry aradı:

"Addy nasıl geçti, üvey baban nasıl?"

"Lütfen üvey baba deme Harry. O benim hiçbir şeyim."

"Kötü geçmiş anlaşılan?"

Derin bir nefes aldım ve cevap verdim:

"Bilmiyorum. İçimde kötü bir his var bu adama karşı, çözemedim."

Biraz daha havadan sudan konuştuktan sonra telefonu kapattık. Harry ile konuşmak iyi gelmişti ama içimde hala şüphe vardı. Kötü düşünceleri belki uzaklaştırır diye kulaklıklarımı alıp müzik dinlemeye başladım...


  Artık her gün bölüm atamayabilirim kusura bakmayın. Bir de artık Harry ile Margery ayrılmalı ben bile bunaldım burda😒   Neyse oy verip yorum yaparsanız sevinirim 💕💕

Our Dream | hsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin