Multimedya: Christina Aguilera ft. Demi Lovato - Fall İn Line
Keyifli okumalar...
🍁
Gözlerim aydınlığını seçemediğim bir vakit açıldığında yerimde doğruldum. Görüşüm yavaş yavaş kesinleştiğinde bulunduğum odaya kaşlarımı çattım.
Burası benim odamdı. Ailemle birlikte yaşadığım evdeki oda fakat biraz... değişikti. Bu zamandaki görünümünden çok uzaktı.
Ayağa kalktığımda bakışlarım ilk önce karşımdaki gardroptaki aynaya takıldı. Ayaklarım yavaş yavaş aynaya yaklaşırken daha ne zaman giydiğimi bilmediğim sarı, pembe çiçekli, dizlerimin üstünde biten elbiseye baktım. Başımda ise papatyadan bir taç vardı, oysa daha yeni uyanmamış mıydım? Ne ara onu takmıştım?
Aşağıdan yükselen çocuk kahkahaları duymamla kaşlarımı çattım. Yavaş adımlarla kapıya doğru yönelirken odamın da tam halini görmüştüm. Hafızamda canlanan bir görüntüyle gözlerim şaşkınlıkla kırpıştırdım. Burası benim çocukken sahip olduğum şekildeki odaydı. Küçükken pembeyi çok sevdiğimden çoğu eşyam pembeydi. Bu şirin kız odasına yüzümü buruşturmadan edemedim. Zaman insanı cidden değiştiriyordu. Şuan ki ben koyu renkleri tercih ederdi.
Odayı incelemeyi bırakıp yeniden kapıya yöneldim ve kapıyı araladım. Adımlarım merdivene doğru yönelirken aşağıdan yükselen çocuk kahkahaları daha da artıyordu.
"Ya baba indir beni de gidelim hadi Laura bekliyor."
İşte bu beklemediğim bir sahneydi.
"Tatlım Laura ve ailesi daha gelmemiştir saat daha 10.56." bu annemin sesiydi.
"Ama onu özledim. Bence onlara gidelim sonra da beraber parka gideriz."
Gözlerim daha da aralanırken bu sesin sahibini tanımam çok da uzun sürmemişti.
"Sanırım ben anladım." Dedi babam hafif trip atan bir sesle, "sen benden sıkıldın değil mi? Hemen o cadıya gitmek istiyorsun. Anladım ben seni anladım."
"Ya nereden çıktı bu baba? Öyle değil sizinle 7/24 evdeyim Laura ise... Laura işte o benim porofotorlu kekim."
Onları dinkerken istemeden kıkırdadım. Küçükken dilim dönmediği için profıterol'e hep porofotorol derdim. O anıları hatırlamak, istemeden de olsa dudaklarımda bir tebessüme yol açmıştı.
Annemin ufak kahkahası yankılandı salondan da.
"Merak etme tatlım yakında porofotorolona kavuşacaksın."
Bir kaç adım daha atıp yukardaki korkuluk tan aşağıya, onlara bakmaya başladım. Annem mutfağa yönelip masanın üzerindeki kitabını okumaya başlamıştı. Babam ve ben ise -yani küçük ben- salondaki koltukta oturmuş el kızartmaca oynuyordu. Gözlerim yavaşça kısılırken üzerindeki kıyafete dikkat kesildim. Şuan benim üzerimde olan pembe çiçekli, sarı elbise vardı üzerinde.
Bu görüntü bana eski bir anıyı çağrıştırırken sonunda hangi ana ait olduğunu anladım. Şuan 5 yaşındaydım. Anne ve babam benim o yaşlarda biriyle ya da Laura'yla yalnız başıma kalmama izin vermezlerdi. Onun için onların gözetimi altında Laura'yla ya da başka biriyle buluşabilirdim. Laura'yla bir an önce görüşmek istememin nedeni ne buydu. Annem Miranda Stan ile arkadaş olmasa bırak Laura'yı, yıllar boyunca belki de hiç arkadaşım olmazdı belki de durumum yüzünden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aykırı Kraliçe
FantasíaIşığını söndürecek gece, Ay'ın altında, Ve yıldızlar gökteki tahtlarında Bir kez daha parlayacaklar Düzenin kutsallığı adına. Halbuki, kayıp aydınlığın ruhları Sonsuza dek yaşamında solunacak, Bir ateşin kor alevi gibi Yapışacak, bedeninin altına...