Ailemi iyi olduğuma ikna eder etmez denize gittik. Biraz güneşlendim. Daha doğrusu uzanıp telefonla müzik falan dinledim. Bizimkiler genelde benle denize girmezler. Aslına girerler ama ben çok uzun kalırım bu yüzden genelde tek yüzerim. O günde öyle günlerden biriydi. Suyun üstüne uzanıp dinlenmeye çalışıyordum. Kulaklarımı suyun sesine bırakıyordum. Bu beni çok rahatlatıyordu. Dalgalar biraz artmıştı. Birazcık kıyıya gelmeye karar verdim. Yüzmeye çalıştım yüzemiyordum. Ellerim sanki kilitlenmişlerdi birbirlerine. Ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Derin nefes almaya çalışıyordum ama hareket etmem zor olduğu için nefeslerim kesikleşiyordu. Bağırmam gerekiyordu. Ama neden bağırmıyordum? O an aklıma sen gelmiştin. Susmayı tercih etmiştim. İçim bağırıyordu ama dışarı vuramıyordum. Nefesim artık tam tamına kesiliyordu resmen. Sonra bi güç beni tutup kıyıya çekti. Vücudum bitkin ve yorgun halde ilerliyordu. Beni çeken bu kişiye bakmak istedim. Benden 3 veya 4 yaş büyük bir erkek çocuk gibi duruyordu. Yüzüne başımdan dolayı bakamadım pek. Zor oluyordu başımı kaldırmam. Kıyıya çıktığımızda annemlere doğru yürümeye çalıştım. Elimden o kişi hala destek veriyordu. Ama hayalet gibiydim ve onu hissetmiyordum resmen. En son göz kapaklarım artık dayanamadı ve tekrar kapandı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üzüntülü kalbin hayaletleri
Literatura FemininaÖzet Acı çekmiştim bende onun gibi. Çok sevmiştim bende onun gibi. Hayaletim oldun sen benim. Asla yok olmayan hayaletim.