Ertesi gün hastaneye gittik. Doktor a anlattım gördüklerimi. İlaçlar verdi. Kullanmam gerektiğini ve mutsuz olmamam gerektiğini söyledi. Söyler misin bana doktor nasıl mutlu olayım ben. Savaş ordan "Merak etmeyin o hep mutlu olucak" dedi. Göz kırptı. Ben de ona uyuz bakışı attım. Güldük. Doktor çıkışı bana ne yapmak istediğimi sordu. Denize gitmek istedim. Denize gittiğimizde soğuk sulara attık kendimizi. Biraz suyun üstünde uzandık. Belki birkaç tane romantik an. Adını konduramadığımız bu şey bizi içine sürüklüyordu. İkimizde çıkmaz bir yola düğümleniyorduk sanki. O beni içine, o karanlık kalbe çekiyordu. Bende ruhumdaki karanlığı onun siyah kalbini doldurmak için kullanıyordum. Denizden çıkınca kurulandık. Duşumuzu alıp caddeye çıktık. Hava kararmıştı annem aramıyordu. Endişelendim ben aradım. Annem arkadaşlarıyla vakit geçirdiğini eğlenmemi söylemişti. Noluyordu ya bizimkilere. Normalde bir erkekle dışarı çıkıp gecelere kadar gezmem imkansızdı. Ama işler Savaş a gelince herşey değişiyordu. Hayatımı kurtardığı için ona çok mahçuplar diye düşünüp telefonu kapattım. Cadde de el ele gezdik. Gülüyorduk o yok olmuş kalplerin arasından. Saatler baya geç olmuştu. Annem hala arkadaşlarıylaydı. "Git Savaşlarda kal" dedi bana. Sinirlerim bozulmuştu. Nasıl söyleyecektim "bugün sizde kalabilir miyim?" diye. Anladı Savaş kendi teklif etti. Çok şükür kurtulmuştum bu gerginlikten. Eve geçtiğimizde evin düzeni çok güzeldi. Anne babası çok yoğun çalıştıklarından tatile gelememişler Savaş ı yollamışlardı. Acıkıp acıkmadığımı sordu. Aç değildim o yüzden reddettim.
Dolaptan birkaç bira çıkardın. "Hızlı içme başıma sarhoş olma" dedi. Gülüştük. Yavaş yavaş içtim. Çarpmadı o yüzden. Ben nerde yatacağım diye sordum. "Bilmem nerde yatmak istersin" dedi. "Alay etme" dedim. Bana bi oda hazırladı. Direk uyudum. Gün boyunca baya yorulmuştum. Sabah kalktığımda kıyafetlerimi değiştirmem lazımdı. Annesinden birşeyler getirmiş. Geçirdim üstüme. Büyük gelseler de fena durmadı. Tedavilerim boyunca çok fazla kilo verdiğim için baya büyük olmuştu tabi. Sabah kahvaltılarını sevmem. Ona bunu kahvaltı hazırlamaya başlamadan söyledim. "Değişiksin," dedi. O birşeyler atıştırdı dışarı çıktık. Artık eve gitmem gerekti. Beni eve bıraktı. Bende evde işlerimi hallettim. Savaş ailesini nasıl özlemiyor anlamıyordum. Ama iyi geçindiğini düşünmüyordum. Bi mutluluk arıyordu. Elimden geldiğince ona biraz neşe olucaktım. Onu herşeyden çok sevicektim. Seviyordum da zaten...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üzüntülü kalbin hayaletleri
ChickLitÖzet Acı çekmiştim bende onun gibi. Çok sevmiştim bende onun gibi. Hayaletim oldun sen benim. Asla yok olmayan hayaletim.