??? Tamer nerdeydi ??? İki haftadır onu ne şirkette ne herhangi bir toplantıda ne de başka bir yerde görmüştü. Bu soru kafasını kurcalarken karar değiştirdi; yarın şirkete vardığında Tamer'e küfretmeden evvel onun nerede olduğunu bulacaktı...
Ceylin karlı İstanbul sabahına uyandığında uzunca bir süre yatağında kaldı. Düşündü; kendisini, Başak'ı kaderin onları İstanbul'a getirişini, aşkın kendilerini oyuna getirişini ve son olanları. .Kendi açısından iyiydi; ama Başak'ın yaşadıkları ve yaşayacakları hiç de kolay olmayacaktı. Kesinlikle güçlüydü Başak; aynı durumda kendisi olsa böyle bir olayın şokunu rahatlıkla atlatamazdı, hele böylesine güçlü hiç davranamazdı. Başak ise gayet normal hiç bir şey olmamış gibi devam edebiliyordu. Onun da içinde büyük depremler yaşadığından hiç şüphesi yoktu; ama nasıl oluyorduysa oluyordu ve Başak bunu dışa yansıtmamayı başarıyordu.
Genç kız banyodan çıkıp mutfağa yöneldiğinde Başak kahvaltıyı çoktan hazırlamıştı bile, Ceylin gülümseyerek oturdu sofraya. Başak da aynı şekilde gülümseyerek karşılık vermişti. Kahvaltılarını yaparken kimse dün konuşulanlardan bahsetmemişti. Ceylin'in sormak istediği çok şey olsa da arkadaşının keyfini kaçırmamak adına havadan, sudan şeylerden bahsediyordu. Sofradan ilk kalkan Başak olmuştu.
"Ben kaçtım Koreci Güzellik. Sınavım var bugün, seninle oturup, obur obur yerken çene çalmaya devam edersem sınava geç kalacağım. "
"Ben de çıkıyorum bekleee " deyip arkasından koştu Ceylin Başak' ın.
***
Şirkete geldiğinde rutin işlerini yapmak için masasına geçti Ceylin. Oturur oturmaz telefona sarıldı ve Tamer'in sekreterinin numarasını tuşladı. Karşıdaki kız telefonu açınca konuştu.
"Finans bölümünden Ceylin ben. Tamer Bey'e geçtiğimiz hafta görüştüğümüz bir şirket hakkında sormam gerekenler var. Bağlayabilir misiniz lütfen? "
"İyi günler Ceylin Hanım. Sanırım bundan haberiniz yok. Tamer Bey yurt dışında. Döndüğünde iletirim kendisine."
" Yurt dışı mı? Ne zaman gitti? Yani ne zamandan beridir burda değil? " diye şaşkınlıkla sordu.
"İki haftayı buldu gittiği. "
Ceylin daha fazlasını merak ediyordu ama zavallı sekretere daha fazla soru sorup işkillendirmeye de gerek yoktu, iyi günler dileyip kapadı telefonu.
Yanlış bir şeyler vardı ortada. İki haftadır burda yoksa Başak'a ulaşamamış olması normaldi; ama yine de iki haftadır -beraber geçirdikleri bir geceden sonra- hiç bir şekilde geri dönmemesi tuhaftı.
Önündeki dosyayı alıp ayağa kalktı. Kerem'in odasına çıktı. Uyuz sekreter masasındaydı yine. Kendisini görünce yine tip tip bakışlarını esirgememişti. Ceylin iyice yaklaşıp Kerem'e, onunla görüşmek için geldiğini, haber vermesini istedi.
"Kerem Bey henüz gelmedi."
"Ne zaman geleceğini bildirdi mi?"
"Hayır, birazdan burda olur sanırım. Siz gidin isterseniz, ben gelince size haber veririm." diyordu uyuz sekreteri alaylı alaylı Ceylin'i süzerken.
Ceylin kıza yine yavaştan sinir olmaya başlamıştı.
"Ben içerde bekliyorum." deyip ilerleyecekti ki kendisine yaklaşmakta olan Kerem'i gördü. Biraz daha bekledi.
.
.
.
Kerem'in odasına girdiklerinde dosyayı Kerem'in masasının üzerine bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATRON !!!
Romance23 yaşındaki Ceylin 2 yıllık ilişkisini hiç ummadığı bir şekilde bitirmek zorunda kalmıştır. İşçi göçü nedeniyle İsviçre ye taşınmış göçmen bir ailenin tek çocuğudur bu yüzden de el bebek gül bebek büyümüştür. Belalı bir tip olan sevgilisinden uzakl...