Kerem bir an için derin bir nefes aldı. Korktuğu kadar büyük bir şey değildi, başına kötü bir şey gelmiş olabileceğini düşünmüştü. İyi ama bu niye bölüm şefinin sorunu olsundu ki? Olsa olsa kendisinin ya da Ceylin'in sorunu olabilirdi. Bu adamı bu kadar telaşlandıran neydi ki?
"Sizi böyle endişelendiren nedir? Onun yerine çalışacak birisi bulunabilir. " Koskoca Türkiye'de Almanca konuşmayı bilen tek kişi Ceylin Hanım değil ya."
"Sorun bu değil. Sonrası için başka birini bulabiliriz; ama haftaya ona ihtiyacımız var."
Bir patron olarak şu an ne kadar bilinçsiz olduğunun farkında değildi ve bu önemli de değildi, ama adamı anlayabilmesi adına sordu.
"Neden bahsediyorsunuz?"
" Önümüzdeki hafta İsviçre'den gelecek olan Markus Bachmann Beyefendi ile toplantımız var. Ne kadar takıntılı bir adam olduğunu biliyorsunuz, Bırakın sadece İsviçre diyalektini kendi yaşadığı kantonun*1 diyalektinden*2 başka bir dil konuşmuyor. "
Ceylin'e neden ihtiyaç duyduklarını şimdi daha iyi anlıyordu; şayet bahsettikleri adam dedikleri kadar vardı. Daha önce tüm toplantıları İsviçre'de yapmışlardı. Her seferinde aylar öncesinden araştırma yapıp iyi bir tercüman tutarlardı. Şimdilik o kadar büyük bir zaman dilimi söz konusu değildi ve Ceylin'den başkası bunu yapamazdı.
"Hemen arayıp görüşün kendisiyle." diye gürledi.
"Efendim denedik ama ulaşamıyoruz."
Bununla biraz afallasa da "Aramaya devam edin!" dedi sert bir şekilde ve ceketini aldığı gibi Ceylin'in evinin yolunu tuttu.
☆☆☆
Susmak bilmeyen telefonun sesiyle uyanmıştı Başak uykusundan. "Kapat şu telefonu artık, senden başka hiç bir şeyi duymak ya da görmek istemiyorum" dedi Tamer, Başak'ın çıplak omzuna bir öpücük kondururken. "Aynı fikirdeyim." deyip kapamak için aldı telefonu eline ve o an arayanı görünce "sanırım bunu cevaplamalıyım, Kerem arıyor." dedi dudağını kıvırarak.
"Densiz herif yine ne buldu bizi ayırmak için?! " deyince Başak kahkahayı basmıştı. Gülmesini dizginlediğinde telefona cevap verdi.
"Rahatsız ettiğim için üzgünüm Başak. Ceylin bu sabah attığı bir E-mail ile istifasını bildirdi, onunla konuşmamız gerekiyor ama ulaşamıyoruz, size geldim ama sanırım burda da yok. Sen nerde oldugunu biliyor musun?"
"Bir saniye yavaş lütfen. Ceylin istifa mı etti? "
"Evet ve acil bir durum var, ona ulaşmamız gerek."
Başak bu duruma şaşırsa da Ceylin'e ulaştıktan sonra Kerem'i tekrar arayacağını söyleyerek kapadı telefonu. Sonrasında hemen Ceylin'i aradı ama bir türlü ulaşamıyordu.
" Gitmeliyim. "
Tamer yeni kavuştuğu sevgilisinden ayrılmak istemese de durumun ciddiyetinin farkındaydı. O da Başak ile birlikte hazırlanıp onu evine bıraktı.
Başak her ihtimale karşı eve bir göz gezdirdi ama yok Ceylin hiçbir yerde yoktu; hatta eve hiç uğramamış gibiydi. Ev dün nasıl bırakmışlarsa hâlâ öyleydi. Ceylin'in başına bir şey gelmiş olabileceği düşüncesiyle ordan oraya koştururken yeniden Kerem'i aradı.
"Onu hiç bir yerde bulamıyorum ve de ona ulaşamıyorum. Polise gitmeliyiz hemen!!!"
"Sakin ol ve endişelenme, onu bulacağız. Biraz daha bekleyelim."
" Olmaz bekleyemeyiz. Ya başına bir şey geldiyse? Ya Utku izini bulduysa? Geç kalamayız."
Bunların hepsi Kerem'in de aklından geçiyordu ama yine de Başak'ı sakinleştirmek adına böyle konuşuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATRON !!!
Romansa23 yaşındaki Ceylin 2 yıllık ilişkisini hiç ummadığı bir şekilde bitirmek zorunda kalmıştır. İşçi göçü nedeniyle İsviçre ye taşınmış göçmen bir ailenin tek çocuğudur bu yüzden de el bebek gül bebek büyümüştür. Belalı bir tip olan sevgilisinden uzakl...