Oldukça garip şeyler yaşamıştım. Bu şehir bana hiç uğurlu gelmemişti. Bir daha giderim dedim içimden. Hayat kovalıyordu Sınıftaki insanlar da yavaş yavaş yerlerine oturmaya başlamıştı. Ben de şans eseri ikinci sırada oturan, oval bir çeneye ve göz altlarından başlayarak kırmızı çillere sahip, uzun saçlı; saçları kumral ve düz bir kızın yanına oturdum. Kız gülümseyerek''Ben Zeynep. Okul temsilcisiyim'' dedi.
''Ben de Derin. Tanıştığıma memnun oldum.'' diyerek elimi uzattım.
Zeynep de elini uzatıp karşılık verdi. Sonra arkasını dönüp çantasını karıştırmaya başladı. Ben de o sırada sınıfı inceledim. Herkes yerine yerleşmişti. Kapalı olan sınıf kapısı açıldı ve içeri otuzlu yaşlarında, kalem etekli, saçları kısa ve düz olan bir kadın girdi. Orta sıraların en önünde durarak konuşmaya başladı:
''Merhaba çocuklar. Ben Pelin Işık, sizin matematik öğretmeninizim. Bu sene on ikiler olarak bu okulda son yılınız. Aramızda yeni simalar görüyorum. Hadi tanışalım. En sol sıradaki öğrencilerden başlayalım.''
en sol sıradaki bonus kafa, çilli ve üzerinde NBA basketbol forması olan çocuk kendini tanıtmaya başladı.
''Ben Acar Erkoz, İstanbul'dan geldim. En sevdiğim spor formamdan da anlaşıldığı üzere basketbol. Herhangi bir enstürman çalmıyorum. Hobilerim müzik dinlemek, korku filmleri izlemek, basketbol oynamak. Eee''
çocuğun e'lemesi üzerine arka sıralardan bir çocuk.
''Galiba bir şey söylemeyi unuttun, 'Taliplerimi arıyorum' diyebilirsin.''
Sınıfta bu saçma espri üzerine kahkahalar koptu. Öğretmen sıranın üzerine elini vurarak sesi azalttı ''Çocuklar! Bu kadar dalga geçtiğiniz yeter!'' espriyi yapan çocuk ayağa kalkarak
''A, hocam ama siz benim esprilerimi özlemişsinizdir diye tüm bunlar!''
öğretmen duyduğu şeye muzip bir şekilde güldü ve
''Ben de senin, benim matematik derslerimi özlediğini düşünmeye başladım Serkan.
Dedi ve sınıftan bir kahkaha koptu. Öğretmen
''Tanıştığıma memnun oldum Acarcığım ama biraz daha kısa bir tanışma faslı alabilirdik ve sıra şimdi sende galiba.''
Beni göstererek kurduğu cümle kendimi tanıtmam gerektiğini söylüyordu. Ayağa kalkıp, ''Ben Derin Mertöz''
deyip yerime oturdum.
''Bu da biraz kısa oldu galiba ama sıkıntı yok. Tanıştığıma memnun oldum Derinciğim.''
Öğretmen yavaş adımlarla tahtaya yönelirken kapı çaldı ve içeri bir kız öğrenci girdi.
''Öğretmenim rahatsız ediyorum ama Müdür Bey Can Porsuk'u yanına çağırdı.''
Bütün gözler şu çarpıştığım kaba çocuğa çevrildi ve öğretmen
''Hadi bakalım Can yine yırtmayı başardın.''
Dedi ve Can sırıtarak kapıyı kapattı. ''Hadsiz!'' içimden söylediğimi sandığım bu sözle, öğretmen dahil sınıftaki tüm gözler bana çevrildi. Yanımda oturan Zeynep'e sessizce
''Dışımdan mı söyledim demin ben?''
Zeynep kafa sallayıp sırıtınca, ''Özür dilerim.'' Dedim mahcup bir şekilde. Öğretmen kafa sallayarak ''Hadi bakalım ders zamanı!'' bunun üzerine sınıfta üflemeler oluştu ama öğretmen çoktan tahtaya gelmişti bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞEKA
Novela JuvenilBir aşeka sardı bedenimi, Düşüncelerimi, umutlarımı, hislerimi... Bir aşeka aldı beni; Ruhumu, bedenimi, her şeyimi... Sonra bulamadım benden geriye kalanını Şimdi ancak ölüm koşar yardımıma Örter mi tüm geçmişimi, bedenimi aşekanın toprağına Kavuş...