hayatının son sıradan günü.

75 8 33
                                    

Açelya güzellik uykusundan yavaş yavaş ve miskinçe uyanmaya çalıştı ancak bütün uyanma çabaları hüsran ile sonuçlandı, çünkü başı sürekli yastığa yavaş bir şekilde düşüş yapıyordu.

On dakikalık bir uyanma çabasının ardından vücüdüna söz geçiremeyeceğini anlayarak gözlerini yavaşça kapatıp miskin bir şekilde esnerken bir anda aklına telefonu geldiği için telefonunu almak için vücüdünü yavaşça sağa döndürüp yaklaşık yirmi dakikalık bir uğraşın sonucunda dikilir pozisyona gelip elini uyku sersemi olduğundan yavaşça sağa doğru uzattı telefonunu almak için elini yavaşça gezdirdi.

Ancak bir anda gözleri faltaşı gibi açıldı ve uyanmasına engel olan uyku aniden yok oldu. Hemen yataktan hızlıca kalkıp yatağının altına bakmaya başladı. Yatağının altında da telefonu bulamayınca korkusu kat ve kat arttı.

"Ya telefonu annesinin küçük ama şeytani amaçlarla kullanılan eline geçtiyse ?" Bu kesinlikle açelya için dünyadaki en kötü şey olurdu.

Bu korkunç düşünce ile adımları hızlandırıp odasının kapısını hızlıca açmaya çalıştı ancak ne zaman birşeyleri hızlı yapmaya çalışırsa o iş en yavaş şekilde oluyordu sadece bir oda kapısını beş dakikada açmayı başarmıştı.

Hızlıca salonla birleşik olan mutfağa koşarak elin annesinin omzuna değdirip sadece bir soru sordu ve o soru bir telefon bağımlısına yakışacak bir soruydu.

"Telefonum nerde?"
"Telefonunu salona koydum tatlı tarifine bakmıştım"

Açelya elini hızlıca annesinin omzundan çekip annesine ondan iğrendiğini belirten bir bakış atarak yavaş bir şekilde salona geçip koltuğun üzerindeki telefonu yavaşça alıp sosyal medyaya girecekken fark ettiği şey telefonun annesinin eline geçmesinden sonraki en büyük problemdi.

İşe kırkbeş dakika geç kalmıştı! Evet işe geç kalmak açelya için normal bir gün anlamına geliyordu ama bu sefer sanırım gerçekten kovulucaktı!

Kovulma düşüncesini ile hemen odasına doğru hızlı adımlarla girdi ve içinden kapıyı açık bıraktığı için dua etti.

Hızlıca pijamalarından kurtulup üstüne normal bir şey giymesinin ardından panik bir şekilde anahtarı çantasına atıp hızlı adımlarla odadan ayrıldıktan sonra annesine tekrar bakarak evden çıktığı gibi otobüs durağına doğru koşmaya başladı.

Ancak sadece giden otobüsün arkasından hüzünlü bir şekilde bakmakla yetindi yeni otobüslerin 15 dakika arayla geldiği ezberlemişti ancak şu an açelya için 15 dakika gibi bir zaman çok uzundu!

O yüzden hızlı adımlarla işlek sokağın arasından insanları iterek bir an önce işine varmaya çalıştı.

Yaklaşık yedi dakika sonra çalıştığı  eski yıldız kafenin kafenin önüne geldi ancak kafenin önünde ona sinirli gözlerle bakan yaşlı patronunu görünce hızlıca geldiği yoldan eve dönmek istedi ancak patronun yanına gitmekten başka çaresi yoktu.

"Ben sana birdaha geç kalma demedim mi açelya!"
"Üzgünüm"
"Hep üzgünsün! Bir kerede üzülmek yerine işe zamanında gel!"

Diyerek açelyanın suratına kızgın bir boğa gibi sesi yüksek bir şekilde konuşmaya devam etti ve en sonunda git içeri çalışmaya başla diyerek emir verdi açelya her ne kadar emirleri sevmesede bu emiri yerine getirmek zorundaydı

İş arkadaşına önlüğünün yerini bıkkın bir ses tonu ile sordu

"Önlüğüm nerde?"
"İçeride fakat neden bu kadar halsizsin, ölü gibi konuşuyorsun?"
"Sabah kahvaltısını yapmayıp koşmak zorunda kaldım bilirsin ben bir yemek bağımlısıyım"

Dedi,aynı bıkkın sesi tonu ile. Yavaş ve bıkkın bir şekilde içeriye giden kapının kolunu güçsüz bir şekilde kavradı ancak bir anda gelen baş dönmesi ile kendini yerde bulması bir oldu.

Sanırım o kahvaltıyı yapması gerekiyordu.

Herkese tekrardan merhaba! Umarım bu süslü sayfalarımı beğeniyorsunuzdur! Fakat hikayede bir takım sorular var açelya neden bayıldı? Hastanede ne olacak? Bunların hepsi yarına kadar süslü sayfalarında saklı kalacak! Hepinize iyi günler ve iyi okumalar diliyorum!






Ben bir idol oldum anne!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin