Pazartesi 08:25
-Efe-
"Napıyon lan aşkım."
Enseme vurup yanıma yerleşen hayvana baktım sinirli sinirli.
"Geldi yine tipini siktiğim."
"Ayıboluyo ama insan bffine böyle söyler mi ?"
Cevap vermeden önüme döndüm. Zaten dün yüzünden ona hala sinirliydim. Resmen kızla işi pişirince beni unutmuştu çocuk. Ulan ben kafe köşelerinde unutulacak insan mıydım?
"Ayyyy minnoşum bana trip mi atıyormuş hala. Ama bak bende ne varrrr?"
Yüzündeki gevşek sırıtmayla elindeki çikolatayı gözüme sokmak ister gibi sallıyordu. Eğer bununla gönlümü alacağını düşündüyse doğru düşünmüştü, çünkü çok tatlıydı şerefsiz. Ama bunu onun bilmesi gerekmiyordu.
"Cidden yaptığın şeyden sonra seni bir sütlü çikolatayla affedeceğimi mi sandın ?"
"Olur mu aşkım daha sana teneffüste karışık tost yaptırcam. "
Konuşurken neredeyse dibime giren kafasını ittirdim.
"Çay da isterim. "
"Ya ne istersen alırım be,paracıklarım sana feda olsun."
"Iyi rahat bırak şimdi beni uyucam." deyip kafamı sıraya gömmeye hazırlanıyordum ki birden çenemden tutup yüz yüze bakmamızı sağladı. Yapacağı şeyi bildiğim için gözlerimi kapattım. Her zaman yaptığı gibi sol gözümün altına bir buse kondurdu. Geri çekildiğinde dudakları yukarı kıvrılmış bir şekilde bana bakıyordu.
"Işte şimdi uyuyabilirsin." dedi önüne dönerken.
Bok uyurdum.
---------------------------------------------
Valla uyumuştum.
Hatta öyle güzel uyumuştum ki yanımdaki orangutan kolumu koparmaya çalışmasa bir yüzyıl daha uyurdum.
"Lan kopardın kolumu bıraksana."
"Kalksana abi kahvaltı edicez daha. Teneffüs bitti senin yüzünden."
"Ana karışık tost." Aklıma gelen şeyle hemen kalktım sıradan.
"Hadi ya sende kalksana daha bana tostla çay ısmarlıcan."
"Aq beleşcisi seni ya." Hem söylenip hem sırıtırken kalktı sıradan.
Kolunu omzuma atıp kantine doğru ilerledi.
Kantin kapısını açıp içeri girince
"Sen bir yer kap ben sıraya gireyim." Dedi.Başımla onaylayıp boş olan bir masaya geçtim. Tam elime telefonu aldım ki yanımdaki sandalye çekildi.
"Ne çabuk al-"
Karşımda Umut'u görünce cümlem yarım kaldı.
"Oturabilir miyim?"
Oturduktan sonra bunu sorması da ayrı ironiydi.
"Oturdun zaten." derin bir nefes aldım. Sakin olmalıydım.
"Nasılsın?" dedi onu umursamayıp telefonuma döndüğüm sırada.
"Bak Umut bir şeyleri konuşup netleştirdiğimize göre neden hala yanıma geliyorsun ki?" dedim oflayarak.
"Ayrıca biz sevgili falan da değiliz insanlara neden sevgili olduğumuza dair saçma şeyler söylüyorsun?"
"Insanlara sevgili olduğumuzu falan söylemedim. Sadece bu yolda ilerlediğimizi söyledim o kadar."
Tekrar derin bir nefes aldım. Sinirlenmeye başlıyordum ama onu sakince kovmayı deneyecektim. Çünkü ben her zaman kibar bir insan olmuştum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEVŞEK [bxb] texting
Short Story"Ben sana nasıl kıyabilirim oğlum?" dedi tuttuğu yakalarımı silkeleyerek. Sonra beni kendine çekti ve her zaman öptüğü yerden, sol gözümün altından öptü. "Kardeşimsin lan sen benim."