6

18.1K 1K 337
                                        

Önceki bölüme de yorum yapmamışsınız.Burada kendi kendime konuşuyorum.Şizofren olcam thanks. Hikayeyi beğenmiyor musunuz yoksa?

Çarşamba 18:30

  Kapı zilini duyunca mutfaktan çıkıp kapıyı açtım.

"Naber lan bebeğim."

Kaan her zamanki gevşek sırıtması ile içeri geçmek için beni kenara itekledi.
Elindeki poşetleri bana uzatınca marketten bir şeyler aldığını fark ettim.Poşetleri alıp, mutfağa yönelince peşime takıldı.

"Lan ne gerek vardı ev zaten abur cubur dolu."

"Ya oğlum acayip açtım ne bulduysam aldım işte. "

Poşetleri tezgaha koydum. Arkamı döndüğümde karnını ovalayarak bana bakıyordu. Bu haline gülümsemeden edemedim.

"Kaynanan sevecek abicim bende bize makarna yapmıştım. "

Birden üstüme atlayarak "Oha valla mı?" diye bağırdı. Kollarını ahtapot gibi üstüme sarınca nefes almakta zorlandım.

"Lan siktir git." diye üzerimdeki kollarını ittirdim.

"Herife bak bir makarna için beni öldürecek pezevenk."

"Ya benim bal kabağım niye kızıyorsun ama ben birden heyecanlandım. " bir çocuk gibi dudaklarını büzdü.

"Ulan hiç yakışıyor mu eşek kadar adama çocuk çocuk hareketler püü."

"Ne varmış hareketlerimde mal." diye homurdanarak sandalyeye oturdu.

Içimden sinsi sinsi gülerken iki tabak çıkardım ve makarnaları tabaklara koymaya başladım. Kaan'la uğraşmasına bayılıyordum. Ne zaman moralim bozuk olsa onu sinirlendirerek keyfimi yerine getiriyordum. Tabağını önüne koyup bende kendi tabağımla karşısına oturdum. Çok acıktığımızdan olsa gerek tek kelime etmeden makarnalara daldık hayvan gibi.

"Eline sağlık çikuletam mükemmel olmuş. " dedi bitmiş tabağını ileri iterken.

"Afiyet olsun. "diye mırıldandım bende son lokmamı ağzıma atarken.

Ayağa kalkıp tabakları aldı masadan. Suya tutup bulaşık makinesine koyarken onu izliyordum. Arkasını dönünce gözlerimiz buluştu.

"Ee hadi birer kola alalım da pes atmaya başlayalım. "

"Tamam sen geç bende kolaları koyup getireyim." dedim buzdolabına doğru ilerlerken o da mutfaktan çıkmıştı.

Kolaları koyup içeri geçtiğimde yere minder koyup,bizim için hazırladığını gördüm. Elimdeki bardakları ortamızda bıraktığı boşluğa koyup benim için hazırladığı yere oturdum. Sırtımı koltuğa yaslayıp,yerleştim. Kaan da o sırada oyunu ayarlıyordu.

Yanıma gelip kendi yerine oturduğunda oyun konsolunu almak için uzandım. Ancak konsolu bana uzatmak yerine yüzünü bana döndü.

"Özür dilerim." dediğinde şaşırdım.

Neden özür diliyordu ki şimdi ?

"Ne?" dedim şaşkınlığımı belli eden bir ses tonu ile.

"Neden özür diliyorsun ki?"

Kafasını önüne eğdi ve ellerine bakmaya başladı. Neler oluyordu? Kaan'lık hareketler değildi bunlar.Sonunda başını kaldırıp yüzüme baktığında konuşmaya başladı.

"Ben çok üzgünüm yani nasıl yaptım,neden yaptım bilmiyorum. Aslında o zaman sanki iyi bir şey yapıyormuşum gibi geldi. Sonuçta senin hiç sevgilin olmadı ve ben düşündüm ki belki Umut'la anlaşıp sevgili olurdunuz. Yani ama salak olduğum için senin ne düşüneceğini hiç hesaba katmadım. Sonuçta birileriyle sevgili olmak istesen bulamayacak bir çocuk değilsin. Afet gibisin maşallah. Yani işte ne bileyim her liseli kanka gibi bende kankama birini ayarlamaya çalıştım ve mutlu olsun istedim ama elime yüzüme bulaştırdım. "

Bir çırpıda söylediği şeylerle daha da şaşırdım. Neden bir sevgilim olması gerektiğini düşünmüştü ki? Sonuçta onun da daha düzenli bir ilişkisi olduğunu görmemiştim. Bunlar için fazla gençtik?

"Bunun için mi özür diliyorsun? Beni düşündüğün için böyle bir şey yaptığını biliyorum. Bunu neden kafana taktın ki bu kadar?"

"Seni düşündüm sonuçta ama başına sana sürekli mesaj atan bir bela sardım. Seni zor durumda bıraktım. Benim yüzümden rahatsız olmana rağmen onunla konuştun."

Elimi omzuna koydum. Fazla üzgün görünüyordu ve bu Kaan'ı görmek hiç hoşuma gitmemişti.

"Aslında ilk başlarda pek de rahatsız olduğum söylenemezdi. Gerçekten. Eğlenceliydi. Ancak daha sonralarda aslında anlaşamadığızı ve çok farklı olduğumuzu fark ettim. Sonra da zaten kurtuldum. Yani bu kadar kafaya takılacak bir durum değil."

"Umut'u dövmemi gerektirecek bir durum olmadı değil mi? Sana kötü davranmadı ya da aptalca şeyler yapmadı?"

Hafifçe kıkırdadım. Beni bu kadar düşünmesi mutlu ediyordu. En yakın arkadaşınızın sizi böyle sahiplenmesi hoştu.

"Saçmalama olsa sana gerek kalmadan ben pataklardım onu. "

Bu sefer o da kıkırdadı.

"Yine de özür dilerim. Kendimi nedense mahçup hissediyorum Efe."

"Hissetme. Sadece bundan sonra numaramı birilerine vermeden önce bana da sor yeter. Olur mu?"

Kafasını sallayıp yüzüme doğru yaklaşmaya başladı. Sol gözümün altını öperek geri çekildi.

"Eh o zaman başlayalım artık maça anasını satayım iki saattir dram."

Kahkaha attım. "Barça benim." diyerek önüme döndüm. Aptaldı bu çocuk ama yine de sahip olduğum en değerli varlıktı.

Uf bu bölüm yazarken beni çok zorladı neden bilemedim. Kaç gün uğraştım şu saçma bölümü yazabilmek için kıymetimi bilin. Neyse öptüm byyuu.


GEVŞEK [bxb] textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin