23

12.6K 754 642
                                    

Kapının önünde durmuş 5 dakikadır bekliyordum. Bir cesaretle gelmiştim buraya ama şimdi zile basacak gücü kendimde bulamıyordum.

"Hadi oğlum çok kolay, sadece seni seviyorum diyeceksin. " diye kendimi telkin etmeye çalışıyordum.

"Çok kolay,çok kolay."

"Seni seviyorum,seni seviyorum,seni seviyorum." 

"Se-ni se-vi-yo-rum bak bu kadarcık hadi bakalım bas şu zile." diye kendime verebileceğim gaz da tükenince zile bastım.

"SENI SEVIYORUM."

Kapı açıldığı anda ne yapacağımı şaşırmış bir şekilde bağırınca
"Bende seni seviyorum yavrum da kapımda bağırmasa mıydın acaba?" dedi Kaan.

"NE IŞIN VAR SENIN BURADA?"

"Hım bir düşüneyim.Ev benim?" dedi bu sefer de tek kaşını kaldırıp suratıma salak bu çocuk ifadesiyle bakarken.

Yanaklarımın anlık utançla kızarmasına engel olamamıştım. Çocuğa ilanı aşk etmeye çalışırken salak olduğumu kanıtlamıştım yanlışlıkla.

"Içeri geç hadi. Apartman toplanacak başımıza şimdi." dedi kendi içeri geçip oturma odasına yönelirken.

"Aptalsın sen aptal." diye mırıldanırken peşinden gittim.

Oturduğu koltuktan ayaklarını ortadaki sehpaya uzatmıştı.

"Atıştırmalık bir şeyler hazırladım."dedi koltukta yanına koyduğu cips ve bisküvi tabağını göstererek. Yanına gidip tabaklar ortamızda kalacak şekilde oturdum.

Tabaktan bir cips alıp ağzına attığında "Yavrum bugün biraz alık mısın sen acaba?" dedi.

"Ne, yoo." dedim refleksle.

Kahkaha atmaya başladığında biraz daha yerin dibine girdiğimi hissettim.
Bu çocuk benim her saçma salak halimi bilirdi ama şu anda durum farklıydı, utanıyordum. Aşkımı itiraf etmeye gelmiştim amk ben buraya.

"Kaan." dedim koltukta yan dönüp gözlerine bakmaya başlarken.

"Efendim kuşum." dedi o da beni taklit edip koltukta bana dönerken.

"Kaan sana bir şey söyleyeceğim ama lütfen lafımı kesmeden dinle beni olur mu?"

"Söyle bakayım."

"Aşık oldum ben."dedim gözlerine bakarken.

"Çok aşık oldum. Fark etmedim,engel olamadım aptalım çünkü ben. Yıllarca içime atmışım farkına varamamışım düşün o derece aptalım."

O dikkatle beni dinlerken gözlerimi kaçırdım bu sefer.

"Yemin ederim anlamadım. Herkes anlamış bir ben anlayamadım. Söylediklerinde anlamak istemedim. Utandım çünkü. Yediremedim kendime. Nasıl yaparsın bunu diye sordum hep kendime inan. Inan kendime çok kızdım, çok sinirlendim ama sonunda kendime karşı da yenildim. Kabullendim."

Boğazımdaki düğüm çözülsün diye yutkundum.

Tekrar yüzüne baktığımda beni izlediğini fark ettim.

"Lütfen benden nefret etme Kaan. "

"Aşık oldum ben." dedim gözlerimi gözlerinden çekmeden.

"Sana."

Söylediğim şeyle yüzünün aldığı şekilleri izledim. Dudakları aralandı önce bir şey söylemek ister gibi,sonra geri kapandı. Kaşları çatıldı. Bir şeyler düşündü sonra gülmeye başladı.

"Şaka mı yaptın?" dedi.

Dudaklarımı dişledim ve başımı olumsuz anlamda salladım.

"Ge-gerçek." dedim titreyen sesimle.

"Nasıl?" dedi ama benimle değil de kendiyle konuşuyordu.

"Efe, nasıl?"

"Bilmiyorum." dedim ve kendimi daha fazla tutamadım. Gözlerimden akmaya başlayan yaşlara engel olamadım. Tekrar yüzüme baktı, gözlerime.

"Efe,git." dedi.

Gözyaşlarım daha da artarken oturduğum yerden kalktım yavaşça.
Kapının yanından ceketimi alıp giyindim. Ayakkabılarımı alırken ellerimin üzerine konan ellerle duraksadım.

Arkamı dönüp yüzüne baktığımda onun da gözlerinin kızardığını fark ettim. Onu da üzdüğümü görünce daha fazla ağlamaya başladım. Bana sıkıca sarıldığı zaman karşılık verecek gücüm yoktu ve şimdi o da ağlamaya başlamıştı. Bunu çektiği burnundan ve boynuma düşen damlalardan anlayabildim.

"Seni böyle gönderemem ben. Bu halde."

Geri çıkıp üzerimdeki montu kollarımdan aşağı itekledi ve çıkardı.

Yüzümü elleri arasına alıp gözlerime baktı.

"Bana sadece bunu kabullenebilmem için biraz zaman ver olur mu?" dedi bu sefer de düşen gözyaşlarımı silerken.

Bende onun yüzüne uzandım ve yaşlarını sildim ellerimle. Sol kolunu omzuma atıp odasına ilerlemeye başladı. Odasına geçtiğimizde dolabını açıp bir eşofman ve tişört çıkardı.

"Uyu ve dinlen." dedi elindekileri bana uzatırken.

Elindekileri aldığımda odadan çıkmak için arkasını döndü. Kolunu tutup "Burada uyuyamaz mısın ?" diye sordum.

"Ben hala aynı Efe'yim Kaan. Yemin ederim seni rahatsız etmem,sana hiç dokunmam bile. Lütfen burada kal."

Gülümseyip "Üzerini değiştir." dedi kapıdan çıkmadan önce.

Yatağa oturup tekrar ağlamaya başladım. Her şeyin suçlusu bendim ve bir aptal gibi Kaan'ın güvenini kırmıştım.

Kapı tekrar açılıp elinde su bardağı ile içeri girdiğinde "Hala değiştirmemişsin üzerini."dedi. Su bardağını komodinin üzerine koyup yanıma geldi ve oturdu. Yüzümü kendine döndürüp yaklaşmaya başladı. Gözlerimi kapatıp yapacağı şeyi bekledim. Sol gözümün altına tüy gibi bir öpücük kondurup geri çekildi.

"Ağlama artık. Beni sadece senin ağlaman rahatsız ediyor. Hala aynı Efe'm olduğunu da biliyorum. Senden sadece bana biraz zaman vermeni istedim o kadar. Senden uzaklaşmadım, senden nefret etmedim. Seni hala çok seviyorum ve bana dokunup dokunmaman umrumda bile değil. Ama bana biraz tolerans göster. Kendimle kalmam lazım. "

Gözlerimi silip,başımı salladım. O bana karşı bu kadar anlayışlı davranırken ben bir çocuk gibi mızmızlanamazdım. Ayağa kalkarken saçlarımı karıştırdı bu sefer.

"Sabah seni şiş gözlerle görmek istemiyorum. Sakın ağlama ve güzelce uyu."

Işığı kapatmadan önce tekrar gülümsedi ve odadan çıktı. Sadece eşofman altını üzerime geçirip yatağa uzandım. Kaan benden zaman istemişti ve ona istediği zamanı verecektim.





GEVŞEK [bxb] textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin