"Söyleyip kurtulayım diyorum artık abicim ben bu ağzına sıçtığımın aşkını."
Karşımda şaşkınlıkla durdu Umut.
"Nasıl lan itiraf mı edeceksin?"
"Bilmiyorum edeyim mi sence?" dedim ellerimi masaya koyup düşünerek.
"Benim cevabıma göre mi itiraf edeceksin sanki oğlum." dedi önüme makarna dolu tabağı koyarken. Kendi tabağını da aldıktan sonra karşıma oturdu.
"Evet."
Çatalımı alıp makarnanın tadına baktım. Lezzetli olmuştu. Sonuçta Umut'un yaptığı yemekten bok da çıkabilirdi.
"Söyle o zaman lan."
"Nasıl söyleyim?" diye sordum bu seferde.
"Ağzınla söyle kardeşim."
"Sıçayım senin espiri anlayışına yaaaa."
Karşımda pişkin pişkin sırıtan çocuğa baktım tiksinerek. Ciddi ciddi söylediği şeyi komik bulmuştu. Tabağımda kalan son makarnaları da çatalıma toplayıp ağzıma attım.
"Söyleyeceğim ya. Bu böyle olmaz."
"Olmaz,söyle."
"Ne söyleyeyim?"
"Kaan sana aşığım ben yavrum de. O da Efe ben de sana aşığım yavrum desin. Sonra öpüşün aq."
"Offff abi ne diyorsun ya. Kaan hiç sana aşığım Efe der mi? Ağzımı gözümü dağıtacak."
"Belki der." dedi Umut tek kaşını kaldırıp bu sefer.
Umut'un söylediği şeyin güzelliğini düşündükçe kalbim sızlıyordu. Kaan'ın ağzından sana aşığım lafını duymak için her şeyi yapabilirdim. Ama boş hayaller kurmanın da büyük kırıklıkları oluyordu.
Artık Kaan'ı kandırmak istemiyordum. Onun bana bir kardeş gibi yaklaşan tavırlarını kullanmak istemiyordum. Ona kanka ayağı çekerek yanında kalmaktansa duygularımla karşısında kalmayı tercih ediyordum.
Itiraf edecektim. Bunun sonuçlarına da razıydım. Kendi kendimi avutmaktan çok sıkılmıştım. En azından söyleyince her şey netliğe kavuşurdu. Ondan uzak durmamı isterse dururdum,yanında kalmamı isterse kalırdım.
Telefonumu çıkarıp "Müsaitsen size geliyorum." yazdım. Cevabı beklerken ellerim terlemeye başladı.
"Gel,bizimkiler dışarı çıkacak PES atarız" mesajını görünce yutkundum.
"Yarım saate sizdeyim." yazıp yolladım.
Ayağa kalktığımda "Ben gidiyorum." dedim Umut'a.
"Nereye lan?"
"Kaan'a."
"Oha oğlum ciddisin sen?"
"Ciddiyim sanırım ya." dedim omuzlarım düşerken.
Kapıya gidip ayakkabılarımı giyerken başımda bekledi. Kapının koluna elimi attığımda kolumdan tutarak beni çevirdi ve sarıldı. Kollarımı yukarı kaldırıp sarılışına karşılık verdim.
"Ne olursa olsun, saat kaç olursa olsun beni ara ya da yanıma gel. Hiçbir şey senden önemli değil Efe. Her zaman yanındayım."
"Teşekkür ederim." diye mırıldandım söylediklerine karşılık. Iyi bir dost daha kazanmıştım ve umarım onun yerine aşık olduğum dostumu bu gece kaybetmezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEVŞEK [bxb] texting
Historia Corta"Ben sana nasıl kıyabilirim oğlum?" dedi tuttuğu yakalarımı silkeleyerek. Sonra beni kendine çekti ve her zaman öptüğü yerden, sol gözümün altından öptü. "Kardeşimsin lan sen benim."