Elfe ve Nurcan

3.4K 199 73
                                    

*Herkese tekrardan merhabalar !
Bu bölüm de aynı geçen bölüm gibi biraz depresif ancak merak etmeyin güzel günler ve yazmaya heyecanlandığım kısımlar gittikçe yaklaşıyor ❤️
Okumaya ve beni desteklemeye devam ettiğiniz için çok teşekkür ederim .
Tek ricam lütfen bu bölüm ve öncesinin 2018 de değil bundan bir kaç yıl önce yaşandığını ve benim o zamanki psikolojime ve düşüncelerime göre yazıldığını bilin . Bölümleri olaylar yaşandığı zamanki psikolojime göre yazıyorum şu ankine göre değil ( ilerleyen bölümlerde ve bu bölümde bana kızmayın diye söyleme gereği duydum çünkü bir noktada çok saçmaladım )
- İyi okumalar :)

Her şeyin daha iyi bir şekilde ilerlemesini beklerken daha da kötü olmaya başlamıştı.
Doğru düzgün buluşamıyor daha doğrusu onun işleri(!) nedeniyle bir türlü buluşamıyorduk .
Bir aya yakın vakit geçmişti ve ben onu çok özlüyordum. Telefonla konuştuğumuz zamanlar o kadar sınırlıydı ki.
Konuşmamızın beş dakika sonrası dakikasında gelen mesajlar arasına saatler girmeye.başlıyor ve ben kendimi üç dört saat histerik bir şekilde mesaj beklerken buluyordum.
Sabah attığım günaydınlı tatlış mesajlarım akşam cevaplanıyordu.
Madem benimle buluşmuyorsun ben kendim dışarı çıkıyorum dediğimde de bir şekilde beni bu fikrimden caydırıp evde durmaya ikna ediyordu ve ben bunun bir tür küçük manipülasyon olduğunu henüz anlamıyordum .
Kötüye giden bazı şeyler olduğunu fark ediyordum ancak iyi gitmesini umarak devam ediyordum .
İçimde mantıksız bir ümit vardı.
Her şey yoluna girecekti .
İlişkimiz .
Buluşmalarımız
Beklediğim , istediğim ve olması gerektiği gibi olacaktı .
Ancak şöyle bir şey vardı ki belli bir noktada duygusallığın yerini mantığın alması gerekiyordu ve ben mantıklı düşünemeyecek kadar dibe yuvarlanıyordum.
Okulum başlamıştı yaz geride kalmıştı.
Okulun başlaması Burak ile buluşmamızın daha da zorlaştığı anlamına geliyordu çünkü kazandığım okul başka bir okuldu ancak yeni bir okula başlama heyecanı da vardı içimde .
Bu heyecanı mümkün olduğunca güçlü tutmaya çalışıyordum.
Sonunda liseli olmuştum ve hayatım boyunca beklediğim bir dönem gelmişti .
High Schooley Musical olsun Mean Girls olsun Clueless olsun beni liseyi merak etmeye itiyordu .
Hayatım boyunca liseli olmayı beklemiş gibiydim (büyük hata sksk)
Aşırı heyecanlıydım ve tabii ki Burak bu heyecanı benim kadar paylaşmıyordu .
Benimle aynı okulda olan birkaç tanıdığını söyleyip onlar sana göz kulak olur diyordu (neden böyle bir şeye ihtiyacım olsun ki?)
Bunun belki de beni rahatlatması gerekirdi ancak rahatlatmıyordu . Çünkü bu her hareketimi birilerinden izleyebileceği anlamına geliyordu .
Gidip çocuğu on on beş kişiyle aldatacağımdan dolayı değil ancak izleniyor olmak hiç hoş bir şey değil .
Hele sizi izleyen kişi salak salak kıskançlık yapmaya meyilliyse hiç değil .
Erkek olan arkadaşlarımla konuşsam bile birileri aracılığıyla ona gidip ilişkimizi zora sokabilirdi ki ilişkimiz zaten pek de güzel gitmiyordu .
Bu da etrafta laf götürme olasılığı olan insanlar olduğunda çok daha dikkatli olmam gerektiği anlamına geliyordu .
Gideceğim okulda Tuğba, Sinem ve Erkan da dahil olmak üzere özellikle dershaneden tanıdığım çok fazla insan vardı .
Tamamen sıfırdan değil de en azından birkaç tanıdıkla başlama fikri de gayet güzeldi.
Dershanedeki arkadaş takımından bizimle aynı okula gitmeyecek olan sadece iki kişi vardı . Cemberk ve Elfe.
Cemberk dershanede bizim sınıfın bir sınıf altına düşmüş sene içinde bir daha çıkamamış ancak lise sınavında hepimizi geçip tercihini İzmir de kullanmıştı .
Elfe gideceğim buralardan tribinde bizim okul tercih bile etmemiş İstanbul da karar kılmıştı .
Grup yeni birleşmişken dağılıyor gibi görünüyordu ve bu fikir pek de iç açıcı değildi .
Elfe'yi de Cemberk'i de lise hayatımın içine katmak istiyordum .
Onlarla yeteri kadar en azından lisede ayrılsak da biz bir şekilde geldiklerinde görüşürüz derecesinde yakınlaşamamıştık .
Birbirimizden uzaklaşmamız çok olasıydı .

Cemberk sessiz sakin bir şekilde İzmir yolunu tutarken sıra Elfe'yi uğurlamaya gelmişti .
Tuğba, Sinem ve ben otogarda durmuş otobüs kalkana kadar Elfe ile takılıyorduk ya da takılmaya çalışıyorduk .
Elfe içten içe heyecanlı ancak bunu aşırı aşırı belli etmeyecek kadar da sakin duruyordu .
Tuğba yanımda gidince ne yapacağı ve İstanbul'un büyüklüğü konusundaki uzun fikirlerini sıralıyor , Sinem orada oturan r arkadaşından bahsetiyor ben ise gözlerim biraz dolu mal mal bavulu izliyordum .
En sonunda ona sarılıp otobüse uğurladığımız sırada ağlamaya başladım .
Sinem gözleri biraz dolmuş ancak henüz gerçek anlamda ağlamamış şekilde sürüyor .
Tuğba yanımda tuhaf bir sakinlikle otobüsün gidişini izliyordu .
Yanına yaklaştı kolumu bana attı .
"Yine görüşeceğiz Elfe ile ya ağlama."
"Sus ben duygusal bir insanım."
"Gelir yine"
Otobüsün gidişini izledik ve en sonunda gözlerimi silerek Elfe ile dinlediğimiz şarkılardan birini dinleyerek otogardan uzaklaştım.
Ben tam uzaklaşırken telefonum çaldı.
Arayan Burak'tı.
Buluşmak istiyordu ve dışarıdaydı .
Önce dışarıda olduğum ve ona söylemediğim için benimle tartıştı sonra ise konuyu kapatarak buluşacağımız yeri söyledi .
Mutlu mutlu yanına gittim çünkü sonunda buluşuyorduk .
Heyecanlı heyecanlı yanına gittim.
Beni her zaman buluştuğumuz yerde bekliyordu .
Yüzümde kocaman bir gülümsemeyle yanına oturdum .
Tam "Ben geldiiim sarılması" yapacakken telefonu çaldı .
"Bir dakika" dedi ve telefonla konuşmak için gözden kayboldu .
Etrafa bakınıp gelmesini bekledim.
Beş dakika oldu on dakika oldu çocuk hala ortalıkta yok.
Benim yanımda konuşamayacak ne konuşuyordu ki ?
Önemli bir durum falan mı vardı acaba?
Aklımdan olası kötü ve acil durumlar geçerken en sonunda geldi .
"Noldu bir problem mi var?"
"Yok Nurcan aradı da"
Nurcan?
Nurcan kimdi diye düşünürken bir anda kafam dank etti.
Ela gittikten sonra Burak konusunda kapıldığım yegane isim.
Yine annemler gün grubuna mensup bir annesi olduğu için sonradan bizim yanımıza gelmeye başlamış hemen Burak'la muhabbet kurup kenardan yavşadığını belli ede ede sinirimi bozan kız.
Burak'la birlikte arkadaş ayağına mı başka şekilde mi olduğunu anlamadığım bir şekilde geçmişte  evde baş başa film izledikleri kız.
Tamam bi şey yapmış olmak zorunda değiller ama bu olay ilk öğrendiğimde baya baya beni kıskandırmış ve biraz da üzmüştü .
Belli ki Burak kıza karşı  çok da hayırcı değil kız da zaten nonstop buna yürümekteydi.
Benim gibi hatta benden daha kilolu olup benden daha çok ilgi gören kız.
Bu özelliğini fark edip kilolu olmak ya da zayıf olmak aslında erkek tavlamasa o kadar da önemli değil  demek ki ama o zaman gereken şey ne diye beni düşündüren kız.
"Eee ?"
Diyorum Alya arkadaşı sonuçta aralarında özel bir mevzu olabilir ve senin yanında konuşulmayacak kadar özel olabilir anlayışlı ol biraz.
İster istemez kıskançlık damarım kabarmaya başlamıştı ama.
"Hiç beni içmeye davet etti"
"Ne zaman?"
"Şimdi"
"Eee?"
"Gitmeyi düşünüyorum"
"Biz seninle çok uzun zamandır görüşemiyoruz farkındaysan ve şimdi de sen başkasıyla buluşmaktan mı bahsediyorsun?"
"Problem mi?"
"EVET! Ben seninle buluşmak için o kadar zamandır bekliyorum ve sen şimdi hemen gidecek misin cidden ? Ayıp lan ayıp. Sevgilinim ben senin ."
"Tamam o zaman kalırım ."
Kendimi en kötü senaryoya o kadar hazırlamıştım ki kaldığını duyunca abartı derecesinde mutlu olup ona sarıldım .
"Hiç fotoğrafımız yok çekilelim mi ? Anı olarak kalsın."
"Saçık kötü"
"Eee? Bir yere atmayacağım sadece hiç fotoğrafımız yok ve anı kalsın istiyorum ."
"Olsun Nurcan koklayarak bulur falan ."
"Nurcan ne alaka lan?"
Lan Nurcan'a ne? Sevgiliyiz işte görse ne olur?
Git gide sinirlenmeye başladığım noktaydı.
"Ya o bilmiyor bizi de üzülür bilirse falan ."
Lan sen şu an bana bunu söyleyerek onu üzmeyeyim adı altına benim tüm moralimi sikiyorsun .
"Biz sevgiliyiz şu an o senin arkadaşın değil mi niye üzülsün? Ayrıca neden onu üzmemek için böyle bir şey yapma gereği duyalım ki ona ne ?"
"Ya ne gerek var üzülmesine?"
"Off."
Diyecek hiçbir şey bulamadım.
Bunun üzerine belki de çıldırmam gerekiyordu ancak gerek Elfe'nin gidişi gerek Burak'ın dediği şey beni cidden üzmüş ve yormuştu .
O akşamın ilerleyen saatleri de boğuk bir hüzünle geçmeye devam etti.
Sinirlenemeyecek kadar üzgündüm.

Şişmanım , çirkinim eee ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin