*Ben bunları yazarken Burak karşımda duruyo ve olanları yazmak için sabırsızlanıyorum ama var daha .Bu arada haberi yok hiç bi şeyden :)
Burak'la olanlardan iki hafta sonra kırk yılın başı okula öğlen erken gelmiştim. Tam sınıfa giriyordum ki bi baktım kapının önünde biri duruyor.Kıvanç lan bu.
Kıvanç'ın kim olduğu kısmına gelirsek.
Benim ilk aşkım gibi bir şey. Hani ilkokulda bi çocuktan hoşlanırsın böyle salak salak derste bakışırsın falan ders kitabına ya da defterine bazen sıraya oraya buraya onun ve kendinin adının baş harfini yazıp kalp falan çizersin.
Ha işte Kıvanç ve benim ilişkimiz kağıtta yazan kalp içinde K ve A'dan ibaretti. Alya ve Kıvanç.
Kıvanç ve Alya. O zaman çok güzel geliyordu tabi kulağa.
Derken bir Salı günü. Beden dersi. Yıl 2011. Kilom 78.
Ders boş ve biz de şişe çevirmece oynamaya karar vermişiz.
Hani şu kutsal şişeli oyun. Kimi Seviyorsun sorusunu soranın bol küfür yediği ve o zamanki salaklıkla tüm gerçekleri itiraf ettiğimiz yegane aptal oyun.
Ve ben de Kimi Seviyorsun sorusunun azizliğine uğrayıp tabi bi de kendi salaklığımla
"Kıvanç'ı seviyorum" dedim.
Klasik tepki. Ooooooooooo!
Ve sonra ben bunu itiraf edince bunlar huylandı.Bir sonraki sefer de ben cesaretlik deyince :
"Git Kıvanç'a seni seviyorum de" dediler. Beni de gaza getirdiler.
Bok vardı sanki de gaza getirirsin. Çocuk inceik bi şey neyine umutlandırıyosunuz ki beni öküzlerr!
Ben o an kendime gelen güvenle ve kıç arama kaçmış eşofmanımla bahçede Kıvanç'ı aramaya başladım.
Arkamda toplaşan kız ordusuyla tüm bahçeyi dolaştım.Yok anam yok! Sanki yer yarıldı kıçıma girdi.
Yanımdakilerden aldığım gazla okul binasının içine girdim. İkinci kata bir çıktım. Anam karşımda Kıvanç!
"Kıvaaaaaanç! Alya sana bi şey söyliceeeek !" dedi Mine.
Ebeni Mine! Git arabanın altına git ve ölmeyi bekle Mine! Geber lütfen Mine!Ne bağırıyon ?!
Ben gittim çocuğun yanına :
"Seni seviyorum Kıvanç" dedim ve arkamı dönüp resmen koşarak geri döndüm bahçeye.
Sonrasında olanlara bakçak olursaak. Bir kere çıktık. Sonra yalancıktan ayrıldık. Sonra çıkmaya devam ettik. Sonra da bu piç benden ayrıldı.
Bir de ben bunun için ağladım ya o zamanki beynimi asitin içinde bekleteyim e mi ?!
Şimdi diceksiniz. Madem sen 78 kiloydun. Bu çocuk senle nasıl çıktı ? Bunun da bi açıklaması var tabi. Bizim sınıf o zaman henüz dış dünyaya açılamamıştı.
Türkçesi şu ki bizim sınıfta çıkma işleri ikinci sınıfta falan başladı. O zaman diğer sınıflarla da düşman olma zorunluluğu vardı.Çünkü onlar uslu çalışkan sınıf bizse tembel öküz bi sınfıtık. Dünyamız sınıftan ibaretti resmen.Birini seviyosan kesin sınıftan bi çocuktur. Başka ihtimal yok.
Erkekler ve kızlar nedense hep sınıftan biriyle çıkardı . Sanki tek sınıftaki kızlar varmış gibi. Bu o zamanlarda öyleydi hala yavaş yavaş dışarı açılmaya başlamışlardı erkekler. Ergenlik falan da bastırmıştı tabii.
Bizim sınıfın erkeklerini öğretmen sınıftaki bilgisayardan "çıplak kadın" fotoğrafları bakarken yakalamıştı.Geçmişi silmemiş gerizekalılar.
Kıvanç da henüz dışarı açılamamıştı. Yani öyle biliyordum .Ben de bundan yararlandım gibi bi şey :) Tabi bi de bizim kızların ısrarları var arada.
Ben sınıfa girerken kulağıma eğildi. "Defterinin arasına bak" dedi.
Noluyo lan ?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şişmanım , çirkinim eee ?
ChickLitBen Alya. Ergenlik ortalarında bi kızım . Normalde benim yaşımdaki bi kızın 40 50 kilo civarı gibi olması lazımsa ben kesinlikle normal değilim. Anormallikte boyut atladım resmen. Uzun zamandır da böyleyim. İlk başta insanların durmadan benimle dalg...