~Keyifli Okumalar~Bahar
Yanımda çalan alarm ile gözlerimi açarken belimdeki ağırlıkla homurdanarak başımı kaldırıp arkama baktım. Gördüğüm yüzle dudaklarımın ucu yan kıvrılırken sırtımdaki başın sahibini uyandırmamak için ekstra bir şekilde sessiz olup yataktan kalkıp mutfağa girdim.
Saat henüz yedi bile olmamışken şubat ayının başında olduğumuz için hava henüz tam olarak aydınlanmamıştı. Hızla mutfağa geçip kahvaltı hazırladıktan sonra odama dönüp ilk iş günü için giyeceklerimi hazırladım.
Bir hafta önce iş için İstanbul'a bir zamanlar büyük umutlarla yaşadığım şehirde bambaşka bir durumda geri dönmüştüm. Bugünde Karasu Holdingte ilk iş günüm. Büyük bir şirkette çalışmak benim için çok büyük bir avantajdı doğrusu çünkü yaşadıklarım yüzünden mimarlık bölümünü ikinci sınıfta dondurmak zorunda kalmış bir daha da okula geri dönememiştim.
Giyeceğim siyah kalem etek ve mavi gömleği ütüledikten sonra yavaşça odama geri girip yataktaki adamıma yöneldim. Siyah saçlar yastıkta dağılmış yan bir şekilde yattığı için dudakları büzülmüştü. Sessizce yatağa yaklaştıktan sonra yanağını öptüm.
"Kalk bakalım uykucu."
"Yaa anne beş dakika daha." dedi uykulu sesiyle.
"Olmaz birtanem bugün okulun ilk günü. Hadi seni okula bırakıp işe gideceğim." dedim kolunu tutup çekerken.
Masmavi gözler yavaşça açılırken yüzümdeki gülümseme büyümüş bir halde oğluma baktım.
"Anne okula gitmek istemiyorum." diye yalvardı bu sefer mavi gözlerini bana dikerek.
"Olmaz birtanem."
"Gitmeyecegim banane." dedi kollarını önünde çaprazlayıp omuzlarını silkerek.
"Gökalp Ege Kutlu! Beni otoriter anne moduna sokmadan yataktan kalkıp yüzünü yıkıyorsun sonrada doğru mutfağa." dedim sesimi sert bir hale getirerek.
Ege sert sesim ile hemen ayağa kalkıp odadan çıkarken bende dolaba yönelip Ege'nin ana sınıfındaki ilk günü için kıyafet çıkarıp mutfağa gittim. Küçük mutfağa girdiğimde Ege'nin çoktan yüzünü yıkayıp mutfağa giderek kahvaltı yapmaya başladığını gördüm.
Uyandığımda ısınması için dolaptan çıkardığım sütü bir bardağa koyarak oğlumun önüne koyup kahvaltı yapmaya başladık. Anne oğul sessiz bir şekilde kahvaltımızı yaparken çalınan kapı ile masadan kalkıp kapıya gittiğimde delikten gördüğüm adam ile mutlu olup kapıyı açtım.
"Hoşgeldin Burak."
"Hoş bulduk güzellik." dedi Burak içeri girerken.
"Hangi rüzgar attı sabah sabah?"
"Bizim küçük eşek sıpasını okulun ilk günü yalnız bırakmayayım dedim. Hem seni ilk iş gününde tabiki de yalnız bırakmayacağım. Nerede bizimki?"
"Dayııı! " dedi Ege koşarak Burak'ın üstüne atlarken. Hayatımda önemli olan iki erkeğin birbirine olan sevgisine hayrandım. Burak, Ege için öz olmasa bile harika bir dayı olmuştu.
"Oğlum eşek kadar oldun hâlâ üstüme atlıyorsun. "
"Oğluma eşek diyip durma Burak." dedim sahte bir sinirle.
"Aman bu da hiç kıyamıyor oğluşuna." dedi Burak gözlerini devirerek.
"Ege hadi sen üstünü giyin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızların Altında | Askıda
Fanfiction"Bak ben sana uygun değilim. Olmaz anladın mı?" dedi genç kadın artık bastıramadığı hıçkırığı ile. "Ben seni herşeyin ile severim. Sen yeter ki benim ol." dedi genç adam kızın eğdiği başını kaldırarak.