Keyifli OkumalarBahar
Hafif esen tatlı sabah meltemi ile en huzurlu anları yaşıyordum resmen. Hemen karşımda güneş insanlara yeni yeni merhaba derken dünyanın en huzurlu kollarındaydım. Teknenin önünde minderlere oturmuş güneşin doğuşunu izlerken Yavuz başını boynuma gömmüş yavaş yavaş nefes alıyordu. Ben ise belime doladığı kollarını okşuyordum usul usul.
Üzerimizde ince battaniye olmasına rağmen üşümüyordum. Sanki Yavuz'un belime doladığı kolları, sırtımda hissettiğim göğsü ısıtıyordu beni. Başımı geri atıp omzuna koyup iyice sokuldum Yavuz'a.
Kollarını daha çok sıkıp iyice kendine çekti beni. Burnu boynumda gezerken, arada dudaklarını bastırıyordu boynumun bittiği noktalara.
Bu huzurlu kollardan hiç ayrılmak istemesem de evde bizi bekleyen bir oğlumuz vardı. Bir kaç saate uyanırdı Ege. Gözlerimi açıp başımı yana çevirdim.
"Sevgilim?" diye mırıldandığımda burnundan çıkan fısıltıdan gülümsediğini anladım.
"Efendim sevgilim?" dedi cümlesinin sonunda dudaklarını boynuna tekrar bastırarak.
"Artık gitmemiz gerekiyor." dediğimde başını boynundan kaldırdı. Burnu burnuma sürterken gözleri dudaklarımda geziyordu. Biraz eğilip alt dudağımı iki dudağının arasına aldığında otomatik kapandı gözlerim. Soluk almak için ayrıldığında benim nefesim kesilmişti.
"Sonsuza kadar burada kalsak olmaz mı?" dedi dudakları hala benim dudaklarıma çarparken. İnan sevgilim senin kollarında bir ömür kalabilirim ama hayat.
"Bende gitmek istemiyorum ama Ege birkaç saate uyanır. Uyandığında bizi göremezse huysuzlanır biliyorsun."
"O zaman gidelim." Dudaklarıma son bir öpücük kondurduktan sonra geri çekildiğine bende kalktım. Rahat oturabilmek için çıkardığımız ayakkabılarımız tekrar giydik. Üşüdüğüm için arka tarafa geçerken Yavuz kaptan bölümüne geçmişti. On dakika sonra limana yanaştığımızda Yavuz'un arabası çoktan liman kenarına park edilmişti. Sabah saatlerinin vermiş olduğu sakinlikle hızlıca ulaşmıştık eve. Sessizce eve girdiğimizde Yavuz'un kolunu tuttum.
"Canım sen salona geç. Begüm benim odamda uyuyakalmıştır. Biz salonda uyuruz." diye fısıldadım.
"Tamam canım. Burada bıraktığım eşofmanlarımı da getirir misin?"
Gözlerimi yumup onayladıktan sonra odama geçtim. Yavaşça kapıyı açıp içeri geçtiğimde yatak boştu. Belki de Begüm, Ege ile uyumuştur. Dolaptan pijamalarımı aldım. Tam üzerimi değiştirecekken odanın kapısı pat diye açıldı. Yavuz ellerini ağzına kapatmış kahkahasını bastırmaya çalışıyordu.
"Yavuz ne oldu?"
"Salondakileri görmen lazım Bahar." dedi dudaklarını ısırarak. Elimdeki kıyafetleri bırakıp odadan çıktım. Merakla salona girdiğimde gözlerim kocaman açılmıştı. Hemen dudağımı ısırıp gülmemi bastırdım.
Karşımdaki koltukta Mücahit kafasını geriye atmış uyurken Begüm başını onun omzuna koymuş beline sarılmıştı. Ve sadece sarılan o değildi. Mücahitte kolunu Begüm'ün omzuna sarmıştı.
Yavuz'un cebinden telefonunu çıkardığını görünce ona döndüm.
"Ne yapıyorsun?"
"Bu anı ölümsüzleştirmem lazım. Bu ikisi kavga etmeden yan yana duruyor." diye fısıldadı Yavuz. Telefonu ile ikisinin fotoğrafını çektikten sonra onu salondan çıkardım. Odaya tekrar girdiğimizde ikimizde sessizce kahkaha atmaya çalışıyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızların Altında | Askıda
Fanfic"Bak ben sana uygun değilim. Olmaz anladın mı?" dedi genç kadın artık bastıramadığı hıçkırığı ile. "Ben seni herşeyin ile severim. Sen yeter ki benim ol." dedi genç adam kızın eğdiği başını kaldırarak.