Bölüm 19 - Duvarlar

271 15 3
                                    

Gözleri şaşkınlıkla açıldı ve dudakları yukarı kıvrılarak alaycı gülümsemesi gamzelerini belli ederek yüzünde belirdi. “Cazibeme karşı koyamadın değil mi?”

Sözleriyle yine o tavan yapmış egosunun geri geldiği anlaşılıyordu. İtirafıma nasıl karşılık vereceğini bilmediğimden gergin ve endişeli bir şekilde yüzüne bakmıştım ama Sarp hiç beklemediğim kadar rahat davranmıştı. Bu adam ve onun davranışları gün geçtikçe daha da şaşırmama sebep oluyordu.

Yüzüne baktığımda o his yine geldi. Sarp’ı önceden tanıyormuş gibiydim. Gözleri, özellikle endişe ile baktığında çok tanıdıktı. Belki önceden onu görmüştüm, küçükken ya da trafik ışıklarından geçerken. Yüzüne o sırada dikkatli bakmamış olsam da baktığım an bilinçaltıma kaydedilmiş olabileceğini düşünüyordum.

Sarp bacağıma dokunduğunda ürpererek ve acısına aldırmayarak bacağımı geri çektim. “Serra sadece pansuman yapacağım; aksatmaman gerektiğini ikimizde biliyoruz.”

“Ama ben huylanırım, çok kolay gıdıklanırım. O yüzden gerekli olan şeyleri getirirsen ben kendim hallederim.”

Yüzündeki sinsi gülümsemenin anlamını çözmeye çalışırken Sarp çoktan koltukta beni sıkıştırarak yanıma oturmuş, karnımda küçük daireler çizmeye başlamıştı. Bunun beni gıdıkladığını düşünmesi çok yazıktı. Çünkü en tahrik olduğum yere ve asla gıdıklanmayacağım bölgeme dokunuyordu. Gülmediğimi görünce hareketlerini hızlandırdı ama bu onun beklediği gibi gülmemi değil, inlememi sağladı.

Kafasını kaldırdı ve gözlerime baktı. Bu bakışın ‘Ne oldu?’ demek olduğunu anlamıştım. Yanaklarımdan ateş fışkırdığını hissedebiliyordum. Onu geçiştirmek için “Ee pansuman yapmayacak mısın? Yapmayacaksan söyle de ben kendi işimi kendim yapayım.” dedim.

Yüzüme yine şaşırmış bir ifadeyle baktığından ayağa kalkmaya çalıştım ama ayağım yere değdiği an acıdan dolayı küçük bir çığlık yükseldi dudaklarımdan.

“Hey nereye gittiğini sanıyorsun? Çok acıdı mı baş belası?”

Onun endişeli yüz ifadesi tebessüm etmeme sebep oldu. Biraz önce acıdan ağlama noktasına gelmeme rağmen şu an gülümsüyordum. Sarp da bunu fark etmiş olacak ki “Gerçekten tanıdığım en dengesiz kızsın Serra.” dedi.

Evet en dengesizi olabilirdim ama o kadar fazla kız mı tanıyordu ki? Bu sefer kıskançlığımı fark etmesi ya da egosunun tekrardan ortaya çıkması umrumda değildi. “O kadar fazla kız tanıyorsun demek.” dedim.

Yüzündeki endişe gitmiş ve tamamen keyif içeren bir gülümseme ile bana bakıyordu. “Kıskandığını kabul ediyorsun yani bebeğim?”

Bebeğim? Bana bebeğim diye mi seslenmişti? “Bebeğim derken?”

Kırdığı potun farkına varmıştı. “Evet bebek gibisin. Mızmızlanıp duruyorsun. Eminim ailen çok şımartmıştır seni. Küçücük bir acıya bile dayanamıyorsun.” dedi.

Söylediklerinden haberi yoktu. Bana ailesi tarafından şımartılmış bir çocukluk geçirdiğimi söylemesi başlı başına bir hataydı. Çok sinirlenmiştim. “Eğer bebek gibiysem neden hala burada duruyorsun ki, neden sürekli evime geliyorsun? Git artık.” dedim. Sözler dudaklarımdan döküldüğü an hata yaptığımı anlamıştım ama hala içimdeki kırgınlıklar görmezden gelinmeyecek kadar fazlaydı.

Ayağa kalktı ve kapıya doğru yürümeye başladı. Onu engellemek için uygun sözler bulamıyordum. Ayağa kalkıp ona doğru da gidemiyordum. Çaresiz bir şekilde kapıyı sertçe kapatmasını izledim. Gözlerim doluyordu, uzun zaman sonra ilk defa.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 17, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

...TESADÜFLER...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin