Deniz Mavisi

24 4 0
                                    

 Hayal dünyamdan beni ayıran duyduğum yumuşak ses oldu. Babamın sıcak kollarından ayrılıp o soğuk toprağa geri döndüm. Gözlerim zorda olsa açılmayı başarıp o sıcak sesin sahibine baktı. Deniz mavisi endişeli gözleriyle bana bakan yaşlı bir kadındı. Bir an gözlerinde kaybolacak gibi oldum.

"Kızım iyi misin?" dedi.

"Hiç iyi değilim." dedim. Başıma önüme eğdim. Tanımadığım insanların karşısında ağlamayı hiç sevmem ama gözümden akan yaşlara engel olamadım. Keşke sadece iyiyim deyip gülümseseydim. Şimdi kim bilir ne kadar zavallı olduğumu düşünüp bana acımıştır. Kimsenin güçsüz olduğumu düşünmesini istemiyorum. Başımı hızla kaldırdım ve konuştum.

"Aslında iyiyim" dedim ve gülümsedim. Gülümserken gözümden akan 3 damla yaşa engel olamadım. Şu lanet sıvı akmadan önce bana sorsa olmaz mıydı?

"İyi olacaksın." dedi ve gülümsedi kadın.

"Alışırsın her şeye ve herkese sonra kaybetmek zor gelir. Bu koca şehirde yalnızlaşır ruhun. Özlersin herkesi, kendini bile özlersin. Ama zamanla yokluklarına da alışırsın. Her kaybettiğini düşündüğünde biraz daha güçlenirsin. Alışmak en büyük yeteneğin olur. Hiçbir zaman harika hissetmezsin ama iyi olursun. Mesela ben artık iyiyim. Seni anlıyorum bende çok eskiden aşkın adına âşık oldum ve aşkı kaybettiğimi sandım. Sonra öğrendim ki aşk sandığımdan çok farklıymış. Benim aşk sandığım şeyse sadece bağımlılıkmış. Yokluğuna zorda olsa alıştım artık ona bağımlı değilim artık kaybettiğim kendimi de buldum. Sen sakın bağlanma olur mu? "dedi gözlerini gözlerimden ayırmadan. Gözleri, kaşları, gamzesi, acı gülümseyişi her şeyi bana beni hatırlatıyor adeta. Sanki kendimle konuşuyormuşum gibi. San ki benim yaşadıklarımı yaşamış gibi.

Kafamı arkama, babamın mezar taşına çevirdim "Çok özledim" dedim.

"Özlersin ama alışırsın her şeye" dedi sanki çok basitmiş gibi. Alışmak kolay olsaydı kimse ağlamazdı. Herkesin ağladığı bu dünyada en büyük yalan alıştım demek olur.

Ona cevap vermek için arkamı döndüm ama çoktan gitmiş. Hızla etrafıma baktım. Yaşlı bir kadın nasıl bu kadar hızlı olabilir ki. Hem daha ona sormak istediğim şeyler var. Nasıl kafamı karıştırıp beni dinlemeden gider. Beni duymasını umarak bağırdım.

" Ya alışamazsam?" dedim ve bekledim. Cevabını duymak istedim.

Bekledim.

Bekledim.

Bekledim.

Havanın kararmasını umursamayıp saatlerce olduğum yerde bekledim.

Yine onun sesi geldi kulaklarıma ,kısık bir ses sanki rüzgâr fısıltılarını bana getirdi.

"Gitme! "dedi.

Hiçbir şey anlamıyorum. Benim gideceğimi nereden biliyor?

"Sen kimsin?" diye bağırdım.

Onu bulmak için koşmaya başladım .

"Neredesin?"

Artık koşmaktan nefesim tıkandı. Sanki boğuluyorum,dizlerimin üstüne çöküp bir elimi yere diğer elimi boynuma koydum. Nefes almak hiç bu kadar zor olmamıştı. Daha fazla dayanamadım ve yere yıkıldım.

Gökyüzü eskisinden de karanlık . Çok yorgunum biraz uyumak istiyorum.

Artık neredeyse hiçbir şeyi hissetmiyorum. Sadece gözlerimin önünde hafif bir karartı ve kulağımda hafif bir uğultu var sanki birisi bir şeyler diyor. Ama dediklerini anlayamıyorum.

Şimdi o uğultu ve karartıda yok , her şey boş. Belki de kurtuluyorum bu lanet dünyadan.

Kendimi ölümün kollarına teslim edecekken annemle abim geldi aklıma. Onlarda benim gibi acı çekiyorlardır. Onlara birde benim acımı yüklemem büyük haksızlık olur.
Onlar için yaşamalıyım. Tabi gücüm yeterse...

...

...

...

OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN

Gölgelerdeki yaşamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin