Evlat kokusu, cennet kokusudur..

1.2K 44 1
                                    

5 ay sonra..

"Asiye abla, senin miden falan bulanmıyor hiç."
"Benim balımda da hiç bulanmazdı nefes, Allah'ıma şükür hamileliğim iyi geçer, öyle bulantım falan Olmaz.."
"Anladım Ablam." Diyip elini Asiye'nin karnına götürdü nefes.
"Seni bekliyoruz miniğim bekletme artık bizi." Diyip güldü.
"Senin gibi teyzesi olacağı için çok şanslı biliymisin nefes."
"Keşke balımın küçüklüğünde de yanında olabilseydim abla.. nasip bu günlereymiş.."
"Ağlatacasun beni bak, zaten hormonlar darlayi beni, bide sen böyle konuşma."
"Asiye abla bişey demedim ki.. kendi kendine.." diyip kahkaha attı nefes.
"Nefes konuşma Ablam hayde çık yukarı gocani uyandur hayde guzum hayde."
"O hödük pazar diye uyanmaz bugün erken diye.."
"E zorla uyandur nefes." Diyip güldü Asiye.
"Ha bak iyi dedun oni." Diyip koşarak Tahir'in yanına gitti. Kapıyı açtı ve ;
"Tahir hadi kalk kahvaltı haz-"
"Tahir sen ne zaman uyandın.. ben bugün pazar diye geç uyanırsın sanıyodum."
"Uyuyacaktum yanum da karum olsaydı." Diyip nefese sarıldı Tahir.
"Tahir.. hadi gel kahvaltı hazır yemeğimizi yiyelim yiğiti de Osman babama götürelim olur mu?"
"Osman babamda Ne edecek yiğit?"
"Özlemiş de, bugün orda kalacak yiğit."
"E okul?"
"Osman babam ben bırakırım dedi. Of Tahir ne çok soru sordun. Kahvaltıya inelim diyorum hadi."
"Geliyrım hatun, ne darladun sabah sabah."
"Ha ben darlıyorum seni öyle mi?"
"Yok yok şaka yaptum nefesim sen beni hiç darlar mısın?" Diyip yandan bi gülüş attı. Aşağı indiler ve Mustafa Asiye saniye hanım yangazlar ve Berrak masadaydılar.
"Nefes Asiye hamile, uzanmasın şimdi şu yukarı dolaptan benim aç karnı olan haplarımı  alıver." Demişti saniye.
"Tamam saniye hanım." Dedi ve yukarı dolaba uzanmıştı ki elini ağzına götürüp tuvalete koşması bir oldu. Arkasından hemen Tahir gidip
"Nefes iyi misin noldu? ."
Nefes klozete çömelmiş bi taraftan kusuyordu bi taraftan da saçlarını tutmaya çaba gösteriyordu.
"Tahir gelme."
"Nefes noldu diyorum." Dedi ve içeri girdi Tahir.
O sırada nefes klozetin kapağını kapatmış ve üzerine oturmuştu.
"Niye gelmemi istemedin  nefesum bişey mi var? Neyin var senin?"
"Kustum, Görmeni istemedim."
Tahir avuçlarının arasına nefesin yüzünü alıp;
"Nefesim.. hastalıkta ve sağlıkta demiştik hatırladın mı?" 
"Karnım aç ya ondan oldu herhalde."
"Gel elini yüzünü yıkayalım.. sonra da karnını doyuralım." 
Gözünden sakınıyordu Tahir nefesi. Ona bişey olacak diye ödü kopuyordu.
Kendi elleriyle yüzünü yıkayıp, kuruladı Tahir ve aşağı indiler.
"Anne noldu neden koşarak gittin?"
"Bişey yok annecim karnım aç olduğundan midem bulandı ama İyiyim bitanem. Sen karnını doyur hadi."
Tahir nefesi masaya oturtmuş güzelce kendi elleriyle besliyordu.
"Guzum iyi misun hastaneye gidelum mi?"
"İyiyim Ablam, dün akşam da bişey yiyemedim ya, midem bulandı ondandır. Merak etmeyin hadi kahvaltınıza devam edin." Dedi ve tebessüm etti.
"Nefesim bundan da ye." Diyip kendi elleriyle iştahlı iştahlı doyuruyordu karısını Tahir.

Kahvaltılarını bitirmişler herkes işinin başına gitmiş Tahir de Osman hocaya yiğiti götürmüştü. Nefes ve Berrak ortalığı topluyordu Asiye de yardım etmek için nefesi ikna etmeye çalışıyordu. Ama inatçı Nefesin karşısında kim durur? Hamile diye bi iş göstermiyordu Asiye'ye.
Kapı çaldı ve nefes kapıya bakmak için yöneldi. Tam kapıyı açtı ki, düşüp bayıldı.
"Nefes, nefesim aç gözlerini yârim...
Yenge! Kolonyağını  getir "
"Paşam noldi .. hiiii nefese noldi "
"Yenge kapıyı açınca birden düştü. Az kenarı çekil de içeri götüreyum ."
"Tahir abi n'oluyo nefes ablama noldu, neden baygın?"
"Bilmiyrım Berrak kapıyı açınca birden düştü bayıldı....
"Nefesim hadi kendine gel güzelim.. nefes uyan bitanem bak korkutma bizi hadi güzelim."
"Tahir..." dedi nefes yorgun bi sesle
"Burdayım nefesim burdayım."
"Noldu bana?"
"Kapıyı açınca birden bayıldım güzelim.. sen şimdi kendini yorma ben seni hemen hastaneye götürücem tamam mı?"
"Yok gerek yok İyiyim ben."
"Ne demek İyiyim nefes.! Sabah mide bulantın, şimdi gözümün önünde bayılıysın bu mu iyi halin?"
"Tahir gerçekten İyiyim, asıl hastaneye gidersem hastane kokusundan hasta olurum."
"Nefes guzum Tahir seni odana çıkartsın sen orda dinlen ama bak bidaha olursa eğer kendi ellerumle götürürüm oğa göre."
"Tamam abla.." dedi hafif tebessüm ve hafif yorgun bi sesle.
Nefes, korkmuş ve şaşkınca kendisine bakan berrağı görünce ;
"Kuzum İyiyim ben, geçer şimdi hadi siz de üzülmeyin artık." Dedi.
Tahir nefesi kucağına alıp odaya götürdü. Güzelce yatırıp üstünü örttü ve saçını okşadıktan sonra öpüp çıktı.
"Yenge, benim abimin yanına gitmem lazım nefese yine bişey olursa.. hemen arayın beni tamam mı?"
"Tamam paşam sen git nefese bakarız biz." Dedi Asiye. 1-2 saatin ardından saniye de gelmişti Türkan'dan .
"E gı millet nereyedu?"
"Mustafa'yla Tahir ofiste yangazların biri top biri Gız peşinde. Nerede olacuk ana bu millet."
"Nefes nerde?"
"Bayildi az önce Tahir yukarı çıkarttı sonra da Mustafa'nın yanına gitti.."
"Bayıldı mi?"
"He ana bayildi, noldi merak mi ettun gelinuni."
"E gı hamile olmasun? Sabah da midesi bulaniydı?"
"Uuu anaa doğru dedin Ha oni...
Berrak Fatih'i ara hemen bizi almaya gelsunler çabuk gı çabuk."
"E gı nereye."
"Gebelik testi almaya gidecuz ana deduğun gibi olabilur ." Diye güldü Asiye.
Berrak Fatih'i aramış, Fatih de yarım saat sonra konağa gelmişti.
"Hayırdır yenge nereye gideyruz."
"Fatih konuşma yengem sür.. bi eczanenin orda dur." Dedi Asiye.
Fatih eczanenin önünde durmuş içeri heycanla giren Asiye ve berrağa bakıyordu.
Asiye ve Berrak gebelik testini almış arabaya binmişlerdi.
"Hadi yengem eve."
"Ula niye gelduk niye gideyruk."
"Fatih oturup çay içelum diye gelmeduk heralde. Sür arabayı da ."
"Tamam da tamam." Diye mırıldandı Fatih. Eve geldiklerinde nefesi işlenirken gördü Asiye.
"Nefes.."
"Efendim abla?"
"Napaysın kızım sen delirdun mi? Daha 2 saat önce bayildun işlenmenun zamani mi?"
"Napıyım abla sıkılıyorum."
"Gel sen gel." Diyip eline testi verdi Asiye.
"Bu ne abla? Napıcam ben bunu?"
"Yahu sabah miden bulandi, az önce de bayildun. Belki hamilesundir, yap bakalım şu testi."
"Abla ne hamilesi? Sen bunu çarşıdan mı alıp geldin?"
"Nefes nerden aldıysam aldım ula bi kere de sözümü dinle. Yap şu testi."
Asiye'nin elinden kurtulamayacağını anlayan nefes elinde ki test ile tuvalete yöneldi. Kapıda heycanla bekleyen Berrak ve Asiye tırnaklarını kemiriyorlardı adeta. Nefes kapıdan çıktı ve;
"Abla.. Berrak..."
Berrak ve Asiye aynı anda;
"Ya çatlatma adamı söyle da."
"Hamileyim... " diyip ikisine sarıldı.
"Uuu  eltum benum kız kardeşum. Hayırli uğurli olsun." Dedi ve ağlamaya başladı.
"Nefes Ablam hayırlı olsun. Allah analı babalı büyütsün."
"Bitanem benim amin. Çok teşekkür ederim...
Yalnız bişey söyliycem şimdilik tahire söylemek yok. Ben ona güzel bi süprizle açıklıycam tamam mı? Abla ağlama sen de, iki eltu gebeyuz, tam sağa layuk." Diyip güldü nefes. Bu sözün üzerine Asiye ve Berrak da gülmüştü.
İkisi de kafasını sallayıp sarılmaya devam ettiler. Akşam olmuş herkes evdeydi. Tahir ve Mustafa yorulduğu için hemen odalarına geçmiş Asiye Berrak ve nefes kendi aralarında sohbet ediyorlar, saniye hanımda kendi odasında, yangaz muratta hangi kızı tavlasam diye düşünüyor.. Fatih, gözlerini Berrak'tan ayıramıyor tabi..
"Abla, Berrak , ben yorgunum odaya çıkıyorum ayıp Olmaz dimi size?"
"Ne ayıp olacamuş allah rahatluk versin ablasunun kuzusu ." Diyip öptü nefesi
"Estağfirullah nefes Ablam.. " sessizce devam etti Berrak sözlerine ;
"Bundan sonra daha çok dinlenmen lazım senin.. hadi iyi geceler." Dedi
Nefes odasına çıkmış yorgunluktan tatlı mı tatlı uyuyan tahiri izlemeye başladı. Eli karnına gitti ve yanına uzandı arkasından sarılıp o da uyudu.
—————————-***—————————-

Nefes tahiri uyandırmamak için usul adımlarla dolabın çekmecesinden bi kağıt bir de kalem çıkardı. Üzerine küçük bi notla sevdiği adama, ikisinin bebeği olacağını müjdeleyecekti. Ne yazacağını düşünmeye başladı... Sonra, Osman hocanın nefese "evlat kokusu cennet kokusudur.." söylediği hadisi Şerif'i geldi. Güzel bir yazıyla yazıp, yiğitin hep sakladığı küçük patiğini koydu Tahir'in baş ucuna ve odadan çıktı. Aşağı indi ve berrağın kahvaltı hazırladığını gördü
"Günaydın bitanem.. kimse uyanmadı mı daha?"
"Yok abla uyanamadılar daha.. sen Tahir abiye söyledin mi?"
"Ben söyledim ama o daha görmedi ." Dedi ve güldü..
"Kağıda mı yazdın yoksa ? Ne yazdın? Ya anlatsana öldürcek misin meraktan?"
"Evlat kokusu cennet kokusudur. Yazdım.."
"Ne güzel bi müjdeleyici biçimi.." diyip sarıldı nefese.
"Abla, bugün okula yiğiti almaya ben gitsem sorun Olmaz dimi? Sözüm vardı parka götürecektim."
"Yok Olmaz kuzum git tabi.." dedi ve saçları dağınık bi elinde not bi elinde minik patikle gelen tahiri gördü. Yavaşça ona yaklaştı ...
"Nefes.. s-sen.?"
"Senin kanından, senin canından.. evladımız olucak Tahir.. ikimizin.. bizim.."
Tahir'in gözünden bir damla yaş aktı ve nefese sarılıp;
"Sen bu dünyanın hep en iyi annesiydin ve öyle kalacaksın.."
"Sen bu dünyanın en merhametli babasıydın ve hep öyle kalacaksın."
sarıldılar... artık aralarında ki bağ daha güçlüydü. Tahir'in kalbi artık iki kişi için değil üç kişi için atıyordu. Nefesin ise artık üç kişi değil de dört kişi olduklarının heyecanı...

                      11. Bölüm sonu..

"Nefesim Olur Musun?" Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin