"Nefesim Olur Musun?" 5. Bölüm

1.6K 50 2
                                    

Sabah olmuş, güneş ışığı çoktan nefesin odasına vurmuştu. Gözlerini hafif aralayıp, hala Osman hocanın evinde olduğunu farketti.. hemen yerinden doğrulup kapıya doğru yönelecekti ki, kapının açılmasıyla asiye ablasını karşısında buldu..
"Uyandun mi kuzum?"
Asiye belli etmek istemiyordu, nefes uyurken kabus gördüğünü..
"Uyandım abla."
"E iyi gel kahvaltı hazur kuymak soğumadan sofranun başuna geçelum."
"Tamam abla elimi yüzümü yıkayıp gelirim." Diyip odadan çıktılar. Asiye çayları doldururken nefeste elini yüzünü yıkayıp sofraya oturmuştu. Dalgın bakıyordu etrafa, sanki bedeni ruhundan ayrılmış gibi.. bu dünya da değilmiş gibi.. eksik gibi.. Asiye'nin sesiyle irkildi nefes;
"İyi misin kuzum rahat uyudun mu?"
Nefes belli etmek istemiyordu kötüyüm diyipte asiye ablasının da canını sıkmak istemiyordu.
"İyiyim abla, çok rahat uyudum Allah razı olsun."
"Amin kuzum benim cümlemizden." Deyip ekmekleri kesti asiye. Osman hocayı göremeyen nefes merakla sordu..
"Osman hoca yok mu abla?"
"Gece medreseye gitmişti kuzum gelir birazdan." Demesiyle kapı açılmıştı. Gelen Osman hocaydı. İçeri girip
"Selamünaleyküm bereketli olsun." Diyip gülümsedi. Nefes gece yaşadığı olaydan olsa gerek utanmıştı..
"Aleykümselam babam hoşgeldun."
"Hoşbuldum kizum." Diyip bağdaş kurarak sofraya oturdu. Asiye babasının da çayını koyup kahvaltı etmeye devam etti.
"Nefes kizum rahat uyudun mi?"
Çekingen bir sesle cevap verdi nefes.
"Uyudum Osman Hocam. Sağolun."
"He iyi, burda bi eksiğun varsa asiye yangazlara söylesun getirsunler." Osman hoca nefesin de onayı olursa artık burda yaşayacağını uygun bir dille anlatmaya çalışıyordu. Nefes anlamayıp Osman hocaya çevirdi kafasını;
"Anlamadım."
"Burayı baba ocaği belle. Asiye'min kardeşi oldun, benum de kizum ol. Duayla, sevgiyle ha bu evde kur yeni hayatını. Babanun açtığı her yarayi Allah nasip ederse benum de sarmama izun ver kizum."
Nefesin gözleri dolmuş, burayı 'Baba' ocağı belle'diyen Osman hocaya bakıyordu. Buranın insanı hep mi içten olurdu... kendi babasından görmediği sevgiyi, merhameti, daha yeni tanıdığı asiye ablasının babasında buluyordu. Söyledikleri içine işlemişti Ama yük olmakta istemiyordu. Dolu gözlerle;
"Allah razı olsun Hocam, hepinizden razı olsun. Ama size yük olmak, yaşadıklarımı size de yansıtmak istemem.. "
"Mazlumun yük olduğu nerede görülmüş kizum , başımızın üstünde yerun var.. 'zalimin açtığı her yaradan, hesap soracak YARADAN..' sen de açılan her yaradan Allah soracak hesabını. Sen dilinden, kalbinden duanı eksuk etme kizum."
Nefes artık dayanamayıp salmıştı göz yaşlarını narin yanaklarının üstüne. Ne düşünceliydi Osman hoca , her kelimesinde Allah'a itaat ediyordu. Asiye'ye baktı nefes, Asiye'nin de gözleri dolmuş nefese bakarak, kafasını salladı 'babamın teklifini kabul et da ' dercesine. Nefes sofradan doğrulup ağlamaklı bi şekilde Osman hocanın yanına vardı. 'Elinizi öpebilir miyim' dercesine baktı, Osman hoca elini uzatınca, elini öpüp Osman hocaya sarıldı.
"Allah razı olsun. Allah'a şükür olsun ki sizin gibi insanlarla karşılaştırdı. "
"Cümlemizden kizum."
Asiye nefesin elini tutup,
"Merak etme, sağa söz veriyrım geçicek herşey.."
"İnşAllah Ablam.."
konuşmanın ardından kahvaltılarını bitirip toparladılar. Osman hoca ise öğle namazı için camiye hazırlanıyordu. Nefes ve asiye de evleri topladılar. Kendi aralarında konuşurken Osman hocanın sesini işittiler ;
"kizum ikindiden sonra gelirum ben, camiden sonra medreseye giderum, bişeye ihtiyaç olursa oraya gelirsunuz."
"Tamam babam Allah kabul etsin."
"Allah kabul etsin Osman Hocam "
"Hadi selametle." Osman hocanın çıkışından sonra. Asiye ve nefes evi temizliğe tutuştular.

Akşam olmuştu, yemek hazırdı Osman hoca da gelmişti, yemeklerini yiyip sofrayı toparladılar. Osman hoca akşam namazı için gitmişti. Mutfakta asiye bulaşıkları yıkıyor nefes de yerleştiriyordu. O sırada kapı çaldı.
"Nefes benum ellerum köpük sen açar mısın kapıyı."
"Açarım ablam." Diyip kapıya yöneldi nefes. Kapıyı açtığında Tahiri gördü karşısında.
"Tahir, senin ne işin var burda?"
"Az bi müsade ette içeri gireyum nefes."
"Nefeees kim geldu kuzum."
"Ben geldum yenge"
"Hoşgeldun Tahir hayurdur."
"Nefes nasıl diye bakmaya geldim yenge "
Nefes mutfak kapısının orda onları izliyordu.
"He iyi benum da işlerum bitti. Siz içeri geçun ben de çayı koyayum gelirum."
Asiye'nin lafı üzerine Tahir ve nefes salona geçtiler. Tahir'in yüzü perişan gibiydi nefes farketti;
"Tahir sen iyi misin bişey mi var?"
Tahir nefesin dünkü kabusundan sonra dayanamayıp İstanbul'da ki polis arkadaşını aradı. aynı zamanda askerlik arkadaşıydı Ali.

"Nefesim Olur Musun?" Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin