"Tahir kalk artık, daha işlerimiz var hadi." "Of be nefesum güzelce uyutmadun ha ne işiymuş sabah sabah." "Asiye ablayla beni çarşıya bırakıcaksın ordan kuaföre yahu bi kalk kardeşin evleniyo bugün te Allah'ım ya." "Kalktum ula kalktum." Diyip üzerinde ki yorganı uyku halsizliğiyle itmişti tahir. Lavaboya gidip elini yüzünü yıkadı nefesi öptü ve hemen ardından Mirza 'nın yanına gitti öpüp kokladıktan sonra mirzayı babanesine bırakıp nefes ve Asiye'yi çarşıya götürdü. Çarşıda ki işler hallolduktan sonra Asiye Fatih'i aramasını söyledi; "Ula Fatih'i ne edecesun? " "Ula dangoz berrağın telefonu kapali kuaföre gitmiş mi gitmemiş mi sor bakayum" "He iyi tamam." Diyip Fatih'i aradı tahir. "Alo , Fatih berrağı kuaföre götürdün mü?.... tamam hayde,.." diyip telefonu kapattı ve arabayı sürmeye devam etti. "Noldu tahir götür- ah karnım" nefes düzgünce konuşurken birden karnına ağrı girmiş ve o telaşla karnını tutup bağırmıştı. Tahir aniden fren yapıp hemen arkasına dönmüş telaşlı bi şekilde nefesle konuşmaya başlamıştı. "Nefes nefesum iyi misun noldi?" "Nefes guzum noldi." Nefes derin derin nefes alıp konuşmaya başladı sakin bir şekilde; "Sakin olun ya bişey yok doktor arada sırada Doğum yaklaştığı için yalancı sancılar girebilir demişti, ondan oldu heralde iyiyim ben merak etmeyin." "Eh be nefesum korkuttun be kızım ya." "Oyy sen korktun mu iyiyiz biz babası sen hiç merak etme." Diyip arkadan Tahir'in omzunu sıvazladı. Tahir de gözü yolda omzunda ki nefesin elini öpüp devam etti yola. "Ablam iyisin dimi bi doktora mı gitsek?" "İyiyim Ablam merak etme sen, hadi hemen kuaföre gidelim de şöyle bi Sürmeneye "KALELİ" gelinleri gösterelim." Diyip güldü "Uuu vallahi tam bağa layuk." Dedi ve Asiye de güldü. O sırada kuaföre gelmişlerdi tahir de hamile karısına yardım edip arabadan indirdikten sonra sarılırken kulağına fısıldayıp boynundan öptü; "Güzel olmak yok yakarum." "Bak ya, zaten güzelsin demiyo da yakarum diyo." "Benim karum her zaman her haliyle güzel." "Bugün biraz daha güzel olmaktan zarar gelmez tahir kaleli." Diyip, yanağına naif bir öpücük kondurduktan sonra hızlı adımlarla kuaföre yöneldi. Tahir de arkasından; "Ula nefes" demeyi de ihmal etmedi tabi ki de.. "Berrak guzum senin telefonun niye kapali arayruz sabahtan beri." "Asiye abla şarjı bitmiş ben de vakit kaybetmeyelim diye takmadan geldim. Siz aldınız mı terziden elbiselerinizi?" "Alduk alduk, vallahi çok güzel olmuş. Dimi nefes" "Aynen abla tam istediğimiz gibi dikmiş, eee haydi ne duruyoruz hazırlanmaya başlayalım." Diyip kahkaha eşliğinde hazırlanmaya başladılar hepsinin de saçı makyajı bitmiş berrak gelinliğini giymiş, nefes ve Asiye de elbiselerini giymişlerdi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Berrak o su gibi gözleriyle nefese dolgun gözlerle bakıp sarıldı. Daha sonra Asiye'ye dönüp tam gözünden göz yaşı akıtacaktı ki "E gı maşAllah Kaleli gelinleri de hep mi güzel olur." Bunu duyunca gülüp Asiye'ye de sarıldı ve arkası dönük Fatih'i beklemeye başladı. Asiye ve nefes de berrağın yanında. Kapıda 4 adam belirdi. Fatih önde Mustafa ve tahir arkasından geliyorlardı. Murat da kapıda beklemeyi tercih etmişti sanırım..
