-1

49.3K 1.8K 1.8K
                                    

İkinci bölüm text olacak. Olaylar var diye ilk bölümü text yapmadım ama kısa olacak.

Umarım seversiniz :')

Multimedia Doğu.

**
Doğu

Bangır bangır çalan müzik yüzünden kulaklarımın uyuştuğu bir gecedeydik. Malum yaz tatili gelmiş, insanlar iyice cıvışmış, gece hayatları bambaşka bir hal almıştı. Gündüzler bitiyor, geceler bitmiyordu. Barış ile ikimiz kendimizi İzmir'de gördüğümüz bir kulübe atmıştık. Barış benim çocukluk arkadaşımdı, kardeşim gibiydi. Beraber büyümüştük. Bildiğiniz on bir yılım Barış ile beraber geçmişti. Birbirimiz hakkında bilmediğimiz tek bir şey yoktu. İlk aşklar, ilk öpüşmeler, yaramazlıklar, sırlar...

Şimdi ikimiz de on dokuz yaşındaydık, ailelerimizin yanına -İzmir'e- gelmiştik. Barış da ben de İstanbul'da okuyorduk. Ben iç mimarlık, o tıp okuyordu. Bu aptallıkta nasıl kazandı ben de bilmiyordum.

Barış "Kanka daha bir bardak içtin hani zil zurna sarhoş olacaktık?"diye sızlandı.

"Neye içeyim ki?"dedim saf saf. Alkole bayılan bir erkek değildim.

"Eski sevgilimden yediğim kazığa iç." Bardağını kaldırdı. Barış eşcinseldi, sevgilisinden ayrılalı on ay olmuştu. Sanki dün aldatılmış gibi her içmeye geldiğimizde -nadiren- ona içerdi.

Aslında bu kadar üzülmesini anlamlandıramıyordum. Sonuçta yüzüne bakılmayacak birisi değildi. Hafif esmer ve kısa saçlı, boy uzunluğu ortalamalarda, gözleri siyaha çalan birisiydi. Masum bir görünüşü vardı.

Ben ise daha sert ve iri dururdum, saçlarım daha açık, uzun ve genelde dağınıktı. Sadece şunu her zaman belli ediyordum: Kibarlığımı. İşte bu o insanlardaki ciddi duruşumu bir nebze kırarak güven veriyordu.

Barış bana bıkkın bir bakış attı.

"Geçti borun pazarı, sür eşeğini Niğde'ye,"dedim alayla.

"Hayır abi ben anlamıyorum. Türkiye homoseksüel mi kaynıyor? Nereden buldun? Beş ay bak beş ay kanka beş ay kanka bak-"

"Beş ay on üç gün,"diye tamamladım.

"O kadar zaman nasıl ikimizi cambaz yaptın?" Bardağı tak diye koydu. Boş bulunup irkildim.

Rihanna'dan çalan bir parça eşliğinde başımı içeri özür dilerim ama hayvan gibi giren çocuğa çevirdim. Yalpalayarak masalara ilerledi, kolunun altında üç kız vardı, arkasından bir çocuk pis pis gülerek  geliyordu.

"Çok sıkıldım ya amcık gibi kokuyor burası." Kızlardan uzaklaşarak bar taburesine oturdu. "Gelecek başka siktiğimin yeri yok muydu?" Gri ve mavi karışımı gözleri etrafta dolaştı. Asi bir duruşu vardı. Kumral saçları hafif dağılmış, kaşları altındaki o bakışlar bunalmış bunalmış bakıyordu. Şeftaliye benzeyen dudakları bembeyaz teniyle bir bütün oluşturuyordu. Uzun ve ince bir vücuda sahipti. Dudakları aralandı. "Hayatım o kadar sikik bir monotonda ki hayatımı sike sike eğlenceli bir monoton yapmak istiyorum. Sikmek güzeldir."

Çok kaba değil miydi? Kızlar böyle erkeklerde ne buluyordu? Her cümlesinden argo fışkırıyordu.

Yine bağırarak devam etti. "Eğlenceye bakın amını sikeyim, çok sikeyim, her yerden sikeyim, hatta burası sikim gibi."

"Şu çocuk küfür etmeden konuşabilir mi?"dedim Barış'a onu göstererek.

Barış "Senin shot atma ihtimalin gibi kanka,"deyip güldü.

Ardından bardağını eline aldı.

Bara aynı anda beş kişi girdi. Kapılar öyle bir çarpıldı ki Barış ile birbirimize baktık. "Duyduk ki!"dedi erkeklerden birisi bağırarak. "En sevdiğimiz mekanda bir orospu çocuğu varmış!"

"Üstüme alındım,"dedi Barış fısıltıyla. "Bana bakıyor sanki."

Kaşlarım çatıldı.

Çünkü bize doğru geliyorlardı. "Barış bize doğru mu geliyorlar?"dememe kalmadan Barış'a yumruğu geçirdiler.
Ne oluyordu ya? Beşi de ona daldığında hiçbir şey anlamamıştım. Elimde duran bardağı bırakıp ele başları olana -içeri girdiği zaman konuşan adam- yaklaştım ve kafa attım. Adam sendelerken yumruğu geçirdim.

"Sikmekten daha güzel bir eğlence varmış bir saniye." O çocuğun sesini duyduğumda bir an dikkatim dağıldı. Yumruğu yediğim an sersemledim. Herif otuz yaşında vardı, ben iri yarı değildim.

"Kardeşim baksana." Çocuk yanımızda bitti ve adamı omzundan dürttü. Yerde onu öylece izliyordum. Adam arkasını döndüğü zaman yumruğu öyle bir vurdu ki adam masaya yapıştı, ardı ardına yumruklarını geçirdiğinde şaşkınlıkla çocuğu izledim. Vuruşları çok sertti, öldürecek gibi vuruyordu.

Kalabalık çember olurken adamı bıraktı. Adam burnunu tutuyordu. "Çok da dövmeyeyim dedim. O kadar eğlence çıkardınız bana beyler."

Güvenlik insanları aşarak geldi.

Biz de çocukla ilk defa göz teması kurduk. "Ben olmasam dayaktan ölmüştün, teşekkür etme, ayaklarıma falan da kapanma mükemmel olduğumu zaten biliyorum," dedi yaklaşarak. Elini uzatacak zannederken omuz silkip arkasını döndü ve çıkışa yürümeye başladı.

Adama giriştiğinden dolayı korkan arkadaşlarından birisi "İbneler en sevdiğimiz mekanda dolaşamaz!"diye öfkeyle.

Birisi arkadaşımın eşcinsel olduğunu yaymıştı.

Yine. İnsanların yine nasıl bu kadar iğrenç olabileceğini fark ettim. Barış'ı yerden kaldırdığımda herkes bize şaşkınlıkla bakıyordu. Onları umursamadan benden destek aldı ve kendimizi dışarı attık.

O sarhoş çocuk olmasa ciddi bir linç yiyeceğimiz gerçeğini sindirmeye çalıştım.

Favori karakteriniz kim?

KUZEYDOĞU | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin