KUZEYDOĞU | BXB

-67

Yekta

Doğu deftere not almaya devam etti. "Yüz elli,"diye mırıldandı. "İki yüz... Üç yüz..."

"Çık ulan,"dedim gülerek. Elimde kalemi çevirmeye devam ettim.

"Bize üç yüz lira kaldı."

"Benim kızlardan kazandığım para ne oldu?"

Doğu gözlerini kapatıp nefes aldı. "Sabreden derviş..."

"Sana ermiş."

"Yekta onunla kirayı ödedin."

"Nasıl ya?"dedim yıkılmış bir ifadeyle. Hatırlamıyorum ulan. Kesin çalmıştı piç. Tatlı tatlı sikiştiğine bile mi güvenilmezdi lan?

"Ben demiştim, gitmiştin, sonra pizza almıştın."

"Eh... Hatırladım."

Doğu hesap kitap defterini önüme itti. "Bak, sonra Doğu benim paramı çaldı demezsin."

"İstediğin şekilde ödersin,"dedim alayla. Kaşlarını kaldırıp yüzüme baktı. Salaktı lan bu.

Deftere baktım. Kira, tamamdı. Faturalar tamamdı. Eve alınacak siktiri boktan şeyler tamamdı. Yemekler tamamdı. "Bir ay üç yüz lirayla mı idare edeceğiz?"

"Haftaya maaş günüm."

"Ama para kalmıyor."

"Sigara da içme Yekta. Ölmezsin."

"Ne?"dedim ağzım açık kalırken. Nasıl teklif ederdi bunu?

"Çok savurgansın. İki kişiyiz, ev yeni... Parayı ben idare edeceğim."

"İyi,"dedim ayağımın üstüne oturup. Ulan. Hoşuma gidiyordu. Akıldan parayı toplayışları, bana bunu alacağız, şöyle yapacağız olur mu tavırları... İdareli olmayı ve yetişkin olmayı çok iyi biliyordu. Karşımda otuz yaşında bir herif var gibiydi. Oysaki daha on dokuz yaşındaydı.

Ve ev ikimize de aitti. Bunu da seviyorum.

Resmen çift gibiydik.

Doğu "...yarın ödeyeceğim,"dedi gözlerini kısarak deftere bakarken.

Ulan ne diyor bilmiyorum ama ciddiyken tahrik edici. 

"Pşt senin gözün mü bozuk lan? Sürekli yakına bakarken kısıyorsun."

"Biraz, hipermetropum var." Bana bakışlarını çevirdi.

"Hadi lan. Gözlük falan yok mu? Kaç numara?"

"Camı kırıldı." O yerde deftere bakarken ben yatakta uzanmış onu izliyordum. Ellerimin üstüne çenemi koydum. "Amfide düşürdüm."

"Derslerin başladı mı?"

"Tabii. Sen nerede okuyorsun?"

"Dokuz Eylül."

"Ben de Ege'deyim."

"Buradasın yani. İyiymiş."

"Dokuz Eylül'ü kazandığına inanamadım ama evet,"dedi sırıtarak.
"Çok komik."

"İstersen yarın seninle gelebilirim."

"Kaydımı yenilemiyorum Doğu. Esra ne bok yediyse yedi. Gitmiyorum okula."

Kaşlarını kaldırdı. "Neden?"

"Okuldan nefret ederim."

"Ben bayılıyorum Alkar,"diye alay etti. Omuz silktim. Doğu defteri masaya bırakıp yanıma uzandı. Yüz yüzeydik, ben baş aşağı, o düz uzanıyordu. "Hayallerin yok mu?"