-80

7.4K 630 379
                                    

Atlamayınn.

Doğu

"Affedersiniz ama bana yürümekten ağrı girdi, o da kıçıma vuruyor."

Barış sızlanıyordu.

Tuğba göz devirdi. "Geldik işte."

Sanem heyecanla saçını düzeltince "Bana burada sevgilin olduğunu söyleme,"dedim.

Şirin şirin gülümsedi.

Tuğba'ya döndüm. "Bu mekanda takılma sebebimiz bu mu? Buralarda takılanlardan sana ne gelir biliyor musun Sanem? Gözyaşı!"

"Baş harfi Yekta."

Evet, Yekta buralara bayılırdı.

Herkes Barış'a ölümcül bakışlar atınca omuz silkerek kimliğini uzattı.

"Alkollü hiçbir mekanı sevmiyorsun."

"Bayılmıyorum Tuğba. Sanem'in de fazla içmesini istemiyorum, üzülmesini de istemiyorum ancak aldırmadan beni buraya getirdin."

Alnıma dokundu. "Azıcık gül gül. Çok tatlı bir çocuk. Hem Sanem'i çok seviyorum. Üzülmesine izin vermem."

Göz devirip içeri girdim.

Sanemle sevgilisi sarılıyordu.

"Çocuğun ödünü patlatacaksın kanka."

"Gözüm tutmadı, serseriye benziyor."

"Ne serserisi oğlum ya?"

"Gülüşü serseri gibi."

Barış iç çekti. "Sanem çocuğu çok seviyor. Yapma şöyle."

"Serseri gibi gülüyor,"dedim inatla.

Ceketimi sandalyeye bırakıp elimi uzattım. "Merhaba ben Doğu."

Çocuk hemen gülümsedi. "Şakir ben de."

Barış arkamda gülmemek için kıvranmaya başlamıştı bile.

Yutkunup "Memnun oldum,"dedim.

"Abisisiniz efendim, değil mi?"

"Doğu demen yeterli."

Çocuk bir anda süt dökmüş kediye dönmüştü.

Zaten Şakir adında birisi serseri olamazdı.

Tanrım, olmadık yerde sinirlenip aşk yüzünden herkesin darmadağın olacağını düşünmeyi kesmeliyim.

Sanem'in sandalyesini çekti.

Benim yanıma, onun karşısına oturdu.

Tuğba "Sahne başlamadan ne yiyoruz?"diye sordu.

"Makarna... Pahalıymış,"diye fısıldadı Barış bana. "Her şey pahalı. Aç kaldık."

Gülerek "Ben ısmarlarım,"dedim.

Yekta'yla iki aydır ayrıydık, kısa gibi gözüküyor olsa da bana yıllar gibi gelmişti.

Oysaki sözleri dün gibi aklımdaydı.

Benden tiksinir gibi taşınmamı istemişti, sonra da aramıştı. Evime de gelmişti. O ifadesi, söyledikleri yüzünden bir daha dönmedim. Zaten dönmemi istemiyordu. Söylediklerinden belliydi.

Kaos bizi bitirmişti.

Yorulmuştuk.

Uzatarak boşuna çıkmaza sürüklemenin anlamı yoktu.

Bu süre içinde Barış'ın yanında kalmaya başlamıştım, Barış bana destek olmuştu.

Günlerdir evde yattığım olmuştu. Üniversiteye gidip döner dönmez uyuyordum.

Çünkü birisi bana Yekta diyecek ve hıçkırarak ağlayacağım diye korkuyordum.

Kokusunu duyacağım diye aklım çıkıyordu.

"Sevgilim, ben alırım sana. Neden öyle utanıyorsun?"dedi Barış'ın sevgilisi.

Yekta olsa ne der diye düşündüm.

Sik ye. Evde bir şeyler yaparız.

Masada gündelik bir sohbet dönerken Instagram'a girdim.

Yekta'nın profiline.

Tanrım... Bayılacak gibiydim. Yüzünü unuttum sanırdım.

Ruhunuza işlenen bir şeyi nasıl unutabilirdiniz?

"Öyle... Doğu?"

"Evet?"dedim saf saf.

"Sen ne diyorsun?"

"Neye?"

"Yine başladı."

Barış'a göz devirdim.

"İlişkiye."

"Sanem yetişkin bir kız. İstediğini yapabilir. Bana saygı duymak düşer. Zaten bunu biliyorsun abicim,"dedim Sanem'e bakarak.

Sanem kalkıp bana sarıldı.

Gülümseyerek ben de ona sarıldım.

"Ben de hep senin yanındayım, biliyorsun değil mi?"diye fısıldadı. "Seni anlıyorum."

"Biliyorum. Tabii."

Sanem neşeyle yerine oturunca sahne başladı.

Son kez telefonuma baktım.

Fotoğrafımıza.

Yutkunup nefes aldım. Sanem'in dediklerini, herkesi düşündüm.

Neden yalnız ve kimse beni anlamıyormuş gibi hissediyordum?

Geçiş bölümü gibi bir şey oldu güzellikler. Umarım sıkılmadınız.

Zamanı ileriye sardım bu arada. 

Yekta'ya da çok kızılmış, yönelimini kabullenemiyor triplerine girdi sanmışsınız ama öyle bir durum yok :') Göreceksiniz :')

KUZEYDOĞU | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin