-11

18.4K 1.3K 566
                                    

Play With Fire bölüm müziğimiz.

Doğu

Bininci turumu daha attığım an sinirle ofladım. Barış birkaç arkadaşıyla daha barda olacaktı, başka yere gitmek istesem de inadına burada takılmaya karar vermişti. Evde boş boş oturmaktan sıkılıp yeni açılan mekanda etrafa göz attım. Yirmi yedi dakikadır onu arıyordum.

Artık sinirden kendimi öldürecek vaziyete geldiğimde hızla arkamı dönüp bar taburelerine yürümeye hazırlandım. Su falan varsa alacak, köşede onu bekleyecektim. Daha fazla aramak istemiyordum. Dönüp dönüp aynı noktaya geliyordum. Yandığınız zaman en başa atan oyunlar gibiydi.

Bar taburesine oturduğumda leş gibi alkol kokusunu solumaktan ölmek üzereydim. Oflayarak arkama yaslandım. Gözlerim lazer yollar gibi etrafta dolaştı. İç çektim. Yoktu!

Doğu: Ya neredesin ördek yavrusu gibi geziyorum

Barış cevap vermedi.

Dakikalar sonra sahneyi izlerken birisi omzumdan sertçe dürttü. Dürtülmekten nefret ederdim. Barış bunu biliyor sanıyordum.

Tabii ki biliyordu.

Bilmeyen aptal Yekta'ydı! "Ne oldu kimseyi düşüremedin mi?"dedi alayla. Yalnızdı. Üstüne koyu yeşil rozetli bir ceket giymişti, gözleri maviden uzak gözüküyordu. Dağınık saçları alnına paraleldi. Ellerini ceplerine sokmuş, tabureye yaslanmıştı. Uzun ince bacakları ileriye uzanıyordu, eğik durduğundandı.

"Bana diyene bakın,"dedim alayla.

Başıyla karşısındaki masayı işaret etti. Yarı çıplak vaziyette üç kız vardı. Ona el salladılar. "Hepsi benim."

"İğrençsin." Yüz buruşturdum.

"İyilik olsun diye birini verirdim ancak senin yüzünden mekanıma giremez oldum."

"Senin kızlarını istemiyorum, rahat bırak,"deyip tabureden indiğim an bileğimden tutup önüme geçti.

"Bu iş çok uzadı, Kuzeydoğu. O bara gerçeği açıklamandan sonra girene kadar sana rahat vermeyeceğim. Bunu anlamış olman gerek." Konuşurken bana eğildi. Bakışlarımı mavilerine diktiğimde ruh hastası gibi gözüküyordu. Bakışları çok değişikti. Hiçbir erkeğin böyle baktığını görmemiştim. Beni anında burada öldürüp derimi köpeklere verir gibiydi.

Elimi göğsüne koyup aramıza mesafe soktum. Kaşını kaldırdı. "Bara gidecek misin?"

"Rüyanda,"dedim gülümseyerek.

Cıklayarak geriye çekildi. Ardından elini arkaya doğru şıklattı.

Ne yapıyordu?

Geriye bir adım atarken "Annen sana nerede susacağını öğretmemiş, Kuzeydoğu,"dedi.

"Öğretti, burası susmamam gereken kısım,"dedim gülümseyerek.

Arkasında beş tane iri yarı erkek belirdi. İkisi aynı anda ellerini kütlettiler.

Şimdi ayvayı yemiştim. Arkama baktığım an birisi oraya resmen ışınlandı, sırtımdan tutarak Yekta'nın önünde diz çöktürdü. Sinirle Yekta'ya baktığımda gülümsüyordu. Dudağını ısırdı, bana eğildi. "Burası susman gereken kısım işte." Çenemden tuttuğunda kıpraştım. "Belki biraz sesini çıkarman iyi olur. Canın çok yanacak."

"Siktir git!"dedim kendimi tutamayarak.

Çenemi tutan parmakları sıkılışırken şeytanı imrendirecek bir gülümseme yüzünde belirdi. "Eğlenelim mi güzelim?"

Kalbim hızla atmaya başladığında çenemi tutmayı bıraktı.

"Eğlenelim!"diye uludu arkasındaki adamlar.

Tekrar yerimde kıpraştım. Ne yapacaktı? Gerilmiştim.

Birden enseme darbe yedim. İnlememek için kendimi sıkarken öndeki adamlardan birisi burnuma vurdu. Herkes sırayla vurmaya başlayınca nevrim dönmüştü. Hayatımda böyle bir dayak yememiştim.

Son olarak hatırladığım şey Yekta'ydı. Dizimde kırdığı bardakla yüz hizama gelmişti. Parmakları arasında tuttuğu camı gözlerini hafiften kısarak yüzüme yaklaştırdı. Geriye kaçmaya çalıştığım an gülümsedi.

Ardından yakamdan beni kendisine çekti ve ne olduğunu anlamadan ağır yumruğu yemiş oldum.

Yere kapaklandığımda yüzümde bir sızı daha hissettim. Lanet olsun.

Yüzümde sızlama eşliğinde derin bir kesik oluşmuştu, karşımdaki Yekta bana gülümsüyordu. Harika.

Neler olacak sizce?

KUZEYDOĞU | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin