KUZEYDOĞU | BXB

-38

Yekta kolajıyla döndüm müthiş düşüşteyiz :')

Yekta

"Masa altı." Birisi bağırdı.

"Masa sekiz." Başka birisi servis için bağırdı.

"Masa boşalmış,"dedim ellerimi kurlayarak Doğu'ya bakarken.

Sustu.

"Geri mi gelmeye karar verdin?"

"Az önce yaptığın şeyi-"

"Hoşuna gittiyse devam ederim,"dedim dudaklarım yukarı kıvrılırken. Gittiğini biliyorum, elime boşalmıştı anasını satayım. Siktir, çok tahrik ediciydi. Neyse ki iradem yüksek olduğundan kendime gelmiştim.

Bende olan şeyin onda olduğunu fark ettiğimde soğurum zannetmiştim.

Durum rahatsız etmekten uzaktı.

Yüzüme o kadar uzun uzun baktığından içimdeki fantezik yan ateşlenmişti. Merak etmiştim.

Siktir, resmen hoşuma gidiyor. Doğuseksüel miyim neyim ulan?

"Evinden atıldığını biliyorum."

"Evet sikik. Ben söyledim."

"Nedenini biliyorum."

Kaşlarım çatıldı. Ne öğrenmişti?

Çıkışa yürüdü. "İşini bitirdiğin zaman haberin olsun, kapıdayım."

"Tamam,"deyip bardakları kuruladım. Acıyası mı gelmişti? Ben acınacak birisi değildim.

Ne olduğumu biliyorsunuz.

Acele edip -bardakları kırmadım- Doğu'nun yanına geldim. Solgun görünüyordu. Bu hali beni endişelendiridiğinde kendimi sikmek istedim. Karşısındaki duvara yaslandım. Bacaklarım ona uzanıyordu. Duvarlar yakındı. O da beni taklit etti.

"Benim yüzümden olduğunu bilmiyordum." Sesi üzgün çıkıyordu.

"Senin yüzünden değil. Arkadaşlarım orospu çocuğuymuş." Dudaklarım arasına bir dal koydum.

"Arkadaşların olsalar seni evinden atmazlardı,"dediğinde umursuyor gibiydi.

"Halimize bak,"dedim gülerek. "Kavga ediyoruz, öpüşüyoruz, evleneceksin ve düşünceli aşık sohbetleri yapıyoruz." Sinirim bozulmuştu.

"O kadar manyaksın ki ben de manyaklaştım." Güldü.

"Ne zannettin ulan? Manyaklık bir sanattır ve ben sanatta mükemmelim."

Gülerek ileriye baktı.

"Vicdanını rahatlatma seansımız bittiğine göre seni pistten alalım,"dedim asıl amacını yüzüne vurarak.

"Vicdanımı rahatlatmıyordum Yekta. Günlerdir sokakta, beş kuruşsuz olduğuna inanmamıştım." Kafa sallayınca ofladı. "Kendimi suçlu hissettim, tamam mı?"

"Tamam." Dumanı umursamazca üfledim.

"Kalacak yerin hala yok, değil mi?"

"Otele giderim. Param var."

"Bende kal."

"Ne?"

Siktir.

"Bende kalmak istemiyor muydun?" Ayağa kalktı. Elini uzattığında elini ittim.

Kendim ayağa kalktım. "Yengemiz rahatsız olur."

"Defol. Sana yüz vermeye gelmiyor mu? Ne desem dalga, ters cevaplar Yekta! Gelip beni öpen sensin! Bana... Bana barda ne yaptığını da biliyorsun!"

"Kus kus nefretini,"dedim alayla.

Ama içten içe kötü hissetmiştim.

Biraz.

"Kusuyorum! Al." Öğürüyor gibi yaptı.

"Espri miydi bu?" Gözlerimi kıstım.

Bu neydi amına koyayım? 

"Bilmem, sinirlendim. Sinirlenince saçmalıyorum."

"İyi."

"Yekta, inat etme. Lütfen?"dedi masum bir sesle.

"Al sana Yekta,"deyip hareket çektim. Motoruma yürümeye başladığım an peşimden koşuyordu.

Koş piç.

Motora bindiğimde önüme atladı. "Ciddi bir geri zekalılığın var senin!"diye burnumdan soludum. Benim gibi seksi bir herif kızgın boğaydı şu an. Tek farkım kırmızı yerine Doğu görünce delirmekti.

"Sür göreyim,"diye artistlendi.

"Tamam lan,"deyip motoru çalıştırdım.

Sürersem ayağını ezecektim.

Gözlerine öfkeyle bakarken o da inatla karşılık verdi. "Sür ve git,"diye fısıldadı.

Ayaklarına bir bakış attım. Kendisi istemişti.

Motordan atlayıp yakasından tuttuğum gibi motora yatırdım. Bu sikik inadı sinirimi bozmuştu.

Kıyamadın tabii.

Doğu dudaklarıma bir bakış attığında alt tarafıma sinyal gönderdi.

"Piç,"diye fısıldadım.

"Gelecek misin?"

"Geleceğim ulan. Bin şuna."

"Motoruna bin-"

"Kes sikik sesini. Hadi." Binip aptal gibi kollarını bana sarmadı.

"Gebermeye heveslisin galiba?"

Kollarını belime sardığında oflayarak kaskı uzattım.

Önüme döndüm çünkü yarrak gibiydim. Gülümsüyorum ulan.

Gülme orospu çocuğu gülme.

Sırıtmaya devam ettim.

"Tamam, hazırım,"dediğinde başını omzuma yasladı.

Bana hiç kimse sarılmazdı ve bu çok...  iyi gibi hissettirmişti.

Hayır, iyiden öte.