-91-

11.3K 665 439
                                    

Yekta

Başımla selam vererek yürümeye devam ettim.

Dolu masaların, insan selinin yanından geçtim.

"Ah Yekta! Neredesin?"dedi Filiz. Topuzunu düzelterek rahatlatmış bir bakış attı bana. Dikdörtgen camlı gözlüklerini ittirdi.

"Buradayım, dolaşıyorum." Ceketimi düzelttim.

"Gelmedin sandım! Neyse canım, dolaş dolaş,"deyip heyecanla uzaklaştı.

Gülümseyerek beyaz duvarda yer kaplayan eserlere döndüm. Hepsinin ayrı bir hikayesi olduğuna emindim.

Benimkinin de.

Belime sarılan kollarla irkilsem de tanıdık kokuyla gülümsedim. "Bulmuşsun."

"Eveet, ne yapacağız?"dedi neşeyle. Üzerinde benim kahve ceketim vardı. Aynı beden sayılırdık, Dğgu'da bazen kısa durabiliyordu. Malum ben daha kısaydım.

Anasını satayım.

"Güzel bir sergiye benziyor, eserleri inceleriz."

Bana sarıldıktan sonra gülümseyerek geriye çekildi. "Olur,"dedi tatlı tatlı.

"Yakışmış,"dedim kulağına.

Gözlerini kısarak gülümsedi. "Ne? Ah... Ceket mi?"

"Evet, hep giy bence." Dudağımı ısırarak kaçamak bir bakış attım ona.

"Olabilir,"dedi kıkırdayarak.

Beyaz duvarlara bakarak kareli zeminde yürüdük.

Doğu başlardaki eserlere bakarken Filiz'e kaş oynattım.

Elini tamamdır dercesine kaldırırak uzaklaştı.

Sırıtmaya başladım.

"Ne oldu Alkar?"dedi dalga geçerek. "Sergiye mi aşık oldun?"

"Hayır, sana."

Gülerek bakınmaya devam etti.

Serginin sonuna doğru dolan insanları fark etti, dudakları aralandı. "Neden herkes burada ki?"

Acaba?

"İlginç bir şeye bakıyorlar galiba."

Merakla oraya yürümeye başladı.

"Dur, sen de mi... Eserin mi var?"dedi heyecanla. "Bana göstermedin!"

Omzuma vurdu.

Gülerek omuz silktim.

"Yekta! Sana inanmıyorum!"

"Bak işte, sorma,"dedim saçma bir heyecan hissederek.

Doğu gökyüzü, doğa gibi klasik tablolarıma baktı.

"Ah! O çocuk!"

Kafasını saf bir ifadeyle yana çevirdiğinde kocaman tabloyu gördü.

Bizi.

Birinde tekti, diğerinde de arkasında belirsiz olarak ben vardım. Ruhundaydım ben onun, ilham oydu yalnızca, o da benim ruhumdaydı.

Renkli portre yapmıştım, bizim gibi. Diğer portre daha küçük ve böyle renkli değildi. Diğerinde Doğu daha büyük, daha çok tanrısal bir duruşu vardı. Elimden ona bir sigara uzanıyordu fakat o tutuyor gibiydi. Dediğim gibi, ben belirsizdim. Ufak portrede benim yüzüm bile gözükmüyor.

"Yekta..." Ağzı açık kaldı.

İnsanlardan bazıları tabloyu çekerken Doğu şaşkınlıkla bakıyordu.

KUZEYDOĞU | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin