-11-

82.6K 3.2K 361
                                    

Elindeki çileği ağzına atmak üzereyken babası bir anda kapınca mızmızlanarak "baba" dedi.

Yeni bir çilek almak için uzandığında babası ona fırsat vermeden çilek koydukları kabı kaptığı gibi kaçarken annesine dönerek "yetti ama" dedi ve ayağa kalkarak üzerini silkeledi.

Mine Karahan zarif oturuşuyla kızına alttan bakarken gülümsedi "bence de"

Kızı sanki annesinden emir almış gibi babasının gittiği yöne doğru koşarken kahkaha atarak arkalarından bakmıştı.

Evde 1 değil, 2 çocuk vardı resmen.

Telefonu çalarken ekrandaki "bela" yazısıyla güldü.

"Buyurun kimi aramıştınız?"

Karşı hattaki adam gür bir kahkaha atarak "en sevdiğim abimin, çirkin karısını" deyince elindeki elmayı bırakarak saçlarını yokladı. Çirkin miydi?

"Bırak saçlarınla oynamayı şaka yapıyorum"

Mine Hanım, kocasının kardeşi olan bu serseriye "her zaman aynı şeyi yapıyorsun" diye sızlanırken adam "nerdesiniz? Her zamanki yerde mi?" Diye sordu.

Mine Karahan gözlerini çevrede gezdirip "sen nerden biliyorsun? Gelmeye kalkma kafanı kırarım" dedi.

Onun şaka yaptığını bilen Kutay Karahan gülerek önündeki etleri bir sağa bir sola çevirdi ve "yıllardır kıramadın kafamı Mine" diye güldü.

Kadında gülerken devam etti "bizim çocuklarla pikniğe geldik, Alparslan geleceğinizi söylemişti"

Mine hanım kafasıyla onaylarak "gelin bu tarafa" dedi ve sofraya bir göz atıp devam etti "senin aslanları doyuracak yemeğimiz yok ama hallederiz"

Kutay Karahan gülerek cevap vereceği esnada az ilerden gelen kahkaha sesleriyle bakışlarını o tarafa çevirdi ve konuştu "seninkiler buradaymış zaten"

Mine hanın gülerek "kovalamacılık oynuyorlar" dedi ve bir süre daha konuşup kapattılar.

birbirlerini öz kardeş gibi seviyorlardı. Kutay'ın en zor zamanında Mine yanında olurken, Mine'nin ve Alparslan'ın en zor zamanlarında da Kutay yanlarında olmuştu.

Kutay Karahan elindeki maşayı timinin keskin nişancısı olan Aliye vererek "devam et koçum" dedi ve Kağanların oturduğu banka adımladı.

Gözleri abisi ve yeğenindeyken onlar, timi fark etmemişlerdi bile.

Banka otururken Kağanlarında onlara baktığını fark ederek "çocuk gibiler" dedi.

Kağan komutanın gülerek dediği şeyle kafa sallarken Nevra'yı ilk kez böyle gördüğünü düşündü.

Ailesinin yanında böyle miydi bu kız?

Gerçi 3 haftadır görüşmüyorlardı. Bir kaç kez arasa bile Nevra açmamıştı telefonlarını.

Tüm tim Alparslan komutan ve kızına bakarken az ilerde ağacın etrafında dönüp duruyorlardı.

"Çocuk musun sen dursana"

Nevra'nın bağırışından sonra Alparslan komutan "asıl sen çocuk musun kovalamasana" diye bağırdı.

Nevra onun bu dediğiyle yerinde kalırken babası hala koştuğu için kızına çarptı.

İkisi de yere düşerken Alpaslan beyin elinde tuttuğu çilek kasesi yeri boyladı.

Nevra çileklere üzgün gözlerle bakıp "baba yaaa" derken Alparslan Karahan ayağa kalkıp kızına elini uzattı ve "vallaha istemeden oldu" diye kendini savundu.

ASENAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin