-75-

54.8K 2.3K 652
                                    

"Komutanım arka bahçedeler."

Yavaşça yerinden doğrularken "sağ ol asker." demişti. Karşısındaki asker düz bir suratla başını sallayıp asker selamı verirken Kağan'da dinlenme odasından çıkmak için harekete geçmişti.

"Komutanım nereye?"

Adımları duraksarken başını arkaya doğru çevirip konuşan kişiye baktı. Yüzünde kocaman sırıtışı yerini koruyordu. Her zamanki gibi!

"Sanane!" Henüz onun yaptıklarını unutmuş değildi.

Bülent'in yüzündeki sırıtış silinirken hemen yanındaki Ali'ye yönelik konuştu. "Dışarı çıkmıyor. Sakın izin verme."

Ali sebebini sormak istese bile komutanının gergin duruşundan dolayı, halinden memnun bir şekilde yalnızca başını salladı. Kağan ona kısa bir an baktıktan sonra Bülent'e söz hakkı tanımadan dışarı çıkmıştı. Bir de onun peşine takılmasını istemezdi.

Adımları bahçeye doğru ilerlerken ellerini cebine soktu.

Ali tamamen toparlamış ve işinin başına dönmüştü. Ayağında hafif sekmeler olsa bile o hırsla görmezden geliyor ve fizik tedaviye devam ederek kendine en iyi şekilde bakmaya çalışıyordu.

Bu durum Kağan'ı gururlandırırken cebinin içinde parmağındaki yüzükle oynamaya başlamıştı.

Artık sözlüydü o.

Hatta Elif'in tüm ısrarlarına rağmen Nevra kesin bir dille büyük bir nişan istemediğini söylediği için bir nevi nişanlı da sayılırdı.

İsteme töreninin üzerine 1 hafta geçmişti ve Kağan ilişkilerinde olan değişimleri net bir şekilde görebiliyordu. Kız arkadaşı artık onun gelecekle ilgili söylediği şakayla karışık sözlere kızmıyordu.

İnanabiliyor musunuz? Nevra Karahan!

Güzel düşüncelerini kafasından atmak için olduğu yerde silkelenirken bahçede gözlerini yavaşça gezdirmeye başlamıştı.

Bir çok asker bahçede bulunan kamelyalara oturmuş muhabbet ediyordu.

İstediği askerin fotoğrafına defalarca kez baktığı için tanıyacağını bilerek biraz daha yaklaştı.

Kafalar yavaş yavaş kendine dönerken yaklaşık 6-7 kişilik bir grup gözüne çarpmıştı. Gülerek muhabbet ediyorlar ve mutluluklarını çevreye de yansıtmaktan çekinmiyorlardı.

İstediği adamla göz göze geldiğinde onlara doğru iyice yaklaştı ve kamelyalarının önünde durdu. "Neşeniz bol olsun."

Hepsi ayaklanıp asker selamı verirken "sağ olun komutanım!" demeyi unutmamışlardı.

Yüzündeki sert ifade yerini korurken eliyle onlara oturmalarını işaret etti ve göz göze olduğu esmer çocuğa bakarak konuştu. "Sen bir gel bakalım."

Çocuk endişeyle arkadaşlarına bakmış ve olduğu yerden ayrılarak Kağan Akıncı'nın yanına varmıştı. Asker selamı verdi. "emredin komutanım."

Kağan sıkıntılı gözlerle ona bakarken çok genç olduğunu düşündü. Taş çatlasın 22-23 gösteriyordu.

Kafasıyla ileride bir bankı gösterirken "yalnız konuşacağımız şeyler var." diye ufak bir açıklama yapmıştı. Konuşmasaydı yanındaki çocuk korkudan bayılacak gibi duruyordu.

İki genç yan yana yürürlerken Kağan kafasındaki bereyi çıkarttı ve geldikleri kamelyanın üzerine koydu. Yavaşça yerleşirken karşısındaki tahta bankı işaret etmişti. "Otur."

ASENAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin