-57-

66.8K 2.7K 614
                                    

Multimedia; Nevra'nın saçları.

Saatlerdir silah tutan elleri soğuktan dolayı uyuşmuştu. Kaşları çatılırken ellerini ağzına götürüp nefesiyle ısıtmaya çalıştı.

Burnuna dolan tam olarak sert bir metal kokusuydu. Asker adamın avuç içleri krem kokmazdı değil mi?

Gözlerini etrafta gezdirdiğinde silah arkadaşlarının topluca oturarak gülüştüklerini gördü.

Güzel.

Bakışları hemen yanına kaydığında Kutay Karahan'ı süzdü.

Adam, onca işinin arasında timini bu iki dağ arasında yalnız bırakmamak için kalkıp ülkenin bir ucuna onlarla beraber gelmişti.

Derin bir nefes alırken gözleri kapandı.

Nevra'yı en son gördüğü an aklına gelirken acı bir tebessüm oluştu dudaklarında.

Sevdiği kızı en son ağlarken görmüştü.

Günler önce, annesinin ve Nevranın abisinin mezarının bulunduğu yerde görmüştü.

Nevra, onu yanından kovmadan hemen önce!

O gün defalarca 'git' dediği halde gidememişti kızın yanından. En son bitkin bir sesle 'abimle yalnız kalmak istiyorum' demişti.

Kağan için son nokta buydu işte. Aralarının bozulmasına sebep olanın kendi olduğu tokat gibi yüzüne çarpmıştı.

Elbette o saatte kızı yalnız başına bırakamazdı. Bundan dolayı Kartal Yalçın'ı arayıp gelmesini istemişti.

Nevra'nın yanında biraz uzaklaşıp onun göremeyeceği bir yere geçtikten sonra adam gelir gelmez de gitmişti.

Kalbi daha fazlasını kaldırır mıydı bilmiyordu.

Her şeyi bir kenara bırakıp yalnızca kızın yıllardır çektiği acılara üzülmüştü.

Üzülmek mi? Kağan, paramparça olmuştu.

Öyle ki, aynı gece babasının yanına gidip, küçük bir çocuk gibi omuzunda hıçkıra hıçkıra ağlamıştı.

Daha sonraki günlerde onu arayamamıştı.

Neden aramamıştı? Eğer arasaydı, şimdi kızın son halini gözünde canlandırmak yerine en azından ağzından bir kaç kelime alabilirdi.

Kendine kızardı. Kırgınlığını belirtirdi. Nefretini kusardı.

O son halini düşünmek yerine bunları düşünebilirdi.

Omuzuna konulan elle, uzun süredir kapalı tuttuğu gözleri açılırken yanına oturan bedene döndü.

Kutay Karahan, gözlerine yansımayan bir gülüşle kendine bakıyordu.

"Hayırdır aşık mısın? Aşk acısı mı çekiyorsun?"

Nevra'yla birlikte olduğunu duyduktan sonra Kağan'a tepkisini gösterse bile şimdiki duruşu ve söyledikleri oldukça samimiydi.

Kağan, mimik oynatmadan onun yüzüne bakarken "aşığım komutanım" diye kuru bir sesle konuştu.

Yüz ifadesinden nasıl bitkin olduğu belli olurken Kutay Karahan kaşlarını çattı ve onu tanıdığını belli edercesine "neye bu kadar kafa yoruyorsun? Günlerdir yüzün gülmüyor." diye konuştu.

Ondan bir cevap alamazken devam etti.
"kendine yazık etme evlat. Sorun her ne ise hallolur."

Kağan, bir kaç saniye onun gözlerine bakıp yüzünü çevirdi ve bomboş araziye bakarken mırıldandı.

ASENAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin