7

11 2 0
                                    

Multimedia'da Halil var♡

Halil

Kızlar yanımızdan kalktığında bir süre daha konuşmadan oturduk. Ceyhun "En iyisi bizim mekana gidelim."

Alperen ile ben onu onaylayıp kafeden çıkarken, hesabı da Ceyhun'a yüklemiştik.

Kendi arabama binip mekana doğru sürerken onlarda arkamdan sürüyorlardı arabalarını.

Işıklarda kırmızı yanınca durmak zorunda kalmıştık. Arabalarımızı yan yana yerleştirdiğimizde  bizimkiler camlarını açtılar.

Aslında araba yarışı yapsak hiç fena olmazdı.

Kafamı sol tarafa çevirip Alperen'e baktım.

Daha sonra sağa çevirip Ceyhun'a baktığımda, ne demek istediğimi çoktan anlamışlardı.

"Yarışa var mısınız?"

"Tabi oğlum"

"Hadi o zaman."

Yeşil ışık yandığında, hızla gaza yüklenmiştim. Alperen beni geçmek üzereyken, gaza peşpeşe birkaçkez basıp, daha sonra tamamen yüklendim.

Şimdi ikisinide geçmiştim. Trafiğe açık biryer olduğu için hızla gitmek biraz zor olsa da ikisi de bana yine yetişmişlerdi.

Ceyhun beni geçtiğinde, bir araba önümde yavaşça ilerliyordu. Onu sollayıp, hızla gaza yüklendim.

Ceyhun'la kafa kafaya yarışırken, Alperen de, benim arkamdaydı.

Gaza daha fazla yüklenip, Ceyhun'u geçerken, diğer arabalar kornalarına basıyor, belki de bize sövüyorlardı.

Bizim mekanın olduğu sokağa girdiğimizde ben öndeydim. Ama Ceyhun pes etmiyordu.

Sonunda mekanın önünde ilkduran ben olmuştum. Ceyhun benden, bir saniye sonra arabasıni parkettiğinde, Alperen yine sonuncu olmayı başarmıştı.

Arabadan kahkaha atarak indim.

"Yine yenildiniz veletler!"

Dalgayla söyledigim sözlere karşılık Ceyhun ve Alperen sadece "Piç kurusu" demekle yetinmişlerdi.

Daha fazla gülmeme sebep olmuştu bu.

"Tamam lan gülme. Benim arabada arıza vardı zaten. Ondan dolayı sen kazandın. Yoksa ben ikinizide geçerdim." diyen Alperen'e bakıp "Yaw he he" demiştim.

Ikisi beni arkada bırakıp, hırsla içeri girdiler.

Bende gözlerimi devirip, depoya girdim. Hep böyle oluyordu. Kazanamadıklarına hazmedemeyip, sinirleniyorlardı.

Depoya girdiğimde, Alperen'in , kendisine viski doldurduğunu, Ceyhun'un ise kum torbasına yumruk attığını gördüm.

Bende kendime bir viski doldurup, Alperen'in oturduğu koltuğun karşısındaki koltuğa oturdum.

Viskimi yudumlarken, aklımda Bulut'un geçen akşam konuştukları geldi.

Kızları gönderdikten sonra, bara yeniden girmiştik. Bulut'un yanına.

Bulut doğruyu mu söylüyordu bilmiyordum. Ama eğer doğruysa, Ceyhun, Su'nun gözünde biterdi.

Kavga'nın olduğu gece

Çocuklarla bara tekrar girdiğimizde Bulut'un da arkadaşları ile çıkmak üzere olduğunu görüp, tekrar dışarı çıkmıştık.

Onları kapının yanında beklerken, geldiler.

Bilinmeyen AramaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin