2

5.1K 517 377
                                    

Gözünü rahatsız eden ışık yüzünden sızlandı Yoongi. Bütün bir gece uyumamış, Jungkook'un dediğini düşünüp durmuştu. Ciddi miydi, emin değildi. Ciddi olmamasını umuyordu. Daha fazla düşünmek istemiyordu bu konuda, zira uykusuzluğun verdiği yoğun baş ağrısı migrene dönüştüğünden dolayı midesi bulanıyordu. Herhangi bir hareketinde kusacakmış gibi hissediyordu.

Jungkook ise bütün gece yatak odasına gitmemiş, misafir odasında sabahlamıştı. Ara sıra yatak odasından gelen sesler yüzünden gidip bakacak olsada kendini frenlemiş, rahatsız yatakta dört dönüp durmuştu. Yoongi'siz uyumaya alışkın değildi. Bu zamana dek küs olsalar bile aynı yatakta uyumuşlardı. Şimdi böyle ayrı olmak fazlasıyla tuhaf hissettiriyordu. Hava da kapalıydı, sanki onların arasındaki olanları yansıtmak istercesine. Jungkook bu benzetmesine gülmeden edemedi. Alarmı çaldığında telefonunu hızla eline almış, eşinin uyuma ihtimaline karşı hemen kapatmıştı alarmı. Yataktan yavaşça kalkmış, üzerini düzeltirken yatak odasına doğru yürümeye başlamıştı. Odaya girdiğinde gördüğü boş yatakla kafası karıştığında işittiği öğürme sesiyle odanın tuvaletine doğru koşturmuştu. Kapıyı açmaya çalıştığında kilitli olduğunu fark etmişti. Yoongi'nin bu denli fazla öğürmesi onu gittikçe endişelendirirken tak yaptığı kapının koluna asılmaktı.

"Yoongi kapıyı aç," dedi Jungkook kapıya vururken. Eşinden herhangi bir karşılık alamıyordu. Endişe artık dört bir yanını sarmıştı ki kapıyı kırmak adına biraz geri çekildiğinde Yoongi tuvaletten çıkmıştı. Bembeyaz olmuş suratı ve titreyen vücuduyla küçük olana aldırmadan yatağına ilerlemişti. Bedeni yatakla buluştuğunda tek yaptığı yorganı üzerine çekerek yüzünü saklamak olmuştu. Kocasıyla göz göze gelmek ya da konuşmak istemiyordu dünden sonra. Fazlasıyla kırgın ve hastaydı.

Jungkook eşinin ona kırgın olduğunu farkındaydı. Kırgın olmakta haklıydı da aslında. Biliyordu ki şimdi onunla ilgilenmek istese eşi onu tersleyecek, kendinden uzaklaştıracaktı. Dolaba doğru yönlendiğinde büyüğünü evde yalnız bırakma fikrinden nefret etmişti. Nitekim bugün önemli bir toplantı vardı ve işe gitmemezlik edemezdi. Yine de toplantı biter bitmez hemen evine geri dönecek, Yoongi'ye bakacaktı. Boşanacak üzere olmaları aralarındaki sevgiyi değiştirmiyordu sonuçta. Onunla ilgilenebilirim, diye mırıldandı Jungkook.

O üzerini değiştirirken Yoongi yorganın altında ağlamamak adına büyün bir çaba sarf ediyordu. Hasta olduğu zamanlarda Jungkook'a sıkı sıkı sarılır, ağlardı. Şimdi de bunu yapmak istiyordu ama o kadar kötü bir durumdaydılar ki birdaha bunu hiç yapamama ihtimali bile vardı. Kapı kapanma sesini duyduğunda tuttuğu hıçkırıklarını ve gözyaşlarını serbest bırakmış, kollarını bedenine dolayarak ağlamaya başlamıştı. Hiç olmadığı kadar yalnız ve çaresiz hissediyordu. Jungkook cidden onu bırakırsa ne yapardı? Nasıl devam ederdi hayatına? Düşüncesi bile ölecekmiş gibi hissetmesine neden oluyordu Yoongi'nin.

Jungkook şirkete geleli birkaç dakika olmuştu, gelir gelmez toplantıya girmişti. Asistanı Hea ile yan yana oturuyordu. Arada bacağına değen bacak ile oturuşunu değiştiriyor, kendinden uzaklaştırıyordu. Asistanının bunu bilinçli yaptığını düşünmüyordu ancak birkaç kez aynı hareket tekrarlandığında bu sefer sandalyesini uzaklaştırmakta bulmuştu çözümü. Toplantıya bir türlü odaklanamıyordu. Düşündüğü tek şey evdeki hasta eşiydi. Şu an burada olduğu için pişmanlıkla dolup taşıyordu. Boşandıklarında ne yapacağını düşünmeden alamadı kendini. Devam edebilecek miydi onsuz? Daha Yoongi olmadan uyuyamıyordu. Bu kadar yaşanmışlığın, alışmışlığın ve anıların üstüne devam edebilecek miydi, bilmiyordu. Yine de artık kararından dönemezdi, çünkü çoktan Yoongi'ye söylemişti. Eşi bunu unutacak biri değildi.

"Toplantı bitmiştir," müdürün sesiyle düşüncelerinden koptu Jungkook. Çalışanları onu selamlıyor, bir bir toplantı salonundan ayrılıyorlardı. Elindeki kalemi bıkmışlıkla masaya fırlattıktan sonra aceleyle kravatını gevşetmişti. Boğuluyor gibi hissediyordu. Sanki dört duvar da üzerine geliyordu ve Jungkook onların arasında eziliyor gibiydi.

Love You Goodbye°YoonKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin