30

7.3K 564 70
                                    

Sarışın genç oldukça gergin hissediyordu. Sürekli bir sorunla karşılaşmaktan sıkılmıştı. Yakup Çınar ile araları yeni düzelmişken ayrılma olayı nereden çıkmıştı?

Simge ile buluştuktan sonra böyle bir şey demesi onu daha da şüphelendiriyordu.

Yakup Çınar'ın peşinden Eskişehir'e kadar gitmişti. Başlarda hata yapsa bile o hataların telafisi için cidden çok çabalamıştı. Şimdi ise tam her şey yoluna girmek üzereyken ondan vaz geçemeye niyeti yoktu.

Bunun düşüncesi bile kalbinin ağrımasına yetiyordu.

Direksiyonu sıkı sıkıya tutan ellerini gevşetti. Ellerinin fazlasıyla acıdığını hissetmeye başlamıştı. Bu gidişle Çınar'la konuşmadan kaza yapacaktı.

Derin bir kaç nefes alıp kendini sakinleştirmeyi denedi. Başarılı olmuştu. Gaza fazla bastığını farkedince ayağını yavaşça gaz pedalından çekti.

Evin önüne geldiğinde arabasını öylesine park etmişti. Şu an araba çok da umurunda değildi.

Kapının ziline bastı. Sevdiği genç adam kapıyı asık suratıyla astı.

"Neler oluyor yine?" Diye sordu evin içine girmeden.

"Eve geç anlarsın."

Derin bir nefes aldıktan sonra Allah'tan sabır istedi. Yoksa kafasını duvara vurup bu karmaşaya kökten son verecekti. Fakat içeriye girdiğinde tüm bunlara gerek olmadığını anladı.

Etraftaki balonlar ve sehpanın üzerinde ki meyveli pasta ona bu gün unuttuğu doğum gününü hatırlatmıştı.

Arkadan beline sarılan sıcak kollarla gözlerini kapadı. Neler neler düşünmüştü. "Doğum günün kutlu olsun." Yakup Çınar mırıldanıp yüzünü sıcak sırta sürttü.

"Yani beni kandırmak için ayrılalım dedin?"

"Yani başka türlü evime çağırsam anlayabilirdin. Şükürler olsun ki kendi doğum gününü unutacak kadar şapsalsın."

Behlül Utku karnının üzerinde birleşmiş olan kolları çözüp zayıf bedeni sıkıca kucakladı. "Beni korkutma bir daha böyle. Süpriz yapacağın zaman söyle ben haberim yokmuş gibi yaparım."

"O zaman süpriz yapmamın anlamı kalmaz ama."

Yakup Çınar dudak büzdüğünde gülümsedi. Onu öpmek için hamlede bulundu ama sevgilisi "Hadi mumları üfle. Hepsi eriyecek yoksa." diyerek onu sehpanın oraya doğru çekiştirdi. Behlül Utku iç çekti. Mumların biraz daha bekleyebileceğini düşünüyordu. Ne vardı o dolgun kırmızının en sevimli rengi olan dudakları azcık emcükleseydi! 

 "Dilek tut!" Çınar heycanla söyledi. Çocukluğundan beri küçük kutlamaların hastası olmuştu. Ayben'in doğum günü kadar büyük kutlamaları sevmiyordu. Ne kadar az insan o kadar fazla samimiyet olduğunu düşünüyordu. Bu yüzden Behlül Utku'nun doğum gününü kimseye kutlattırmamıştı. Bu biraz zor olmuştu. Simge ile bu yüzden konuşmuştu. Onun yardımıyla gruptakiler her hangibir kutlamayı sonraya ertelediler. Yakup Çınar, sevgilisinin eski sevgilisinden yardım aldığı için pek mutlu olmasa da yardım teklif eden Simde idi. O da onu kırmamıştı. Bunun özür dilemek amaçlı yaptını söylemişti. Çınar özür dileyen birini kıramayacak kadar yufka yürekliydi. Behlül Utku hariç. Ona eziyet etmekten sadistçe zevk aldığını itiraf etmeliydi. Şerefsizin tepkileri aşırı sevimliydi. 

  Ona bu kadar yakın olacağını bir kaç önce asla tahmin edemezdi. Hayalini kurmuyor değildi tabi. 

 Tam kulağının altına değen sıcak dudaklarla kendine geldi. Ne kadar çok düşünceye dalmıştı öyle. Behlül Utku yanındayken bile hala onu düşünüyor olması onu bir parça korkutmuyor değildi. Gereğinden fazla aşık olmaktan korkuyordu. Ama bir yandan aşkın bir miktarının olmadığını biliyordu. 

  "Ne düşünüyorsun?" Diye sordu Behlül Utku. 

 "Sadece bundan elli sene sonra bile doğum gününü birlikte kutlamak istediğimi düşünüyordum." 

 Gözlerine bakan mavilerin nasıl değiştiğine şahit oldu. Onun gözlerinin nasıl titrediğini gördü. 

"Doğum günü dileğim neydi biliyor musun? Bundan elli sene sonra bile doğum günümde yanımda ol. Sadece sen ol. Bunu dilemiştim."

 Gözleri dolarken gülümsemeye çalıştı. Seviyordu ve sevildiğine yürekten inanmaya başlamıştı artık. İçinde ona karşı bir şüphe kalmamıştı. Sevgisi tüm sorunların üstesinden gelmişti. 

Bu yüzden şu ana kadar yapmadığı kadar duygulu öpmeye başladı sevdiği adamı. Sevgisini bu şekilde göstermek istiyordu. Bunun ikisini de mutlu edeceğini biliyordu.

***

Kamu spotu: Mutluluk gelir ama ne zaman gideceği belli olmaz. Tadını çıkarın.

Yamuluyorsan İçmiycen BaşkanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin