Karanlıktaki Kardeşler

61 6 0
                                    

Başlamadan önce not: Bu kısa korku hikayesini kendi sesimden YouTube kanalıma uğrayarak dinleyebilirsiniz. Kanalıma abone olmayı unutmayın:)


Bir kardeşinizin olması nasıl bir duygudur hiç fikriniz var mı? Eminim tek çocuk olanlar bu hisle alakalı hiçbir şey bilmiyordur. Eğer kardeşiniz varsa her anı ve anıyı beraber yaşarsınız. Zordur ama güzeldir de. Paylaşmanın ne demek olduğunu daha küçük yaşta anlarsınız. Mutluluk, üzüntü, korku, heyecan, sevgi ve nefret. Her duyguyu ortak tatmak tarif edilemez bir tecrübedir. Paylaşmaktır kardeşlik. Paylaşılacak şey ne olursa olsun.

Benim de küçük bir kardeşim vardı: Olie. Zengin bir aile değildik. Hatta maddi açıdan çok zor günlerimiz de olmuştu. Bu sıkıntılı durumlar en çok benimle kardeşim Olie'yi etkilemişti. Parasal problemlerle yaşamak her şeyi paylaşmak anlamına da geliyordu. Oyuncakları, elbiseleri, odayı hatta yatağı bile. Olie 6 yaşına gelene kadar beraber yatmak zorunda kalmıştık. Kendimize ait neredeyse hiçbir şeyimiz yoktu. Ve tabii ki ikimiz de bu durumdan memnun değildik.

10 yaşına geldiğimde bu durum değişti. O yıl bir hediye aldım. Artık kendime ait bir yatağım vardı. Olie beni kıskanmıştı ve ben bunu anlayabiliyordum. Ona kalan yatağın yayları kırılmış, şiltesi yıpranmıştı. Hediyemin durumu da mükemmel değildi ama en azından yayları sağlamdı ve şiltesi o kadar yıpranmamıştı.

Ayrı yatmak harika bir duyguydu. Özgürlük, işte hissettiğim buydu. Artık uyuduğum sırada mideme ani tekmeler yemeyecektim. Ya da ayağıyla boğazıma basan Olie nedeniyle uyanmayacaktım.

En azından böyle olacağını düşünmüştüm. Yeni yatağa geçmemle beraber geceleri feryatlar duymaya başladım.

İlk zamanlar Olie'nin kabus gördüğü için bağırdığını düşünüyordum. Sonraları sesin küçük odamızda yankılandığını fark ettim ve duyduğum şey hiç de normal bir çığlığa benzemiyordu.

Odamız güneş battıktan sonra tamamen karanlığa gömülürdü. Sahip olduğumuz tek pencerenin önündeki çam ağacı nedeniyle en parlak ay ışığı bile içeriyi aydınlatamıyordu.

Çığlık beni deli ediyordu. Keskin ciyaklamalar her gece aynı saatte beni uykumdan uyandırıyordu. Sesi çıkaran annem ya da babam da değildi, buna adım gibi emindim. En endişe verici şey ise sesin tam olarak nereden geldiğini söyleyemememdi. Tamamen gelişigüzel çınlıyordu. Bir gece dolabın yanından gelirken, başka gün tavanın köşesinden duyuyordum.

Olie'nin her gece yanıma gelmesi kendi yatağıma sahip olma keyfini yaşamamı engelliyordu. Çocuk ses nedeniyle korkudan deli gibi titriyor, bana sarılıp gün ışıyana kadar bırakmıyordu. Bazen ellerini tutup her şeyin düzeleceğini fısıldıyordum ona ama inanın bundan ben bile emin değildim.

Çığlık zamanla değişmişti. Önceleri küçük frekanslarla yayılırken daha sonra oldukça rahatsız edici boyutlara ulaşmıştı. Keskin feryatlar ürkütücü bir hal almıştı artık. Öyle ki sağır olmamak için yastığı kulaklarıma bastırmak zorunda kalıyordum.

Yaşadıklarımız dayanılmaz bir hal alınca çığlıklardan anne ve babama bahsettik ama ailemiz ne bana ne de Olie'ye inanmadı. Bunun sebebiyse onlar odadayken o iğrenç seslerin nedense hiç ortaya çıkmamasıydı. Ebeveynlerimiz her şeyi uydurduğumuzu düşünüyordu fakat durum öyle değildi. Yaşadığımız her şey gerçekti ve kardeşimle ben bu kabusla baş başa kalmıştık.

Feryatlar sürekli daha da kötüleşiyordu. Artık bunu kaldıramıyordum. Gece yaşadığımız olumsuzluklar okula da yansımaya başlamıştı. Kardeşimle uyuyamadığımız için enerjimiz kalmamış, notlarımız fazlasıyla düşmüştü. Emin olun sınıfın ortasında gözlerim açık halde odamdaki yataktan daha iyi uyurdum. Durum o kadar vahimdi.

Tanrıya şükür ki yaklaşık bir yıl sonra evden taşındık. Korkunç gece gürültüsünden kurtulmak için her şeyi, hatta evi terk etmeyi bile düşünmüştüm. Gerçekleştirdiğimiz yeni başlangıç belki de bizi bu ıstıraptan kurtaracaktı.

Düşündüğüm gibi de oldu. Yeni evde herhangi bir problem yaşamadık. Ses gitmişti. Normalleşen yeni hayatımızı büyük bir keyifle kucaklamıştım. Dahası Olie ile beni yeni yataklar bekliyordu. Artık bir ranzamız vardı. Kardeşim de aynı benim gibi rahat rahat yatabilecekti.

Yaşadığımız tek problem ranzanın üst tarafında kimin yatacağıyla ilgiliydi. İkimiz de yukarıdaki yatağı istiyorduk.

Olie'ye o yatağı benim hak ettiğimi söyledim. Sonuçta sesten korktuğu için her gece yanıma gelerek uykumu mahvediyordu değil mi?

Bunu dile getirdiğimde Olie oldukça şaşırdı. Neden bahsettiğimi hiç anlamamış gibiydi. Dediğine göre böyle bir şeyi hiç yapmamıştı.

Kardeşim eski evde yatağını hiç terk etmediğini söyleyince geceleri yanıma gelip bana sarılanın o olmadığını ancak anlayabildim.

Not: Hikaye yabancı kaynaklardan alınmıştır. Okuduğunuz metin, orijinal öyküde değişiklikler yapılarak tarafımdan yeniden hazırlanmıştır.   

Korku Hikayeleri & Creepypasta (Cem'den Dinle)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin