16.Bölüm

51.8K 2.3K 532
                                    

Medya- Aslan

Ceylan yavaşça Serin'in üzerinden kalktı. Gözlerini Serin'e çevirdiğinde kızın sımsıkı kapalı gözlerini gördü.

"Serin! SERİN!" Serin yavaşça gözlerini açtı. "İyi misin? Kurşun sana mı geldi!" Diye hızlıca kızın vücudunu kontrol etti.

"Ha-hayır. Ben, hiç acı hissetmiyorum," dediğinde Ceylan sırtında hissettiği acıyla inledi. Kurşun kendisine gelmişti. Ceylan rahatladı.

"CEYLAN! SERİN!" Diye gürleyerek yanlarına koştu Aslan. O sırada Barın adamı etkisiz hale getirmişti. Aslan hızlıca Ceylan'ı döndürdüğünde kadın acıyla inledi. Bir yandan Ceylan'ı bir yandan Serin'i kontrol ediyordu.

"ABİ!" Diyerek boynuna atladı Serin. Aslan kızı sarıp sarmaladı. Çok korkmuştu. Başlarına bir şey gelecek diye çok korkmuştu! "Abi! Ceylan abla vuruldu!" Dediğinde Oğuz'un gözleri genç kadını buldu. Yırtılmış gömleğinden görünen bedeni kanlar içindeydi! Elinden de kanlar akıyor ve dudağı kanıyordu. Serin'i yanına gelen Kerem'e bırakarak Ceylan'ın başını elleri arasına aldı.

"CEYLAN! KONUŞ BENİMLE!" Diye bağırdı gözleri kapanmak üzere olan genç kadına. Ceylan elini karnındaki yarasına bastırdı. Bir yandan karnı bir yandan sırtı bir yandan da eli sızlıyordu. Ancak hiçbirisi umrunda değildi. Ceylan daha fazla dayanamayacağını anlamıştı. Çok kan kaybetmişti.

"Ko-komutanım," diye zorlukla konuştuğunda Aslan kadının yanağını okşayarak gözlerine baktı.
"Burdayım güzelim, burdayım."
"Emanetinize sahip çıkamadım Komutanım," dediğinde Aslan'ın gözleri dolmuştu.

"NERDE LAN BU AMBULANS!" Diye gürledi ve ardından tekrardan Ceylan'a döndü.

"Şşt! Sen bunları düşünme güzelim! İkinize de bir şey olmadı! Olmayacak!" Diye fısıldadığında Ceylan başını iki yana salladı.

"Özür di-lerim Ko-mutanım," diyerek son nefesiyle fısıldadı Ceylan. Ardından daha fazla gözlerini açık tutamadı ve Aslan Komutan'ın elinin altındaki eli, gücünü kaybederek yere düştü.

"HAYIR! CEYLAN, CEYLAN UYAN! CEYLAN!" Aslan Komutanın sesi yaralı bir aslanın haykırışı gibiydi! Ölemezdi! Ceylan ölemezdi! Macit hızlıca Ceylan'ın yanına koştu ve nabzını kontrol etti. Durmuştu! Macit hızlıca Ceylan'ın kafasını Aslan'ın dizinden indirerek kalp masajı yapmaya başladı.

"CEYLAN ABLA! HAYIR HAYIR HAYIR! BENİM YÜZÜMDEN ÖLEMEZSİN!" Serin çırpınıyor, Kerem'in ona dolanmış kollarından kurtulmaya çalışıyordu. Herkesin gözleri dolmuş, onu kurtarmaya çalışan Macit'e bakıyordu! Aslan Komutan ellerinin arasındaki kanlı ele baktı ve sıkıca tuttu. Macit durdu ve nabzını tekrardan kontol etti. Ardından yutkundu.

"Şu anlık geri döndü ama daha fazla dayanamaz," dediğinde Aslan, Macit'in yakasına yapıştı.

"DAYANACAK! DAYANACAK LAN! ÖLMEYECEK! ÖLEMEZ! BEN İZİN VERMİYORUM!" Diye haykırdı boğuklaşan sesiyle. O sırada ambulans geldi ve yaralı kadını hızlıca kaldırarak hastaneye doğru yola çıktı.

🇹🇷

Tarık Yarbay ve Murat Albay koşturarak hastaneden içeriye girdiler. Yarbay önünden geçen bir doktorun yakasına yapışarak, "NERDE O!" Diye bağırdı. Doktor korkuyla adama baktığında, "Ki-kim efendim?" Diye sordu zorlukla.

"Buraya bir asker getirildi! ÜSTEĞMEN CEYLAN DENİZ DEMİR! NERDE O!" Diye gürlediğinde doktor titreyen eliyle yukarıyı gösterdi.

"4. Kat'ta! 2. Ameliyathane!" Dediğinde Yarbay ve Albay adamı bırakarak 4 katı koşarak çıktılar. Ameliyathane'nin önüne geldiklerinde, Albay hızlıca Aslan'ın yanına gitti. "Nasıl! Durumu nasıl?" Diye sorduğunda Aslan dişlerini sıktı.

DAĞ CEYLANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin