•Bölüm 1• KARŞILAŞMA

506 29 10
                                    

Uzun bir aradan sonra herkese merhaba sevgili okurlarım.

Umarım hepiniz iyisinizdir😚 Ben yeni bir hikayeye başlıyor olmanın heyecanıyla oldukça iyiyim.

Evet, yeni bir hikaye ile tekrar huzurlarınızda bulunmaktayım. Umarım Hanım Ağa gibi bu hikaye mi de beğenir sonuna kadar bana yol arkadaşı olursunuz. Hepinize şimdiden çok teşekkür ediyor,  sizi kitap ile başbaşa bırakıyorum.

O güzel yorumlarınızı ve oylarınızı benden esirgemeyeceğinizi umuyorum.

Başladığınız tarihi de yazarsanız çok sevineceğim.

Tanıtım videomuz medyadadır.

IYI OKUMALAR

Herkesin yalnızlığa sığındığı karanlık bir vakit vardır. Güneşin gökyüzünü terk edip dünyayı karanlığa mahkum ettigi o sessiz vakitler. İnsanın olduğu şehri hiçbir şey almadan terk etmek istediği fakat bir türlü gidilemeyen o  vakitler. Genç kadın elindeki kitabı olduğu sayfaya işaret parmağını sıkıştırarak kapadı ve kömür karası gözlerini yıldızlı gökyüzüne çevirdi. Aslında sadece bedeni terk etmişti doğup büyüdüğü şehri, ne yazık ki ruhu hala Hatay'in o tenha sokaklarında yolunu bulmaya çalışıyordu. Her şeyi ardında bırakıp kendini yalnızlığa mahkum etmenin iyi bir fikir olmadığını elbette ki biliyordu fakat bundan başka bir çaresi olmadığını da biliyordu. Yalnızlık onun boynuna dolanan  idam ipi olmuştu adeta ve en acısı da alışmıştı. Bu dünya da, bu şehirde, bu evde bir başına olmaya alışmıştı, yüreği artık yanında kimseyi istemiyordu. Unutmaya yüz tutan çok yüz  vardı hatıralarında, yıllardır duymadığı çok ses... Bir an olsun da düşünüp onları aramaya tenezzül etmemişti. Hayatını kendi elleriyle yönlendirmeye çalışan insanlardan kurtarıp, bu koca Istanbul'a hayalleri için gelmişken gidip onları arayamazdı. Özlese de, hasretinden geberse de onlara istediklerini vermeyecekti.

Genç kadın parmakları arasında tuttuğu kitabını oturduğu kanepeye bırakıp, omuzlarında ki şalı düzeltti ve ağırca ayağa kalktı. Havalar gittikçe soğurken ardından gelecek sert kışın haberini veriyordu. Uzun siyah saçları rüzgarla beraber arkaya savrulurken gülümsedi. Bu koca şehirde yalnız da olsa kimsesiz de olsa mutluydu. Hayalini kurduğu herşeyi kendi çabalarıyla gerçekleştirmiş ve huzurla yaşam sürüyordu. Şimdi ona kalan tek şey elleri altında büyüyen öğrencilerine güzel bir gelecek hazırlamaktı.

Yağmur usul usul yere çiselemeye başlayınca eğilip kitabını aldı ve küçük balkonunu terk etti.  Bir odası ve bir salonu olan küçük bir evde yaşıyordu güzel kadın ve bundan oldukça da mutluydu. Hiç bir zaman fazlasında gözü olmamış, elindekiyle yetinmeyi bilmişti fakat bu hiçbir zaman hayallerinden vazgeçmek anlamına gelmemişti. Babası da onun gibi konuşmayı seven bir adam değildi. Konuştuğunda ateş püskürten, dediğim dedik bir adamdı ama bu kadının vazgeçmesine engel değildi. Ne o ne de annesinin despot tavırları... Hiçbir şey genç kadının hayallerinden vazgeçmesine engel olmamıştı. Kendi için ne istediyse kız kardeşleri içinde istemişti fakat iki kız kardeşi de ailesinden vazgeçemeyip ablalarının karşısında durmuştu. Her ne olursa olsun genç kadın burada olmakta mutluydu. Duyguları, sevgisi, özlemi yarım kalsa da o hayallerini yaşıyordu. Bundan daha güzel ne olabilirdi ki?

On dokuz yaşında elinde küçük bir çantayla basmıştı ayağını bu koca şehrin topraklarına. Üniversiteyi kazanmış, ardında bırakacağı büyük  bir tufanı bilerek gizlice terk etmişti evini. Herkesten habersizce, varını yoğunu küçük bir el çantasına sığdırarak terk etmişti Hatay'daki hayatını. Dile kolay yedi yıl geçmişti! Ne ailesiyle konuşmuş ne de tanıdık bir yüz görmüştü. Ne kendisi eskisi gibi olmuştu ne de hayatı. Her şey o kadar farklıydı ki onun için alışmak çok zor gelmişti. Bir yandan okumuş diğer yandan çalışmış ve hayatını mesleğini eline alır almaz düzene sokmuş, böylece kendi evinde kendi parasıyla yaşamaya başlamıştı.

ÇÜNKÜ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin