Babam!!!

5K 161 18
                                    

Arkadaşlar size Ege'nin dövmelerini multiye koydum. Biri ön diğeri  arka -yani sırt- tarafı ;) Sizi seviyorum!

 İyi Okumalar...

Dudaklarımız ayrıldığında eleri hala yanaklarımdaydı. Alnı alnıma dayalı bir biçimde kesik kesik nefes alıp veriyordu. Yüzüne baktığımda gözleri kapalıydı, dudakları sarkık biçimde duruyordu. Kısaca 'gel beni öp!' diyorlardı. Ama yapamazdım, hatta şuanda onu ittirip ona tokatı basmam lazımdı. "Se-sen napıyorsun ya?!" yarı Türkçemle ona atar yapıyordum! "Be-ben nasıl olduğunu anlamadım. Çok ö-özür dilerim!" diyerek tekrar dudaklarımı öptü. İstemesemde hoşuma gidiyordu. Onun benii öpmesi hoşuma gidiyordu. Ama bu kadar yeter! Kendimi geri çekip, bir tokat attım. "Sen napıyorsun?! Hayır birde karşılık veriyorum! Lanet olsun senden nefret ediyorum! Seni ego yığını pislik!" diyerek arabaya gittim. Peki bu ona izin verdi mi? Hayır! Beni belimden yakalayıp havalandırdı. Bağırıyordum ama beni dinlemiyordu ki! "Psikopat mısın? Bırak!" "Bi sus!" "ya bırak korkuyorum!" dememle yere inmem bir oldu. "Benden mi?" "evet bırak beni! Nefret ediyorum senden!"  diyerek eve girdim. Derse girecek halim yoktu! 

Ağlamaktan gözlerim şişmişti. Hah! Kimin umrunda! Peki ben bunları hakettim mi?! İki gündür tanıdığım birini nasıl öpebildim ben?! Nasıl ona karşılık verdim! O kim ki?! Asıl amacım babamı bulmakken uğraştığım şeylere bak! Hak ettiğim şeylere bak! Neden beni bir insan olarak gömüyo da duygularımla oynuyor! Sanki ben anlamadım beni kullandığını! Ama neden? Neden kullanıyor ki beni! Ne yaptım ki ona daha iki hafta oldu tanışalı! Adımı söylemedim diye mi acaba?! Sırf adımı ona söylemedim diye mi bana yaptıkları! Ondan nefret etmemek için hiçbir nedenim yok! Benden neden nefret ediyor! Niye beni kullanıyor ki sanki? Acaba kullanmıyor mu? Belki de aşık? Aman senin de düşündüğüne bak Umut Belis! Onun kalbi mi var?!...

Sabah yedide kalkıp banyoya girdim. Dünden sonra normaldi bence! Çıkıp saçlarımı güzelce maşa yaptım sırf o öyle yaptı diye kendimi yıpratamam ya! Siyah dantelli iç çamaşırlarımı giyidim. Napıyım alışığım bunlara! İngiltere'de hep böyleydim. Altıma turkuaz dar paça pantolonumu giydim. Üzerine beyaz dar gömleğimi giyip Üzerine yine turkuaz ceketimi giydim. Elime kırmızı çantamı alıp kırmızı ruj sürdüm. Mutfağa gidip gevreğimi kaseme döktüm, Cezveye süt koyup kaynamasını bekledim. Koridordaki aynaya bakıp ne kadar güzel olduğum kanısına vardım. Saçlarımın sarısı gerçekten çok hoştu. Gerçi değiştirecem saçlarımıda kahverengi de yakışır bana! Kırmızı rugan ayakkabıları, ayakkabılıktan çıkarıp kenara koydum. Mutağa gidip yemeğimi yedim. Odama gidip dişlerimi fırçaladım. 

Arabayı otoparka park ettiğimde Ege'nin porsche'si otoparkın girişinde belli oldu. Onun ki de jeep tarzıydı. Demek bayaa zenginlerdi. Aman banane ne hali varsa görsün! Arabadan inip çantamı aldım. Bugün sadece Mimarlık Ve Bina Bilgisi dersim vardı. Onu da halledip biran önce gitmek istiyordum burdan!  Onun yüzünü görmek falan istemiyorum! Otoparktan çıkarken arkamda seslendi. Umursamayarak hızla yürümeye başladım. "Kaçma!" "kaçmıyorum sadece nefret ettiğim bir insanın karşısında durmak iste-" yine aynı şeyi yapmıştı. Sanki öpmek onun için özel değilde gündelik hayatta sürekli yaptığı birşeymiş gibi davranıyordu. Bense bu durumdan nefret ediyordum. "Çok güzelsin" ben doğru mu duymuştum? O bana 'çok güzelsin' mi dedi? "Çekil" diyerek sıyrıldım kollarından! "Senden nefret ediyorum beni bir daha öpersen fena olur!"  "dur!" dediğini pek umursamadan bahçeye çıktım. Çaktırmadan derin derin nefes alıp veriyordum. Yanından geçtiğim bir arabanın camına bakıp rujumu düzelttim. Ondan nefret ettiğim kadar da onu hoş buluyordum. Sevmiyorum sadec yakışıklı!

Ders bittiğinde ki hoca hiç ara vermeden bir saat on dakika boyunca ders işledi. Hemen annemi aradım. "Sultanım nerdesiniz?" "kuzum burda işler karışık bizde dayınla şimdi toplantıya giriyoruz ben arıycam seni! O Andaç'a da söyle eve gelsin Emeri'yle beni çıldırtmayın!" "ta-tamam sultanım hadi bay" Tövbe! Bu nerden biliyor Andaç'la Emeri'nin evde olmadığını! Hep derlerdi annelerin kuşları vardır diye de inanmazdım. Demek doğruymuş! 

Ege'nin Umut'u -Düzenleme yapılıyor-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin