Benzinliğe varmamıza yarım saat kalmıştı. Bir sorun olduğunu biliyordum ama nasıl bir sorun? Bunu düşünürken benzinliğe vardım. Sessizdi. Kızların kaldığı yere doğru yürüdüm. Ses gelmiyordu. Sanırım onlardan biri olduklarını düşündüm. Melek de arkamdaydı. Temkinli adımlarla yürüyorduk. Kapıyı yavaşça açtım. Birden silahlarını üstüme doğrulttular. İrkildim. Sonrasında zaten rahatlamıştım. Hala hayattaydılar. Ama iki kişiyi kaybetmiştik. Üzücü birşeydi. Hiç ses gelmemesinin sebebi ise, kavga etmişler. Sonrasında ortalığı sessizlik kaplamıştı. Kavgayı başlatan İlayda imiş. Neden olduğunu sorduğumda ise bana; "Sürekli siz güçlüler gidiyorsunuz, biz ise burada mal mal oturuyoruz. Biz ne işe yarayacağız?" dedi. Ben de karşılık vermeden duramadım; "Tek başına, hatta yanına bir kişi daha versem, o zombilerin icabına bakabilir misin?" dedim. Bana; "Evet, bakabilirim." dedi. Yanında ben gittim ve zombilere karşı savaştık. Daha bir zombi üstüne gelince korkudan kaçışmaya başladı. Bu mu işe yarayacaktı? Ne yapabilirdi ki bu? Kaçarken düştü. Benim de tek başıma korumam yetmeyince, zombiler onu kaptı.