1

3.7K 204 156
                                    

Yaptıkları uzun sarılma sonrası Louis geri çekilmiş evin dışında park halinde olan arabayı işaret etmişti.

"Vay canına,araba mı aldın?"

Zayn gözlerini kaçırmış ve ensesini kaşımıştı. Bu gergin olduğunda yaptığı şeylerden biriydi. "Şey...Aslında..."

O sırada Harry gelmiş ve kapının önünde duran Louis'nin dikkatini çekmişti. O sırada onu görmeyeli uzun bir zaman geçtiğini farkına vardı. Eskiden gözlerinde olan o parıltı sönmüş,saçları eskisinden daha karışık hale gelmişti. Kaşları ise Harry'yi her gördüğünde olduğu gibi sinirle çatılmıştı. Bazı şeyler hiç değişmiyordu. "O benim arabam." Harry konuştuğunda Louis bakışlarını hızla Zayn'e çevirmişti.

"Ben yokken onunla en yakın arkadaş falan mı oldun? Üstelik onu evimize bile getirmişsin." Pekala,Harry isminin söylenmemesine ve ona "o" olarak hitap etmesine sinirlenmeyecekti.

"O aslında burada yaşıyor."dedi Zayn ve tuttuğu nefesini tek seferde verdi. Bunun zor olacağını biliyordu ancak bu zamanın geleceğini hiç düşünmemişti. Fakat şimdi Louis'nin gazabından bir an önce kurtulmak için can atıyordu. Bu hiç de kolay olmayacaktı. Bağırışmalar,söylenmeler ve bir sürü şikayet falan olacaktı. Üstelik bu sadece tepkinin Louis'ye düşen payıydı.

"Ne? Beni onun için kovuyor falan mısın?" Louis sesini fazla yüksek çıkarmamaya çalıştığında çıkardığı bir alt tondaki sesini çıkarmış,kendini kontrol etmeye çalıştığını belli edecek şekilde kelimeleri tane tane söylemişti.

"Elbette kovmuyorum. Hep birlikte yaşayabiliriz. Yeterince oda var."

"Bundan bana hiç bahsetmemiştin."dedi Harry sonunda bir şeyler demesi gerektiğini düşünerek.

"Çünkü ev arkadaşı bulmak çok zordu. Anlıyor musun? Ve sen de başka kişilerle de konuşuyordun. Eğer Louis'nin geleceğini söyleseydim asla burada kalmak istemezdin."

"Sana sorduğumda ev arkadaşına ihtiyacın olmadığını ve ben gelene kadar idare edebileceğini söylemiştin."dedikten kapının uzun süredir açık kalması dikkatini çekmişti ki kapıyı kapatmış,valizini sürükleyerek içeri çekmişti Louis.

"Evet,biliyorum. Ama sonra beklediğimizden daha uzun süre kalmak gerekti ve bunu idare etmek sandığımdan daha zordu. Başka şeyler için para harcamam gerekti ve sonunda buna mecbur kaldım." Zayn kendini açıklamaya çalıştı ve ikisinin de anlamasını umdu ama biliyordu ki herkese basit yalanlar söyleyerek bütün işi batırmıştı.

"Pekala,artık ben geldiğime göre onu kovabilirsin."dedi Louis koltuğa kendini atarken. Harry endişeyle Zayn'in gözlerine bakmıştı. Burada kovulacak biri varsa bu kişi ilk önce kendisiydi çünkü birini seçmesi gerekirse Zayn Louis'yi seçerdi ve Louis ise Harry ile kalmayı asla istemezdi.  Liseden beri bir şekilde birbirlerinden nefret ediyorlardı. Aslında Louis,Zayn dışında herkesten nefret ediyordu ama kimseye Harry'ye karşı olduğu kadar kaba değildi. Harry de ona karşı hiçbir şey yapmayan masum taraf olduğunu söyleyemezdi.

"Onu kovmuyorum. Üzgünüm hepsinin benim suçum olduğunu biliyorum ama onu birden kovamam. Dediğim gibi yeterince oda var ve belki birbirinizi görmeniz bile gerekmez."

"Tanrım."dedi Louis başını geriye doğru yaslarken gözleri yorgunluktan hafif kapanıyordu ve sonra o korkunç şeyleri gördü. Evin tüm duvarlarını kaplayan muhtemelen Harry tarafından yapılmış bir sürü aptal tablo.  Evet,bunların Harry'nin eseri olduğuna emindi çünkü Zayn de sürekli böyle şeyler yapardı ikisi de güzel sanatlardaydı fakat Zayn asla bu kadar kötü şeyler yapmazdı. Birkaç ay kimseyi böyle tablolar yapacak kadar değiştiremezdi. "Aman tanrım!"dedi Louis. "Bu tabloların hepsinin duvarımdan kaldırılmasını istiyorum. Hem de hemen." Zayn ağzını açacak gibi olduğunda onu susturmuştu. "Ben burada kalmasına izin veriyorum ve o da en azından beni bu korkunç şeylerden kurtararak teşekkür edebilir."

Bu çocuk gerçekten de katlanılamaz,diye düşündü Harry. Sanki bu evde kalması için o ısrar etmişti. Bunun suçlusu o bile değildi ki ama yine de bütün cezayı güzel tabloları çekmek zorundaydı.

"Bunu yapacağım ama sırf senin çekilemez çenenden kurtulmak için anlıyor musun? Sanattan anlamaman benim suçum değil." Harry Louis'ye laf söylerken Zayn ise bir köşede oturmuş ne yaptığını düşünüyordu.

"Bu şeylere sanat diyerek bütün sanat eserlerine hakaret etmeyi başardığın için seni tebrik ederim."

"Burada sanata hakaret olan tek şey senin aptal suratın."dedi Harry sakince. Zayn kendini birkaç güne anlaşmaya başlayacaklarına ikna etmeye çalışıyordu.

"Buna daha fazla katlanamayacağım. Ben odama çıkıyorum ve geri döndüğümde duvarlarda bu aptal şeylerin hiçbirini görmek istemiyorum."Louis sinirle kalkmış neredeyse kendi boyunda olan bavulunu güçlükle çekiştirip yukarıya çıkarmaya çalışıyordu. Zayn hatırladığı şeyle dişlerini sıktı. Birazdan çok korkunç şeyler olabilirdi. İçinden 10'a kadar saymaya başladı ve 8'e geldiğinde her basışında durduğu yeri titreten hızlı ve sinirli adım sesleri gittikçe yaklaşmaya başladı. "Ona odamı nasıl verirsin?"diye bağırdı Louis.

"Üzgünüm ama evdeki en büyük iki odadan biri orasıydı ve evde tek ikimiz varken o odayı ona vermememi garip karşılayabilirdi. Ve bilirsin ev arkadaşına gerçekten ihtiyacım vardı." Zayn cümlelerini sakinlikle kurmaya çalışmış ve her kelimesini özür dilemeye çalışır bir incelikle söylemişti.

"Buna inanamıyorum. Üstelik odamı o iğrenç mor rengine boyamış. Ancak tüm dünyayı siyah beyaz olarak gören biri böyle iğrenç bir rengi seçebilir." Harry derin bir nefes aldı. Hayır,ona söylenmeyecekti. Onun zevksiz olmasının suçu kendisi falan değildi.

"Ne garip,ben de eski rengi için aynı şeyi düşünüyordum."

"Baksana,araban bile var. Eminim tek başına bir eve çıkacak kadar paran da vardır. Neden ikimize de bir iyilik yapmıyorsun?" Louis kollarını göğsünde birleştirmişti.

"O arabayı o şekilde alabildim zaten sersem."

"Tamam."dedi Zayn ikisinin arasına girerek dikkatlerini kendisine çekmeye çalıştı. "Bunların hepsinin suçlusunun ben olduğumu biliyorum ancak sizin de sürekli kavga etmeniz gerekmiyor. Biraz daha anlayışlı olmak bu kadar mı zor?"

"Evet."dedi Harry. "Bütün bunların suçlusu sensin ve çok sevgili arkadaşın geldiğinden beri her şey için beni suçluyor. Sanki bunu ben istemişim gibi."

"İkinizi de rahatsız ettiğim için üzgünüm. En iyisi ben artık oldukça küçük olan odama gidip eşyalarımı sığdırmaya çalışayım." Sakin olmaya çalışırken yaptığı tonlaması o kadar keskindi ki sinirli olduğunu söyleyen bir pankart açsa siniri daha az hissedilirdi.

O akşama kadar Louis odasında tıkılı kaldığı için bir daha karşılaşmamışlardı. Akşam olduğunda ise Zayn Louis'nin odasına gelmiş ve onu uyumaya çalışırken bulmuştu. Eskiden olduğu gibi yanına kıvrılmış ve arkasından ona sarılmıştı.

"Eskiden karanlıktan korkardın ve seninle yatmam için ısrar ederdin."

"Karanlıktan hiçbir zaman korkmadım."diye söylendi Louis. Sesi uykuluydu. "Benimle uyuman için uydurduğum bir bahaneydi."

"Ne bu,itiraf zamanı falan mı?"

Louis ona daha sıkı sarılması için kolunu kendisine çekmişti. "Sus ve uyu."

"Ondan önce bir şey sormak istiyorum."dedi Zayn. "İyi olup olmadığını merak ediyorum. Bunu daha önce sormam gerektiğini biliyorum ama bu umursamadığım anlamına gelmiyor. Aslında tek umursadığım şey bu."

"O yüzden mi beni onunla aynı evde kalmaya zorluyorsun?"ve Zayn'e cevap hakkı vermeden devam etmişti. "Her neyse,ben iyiyim."dedi ikna edici olmayan bir sesle. Ve ondan sonra konuşmadılar çünkü Louis konuşmak istemediği zamanlardaki gibi gözlerini kapamış ve uyuma taklidi yapmıştı.

crazy to love youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin