Harry dudağında hissettiği yumuşak baskıyla gözlerine ışığın dolmasına izin verdi. Louis gözlerini araladığını fark edince dudaklarını geri çekerek gülümsedi."İki saattir seni uyandırmaya çalışıyorum ve sen seni öptüğüm ilk saniyede gözlerini açtın."
Harry panikle aklına gelen ilk şeyi söyledi. "Ölü bir balığın dudaklarıma tecavüz ettiğini düşündüm."
Louis bir şey söylemeden gözlerini kısarak ona yargılayıcı bir bakış attıktan sonra elindeki süt bardağını kafasına dikti.
"Çabuk hazırlan. Okula geç kalmak istemiyorum." Eğer arabanız varsa kısa bir süre içinde arkadaşlarınızın şoförü haline geliyordunuz. Bu yüzden Harry koşar adımlarla yukarı çıkıp üstünü giyindiği gibi aşağıya inmişti.
Kapının önünde bekleyen Louis onu gördüğü an kapıyı açarak dışarı çıktı. Açık ve serin hava Harry'nin yüzünü gülümsetti. Araba yolculukları genelde garip geçerdi. Mesela Harry her şarkı açtığında Louis'nin saçma yorumlarda bulunmasını beklerdi ama Louis dışarıyı izlemeye devam ederdi. Louis'nin ya da herhangi birinin nefret edeceğini bildiği şarkıları açsa bile. Çünkü bunu denemişti. Sadece ne zaman huysuz biri olacağı kestirilemiyordu.
"Cidden..."dedi Harry arabayı sürerken. "Bu şarkıya laf etmediğine inanamıyorum."
Louis bir anlığına transtan çıkmış gibi bakışlarını camdan Harry'ye çevirdi. "Beynimi uyuşturuyor. Bunu seviyorum. Senin bütün şarkıların beynimi uyuşturuyor." Harry bu hakaret-iltifata ne diyeceğini bilmeyerek sustu ve arabayı park etmeye odaklandı.
"Okul çıkışı kalıyorum. Birlikte gideriz."
Louis kafasını onaylar biçimde sallayarak arabadan inmişti. Genelde böyle olurdu ve okulun içinde karşılaşmazlardı bile. Harry'nin gününün bu bölümü fazla sessiz ve sakin geçerdi. Etrafı insanlarla çevrili bile olsa.
O gün çıkışta yarım saat Louis'yi bekledikten sonra Louis sonunda geldiğinde Harry gözleri açık bir rüya gördü. Louis'nin ifadesiz suratında onu görünce büyük bir gülümseme belirmiş,arabaya atladığında Harry'ye kollarını sararak küçük bir öpücük vermişti. Tıpkı randevuya giden bir çift gibiydiler. Her şey o kadar doğal ve mantıklıydı ki. Sanki baştan beri bu şekildeymiş gibi. Fakat daha sonra rüya Harry'nin gözlerinin önünde kayboldu ve yüzüne bile bakmayan bir Louis arabaya bindi.
Artık kendisinde ciddi bir sorun olduğunu düşünmeye başlamıştı. Arabayı çalıştırmak için ihtiyaç duyduğu süre içerisinde Louis'nin bir sigara yaktığını görünce kaşlarını çattı. İçtiğini bile bilmiyordu.
"Eğer birazcık bile kül içeri girerse seni öldürürüm."
Louis teslim olur gibi ellerini kaldırdıktan sonra sigarayı tutan elini iyice dışarıya çıkardı.
Eve geldiklerinde Zayn Harry'nin sabah üzerinde uyandığı koltukta oturuyordu. Geldiklerini gördüğünde izlediği filmi durdurdu. Louis her zaman yaptığının aksine ona sarılmadan kendini koltuğa atınca kaşları çatıldı. Üstelik her zaman oturduğu yere,Zayn'in yanına bile oturmamıştı. Harry yerinin dolduğunu görünce Zayn'in yanına geçti ve kucağındaki patlamış mısır kasesine elini daldırdı.
"Dün akşam neredeydin?"
Demek pasif agresif davranmak yerine konuyu direkt açacaktı. Harry ağzına biraz daha patlamış mısır tıkadı."Bir arkadaşımda kaldım."
"En azından haber verebilirdin. Senin için yemek yaptım. Sürpriz olacaktı." Yaptım mı? Harry yüzünü buruşturdu.
"Üzgünüm bilmiyordum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
crazy to love you
FanfictionHarry ve Louis genellikle birbirlerinden nefret ediyorlar.