9

1.6K 152 88
                                    




Uyumak istediğinde Louis sanki aynı yatakta yatacaklarını yeni fark etmiş gibi yüzünü buruşturarak birkaç laf etmişti. Harry'nin buna karşılık verebileceği tek cevap gözlerini devirmek olabilirdi. İşin komik yanı ise birkaç şikayetle yatağın neredeyse en ucuna kıvrılan Louis'nin uykuya daldığında her dakika biraz daha Harry'nin tarafına yaklaşarak en sonunda bütün vücuduyla ona sarılmasıydı.

Harry için bu garipti. Daha önce yakın arkadaşlarıyla aynı yatağın farklı taraflarında yatmak dışında hiçbir zaman biriyle gerçekten sarılarak uyumamıştı. Başını boyun girintisine yerleştirmiş çocuğa baktı. Uyurken her zaman çok farklı görünüyordu. Birinin daha önce keşfetmediğiniz bir yanını keşfetmek gibiydi. Harry onu ne kadar izlediğini bilmiyordu ama uykuya oldukça geç daldığını sabah uykulu bir şekilde uyandırıldığında anlamıştı.

Gözlerini araladığında görüş alanına giren tek şey ona doğru bakan birkaç santim uzaklıktaki bir çift mavi gözdü. Harry'nin nerede olduğunu anlaması birkaç saniye sürdü. Etrafına baktığında güneşin henüz yeni doğmaya başladığını fark etti.

"Buradan gidelim."

"Ne?" Kaşlarını anlamaya çalışır gibi çattı. Uykusuz bir geceden sonra ilk uyandığında kafasını toparlaması hep biraz zaman alırdı.

"Beni duydun. Buradan gidelim. Hemen şimdi." Harry kalkmak için doğrulduğunda üzerindeki bedeni kolayca yana atmış böylece Louis'nin düşmenin etkisiyle yatakta birkaç kere hafifçe zıplamasına neden olmuştu. Harry önce yüzünü soğuk bir suyla yıkadı ve sonra otomatikman çantasını toparlamaya koyuldu.

"Kabul ediyorsun yani."dedi Louis kaşlarını memnuniyetle kaldırırken Harry'nin hazırlanmasını izliyordu.

"Ben kimim ki senin dediklerine karşı çıkayım?"dedi Harry alayla gözlerini onunkilerle birleştirmeden. "Beni parmağında bir oyuncak gibi oynatıyorsun." Ne dediğini farkına vardığında sesi gittikçe kısıldı.

Louis dizlerinin üstünde kalkarak yatağın Harry'nin önünde dikildiği ucuna kadar geldi ve kollarını onun boynuna doladı. "Bana dayanamıyorsun."dedi gözlerinin içine bakarak. Harry ona bakarak iç geçirdi. Her zaman bu kadar haklı olması onu deli ediyordu.

"Hadi,kimse uyanmadan gidelim. İnsanlarla uğraşmak istemiyorum."

Yol boyunca Harry herhangi bir kahve dükkanı bulana kadar sürekli esnemiş ve sonunda kafeinle biraz kendine gelmişti. Arabayı tekrar çalıştırdığında Louis'nin ona doğru hareket eden işaret parmağı görüş alanına girdi ve göz altına dokunduğunda durdu.

"Göz altların morarmış. İyi uyuyamadın mı?"

Harry ona neredeyse sinirli bir bakış attı. "Bütün gece bana ahtapot gibi sarıldığın için uyumak pek de kolay olmadı."

Louis'nin yüzünde mahcup bir ifade belirdikten sonra yanakları kızardı. "Ü-üzgünüm."dedi ne diyeceğini bilemeyerek. Sesi titremişti. "Bazen garip uyuyabiliyorum."

Harry gözlerini tekrar yola çevirdi. "Üstelik uyurken konuşuyorsun da."

"Ne?"dedi Louis sert ve şaşkın bir sesle. Harry ona baktığında gözlerinin korkuyla büyüdüğünü gördü. Oynadığı oyunun fark edilmemesi için gülümsemesini bastırmaya çalıştı.

"Evet. En büyük korkunun saçlarının erken dökülmesi olduğunu ve bilmiyordum. Uyurken saçlarım diyerek çığlık atıyordun." Louis kafası karışık bir ifadeyle ona baktıktan bir süre sonra yüz ifadesi değişti ve Harry'nin koluna vurdu.

"Aptal. Benimle dalga geçiyordun."

"Ama bir süreliğine inandın kabul et. Yüzündeki ifadeyi görmeliydin. Rüyanda ne gördüğünü daha çok merak etmeme neden oluyor." Louis cevap vermeden kafasını cama çevirdi. Ne yazık,Harry bu konudan bir şeyler çıkabileceğini ummuştu oysaki.

crazy to love youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin